bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Anne şefkati

de fakto | 19 August 2008 10:47

http://www.haberler.com/yavrusunun-oldugunu-kabul-etmiyor-haberi/

Sağlık en büyük nimet…

kalamara | 19 August 2008 10:24

Evet hastalanmadan veya başımıza bir kaza gelmeden sağlığımızın değerini bilmiyoruz.Her hasta oluşumuzda “Şimdi dünyayı verseler gözümde yok” deriz ama iyileşince unutur gideriz.Dünya telaşesi denilen şey bize malesef ölümleri, hastalıkları,arkadaşlıkları bile unutturabiliyor.
Özellikle şu son 4 gündür yaşadıklarım sağlığın değerini anlamam için biraz fazla bile oldu.Önce eşimin kuyruk sokumu kemiğinde meydana gelen çatlakş sonra kızımızın içtiği sütten zehirlenerek mikrop kapması tüm neşemizi aldı götürdü…

Kurallar..

pillibebekkuyuda | 19 August 2008 09:38

Okulun yolu taşlarla dolu,
Biraz da yokuş, yap beni bir kuş..

-Çoraplarının rengi, okul kurallarına aykırı, saçlarını sadece toplaman yetmez, örgü de yapacaksın..

Sanırım, kendisi dağılan bir kafanın, örgüyle toplanacağını düşünüyordu..Hemen saçlar örgü yapılır, örgü başlangıç noktasından itibaren, bir makasla, ”şak” diye kesilir..

-Al sana örgü..

Onlar, bedenlerimizi düzenlemeye çalışırken, ruhlarımızın nasıl olduğunu biliyorlar mıydı, acaba ?

Her düzene karşı çıktığımda, amacım düzenlere karşı çıkmak mıydı, yoksa başarının, düzenle geleceğine olan inançsızlığımla, kendi yolumu çizmem mi ?

Müzik

hipangel | 19 August 2008 00:59

Bırak notalar aksın damarlarındaKan yerine..Iyi ve kötü karışsın birbirine.Şeytanla melek sevişipYeni tanrılar doğursun.Vicdanını sustur,Dün ve yarın uslu dursun.Kilitle o an için hayatı,Sadece müziği dinle.Unut sana öğretilen her şeyi,İzin ver, müzik girsin içine.Yılanlar nasıl sevişirse,Sarıl sen de ritme.Teslim ol..Takip et..Sakın bırakma..Git seni götürdüğü her yere.Müzik yavaşlıyor, sen de yavaşla..Az kaldı son istasyona..Haydi uyan..Uyan..Bir sonraki şarkıya kadar..İşte bu senin molan..

Sağır Göz, Kör Kulak

hipangel | 19 August 2008 00:48

Gözlerim sağır, kulaklarım kör.
Ellerim duyuyor, dudaklarım ağlıyor.
Kalbim sustukça, ruhum çığlık atıyor.
İçimdeki büyüdükçe, küçülüyor her şey.
Küçüldükçe anlamlar, boşluğum büyüyor.
Boşluğum büyüyor,
Direniyorum,
Alamıyor beni de içine.
Boşluk benim içimde,
Beni içine alamadan.
Savaşmıyorum onunla.
Kör kulağının gözleri,
Sağır gözlerinin kulağı oluyorum.
Dudaklarım da ağlamıyor,
Ellerim de duymuyor artık.
Ben büyüdükçe, her şey küçülüyor çünkü.
Boşluk da benim,
Onu yaratan da.

ANANI …….

akoni | 19 August 2008 00:46

Sokakta yürüyorum, önüm de iki genç… Biri hafif zıplar gibi yaptı. Ananı ….yim diye küfür etti… Cadde, kalabalık … Yanımdan geçerken arkadaşına arı soktu galiba dediğini duydum. Anlaşılan canı yanınca basmıştı küfürü… Beni kaç kere arı ısırdığı halde hiç küfür kullanmamıştım. Ayy! ahh! Uff! diye Geçiştirmiştim. Anlamadığım bir nokta da, sorsalar annesi her şeyden kıymetlidir… Kıymetli de olmalı… Kendi anasına küfür etseler, gücü yeterse cinayet nedenidir… Ya sen neden küfür edersin? Erkeklik organı bu kadar önemli, bu kadar kutsal mı? Ya da bir öç alma, bir ceza verme aracı mı? Nefret ettiğim bir durum küfür… Duyduğum küfürlerin hepsi de erkeklerden. Canları sıkılmaya görsün; kızınca, üzülünce, canları yanınca nerede oldukları hiç önemli değil basarlar küfürü… Başarısızlıklarında, üzüldüklerinde, hatta sevindiklerinde, bir iş başardıklarında sığındıkları, dile getirdikleri küfür… Hiç kadınlardan böyle bir şey duymadım. Ya da yaygın değil erkekler gibi… Anlatılanlara göre; zevk için maç izlerken, en sevdiği oyuncunun bile hatası kabul edilmez… Küfür hazırdır. Hakemler her taraftan küfür yağmurunda… Birinci gelemeyen ata da jokeyine de… Okey masasında gelmediği için taşa da ıstakaya da… Çivi çakarken kendi eline kendinin vurduğu çekicede küfür hazır… Daha nice sudan bahanelerle savrulan küfürler… Kötü bir alışkanlıktan öteye bence erkeklerin acizlikleri…

Son Oktav

Dejavuu88 | 19 August 2008 00:34

….Rıhtımda gemileri izlerken ceketinin iç cebinden çıkarttığı küçük ajandaya bir şeyler karalamaya başlamıştı. Henüz kızın ona bıraktığı mektubu açmamıştı. Ağlamaklıydı yıllar sonra, kaskatı kesilmişti..

Serdeki gururu ayaklar altına sererek ağlamayı seçiyorum. Hüznün, yokluğun şiddetli bin tokat ve munis duran benliğim hayata inat. Aynı şarkının damarlarında pıt pıt atıyorum Zor bu sefer dayanmak. Darbımesel yazarlar ne anlar halimden. Ayakları birbirine dönük, nutku tutuldu tüm doğruların. Yüreğinin yüzüne el sürdüğüm, yılları harcıyoruz, bir tek anı kazanmadan. Nasırlaşacak süprizler naftalin kokan çekmecelerde. Şişesinin dibine vurduğumuz kaçıncı emanet sevince diyet ödüyor varlığımız bir bilsek

Kızıl Bisiklet

Paga | 19 August 2008 00:26

http://www.mustafakuleli.com/yazi/grev-bisikletinin-uzun-yolu