bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Gitmelere Gelmelere Teşneyiz

pilli pati | 11 October 2008 17:01


Alışıyoruz ama kötü bir alışkanlık oluyor, hafif‘ten gidenlerin ardlarında bize bıraktıkları… Mesela kimi zaman gitmeyeni hor görüyoruz ziyadesiyle, çünkü gidenlere hak verip nereye saldıracağımızı bilemiyoruz: Ortamda olmasını istediğimiz şeylerin var olmayışına hayıflanıp sinirleniyoruz veyahut gidenlerin ardından yeni gelenleri kuşku içinde seyreyliyoruz… “Acaba bu yeni gelen, o eski giden midir?” diye çalıveriyor zillerimiz! Mesela sırf bu yüzden, yeni gelmiş olup da, olan bitenden hiç haberi olmayan birinin başına patlayabiliyor bir sürü kabak! Mutsuz başlangıçlar yahut yeni gelindiği halde çekip gitmeler yaşanabiliyor sonra… “Lütfen olaylı gidişler sonrası yeni üyelik almayınız” tabelası mı asmalıyız, dükkanın camına?

Ya da kuşku huşuya günyüzünü dönmez mi hiç? Dönemez herhalde…

AŞKI KURTARAN ADAM

aktifparanoya | 11 October 2008 16:02

Gecenin yorgun düştüğü bir saatti; gözlerimi açtığım an. Perdelerim her daim açık olurdu, kimi zaman ayı seyretmek için kimi zaman yıldızları ve o gün her ikisini de izleyerek dalmıştım.
Gece yorgundu ve hatta küskündü. Ay öyle parlıyor ki güneşe nispet yaparcasına, tüm çatıları beyaza boyamıştı, tüm kaldırımları ve bütün “tüm”leri.

Soğuğu hissetmemiştim hatta ayakkabımın bağına basıp düşmesem ıssız sokakta bir başıma beyhude yürüdüğümün bile farkında olmayacaktım.

Günlük

yelkenlitren | 11 October 2008 14:58

Günlük
Günlük

Doğumumdan başlıyor herşey , ilk çığlığım yankılanıyor odada sevinç gözyaşlarıyla birlikte. Kucaktan kucağa geziyorum. Hep sıkıntı verici sıkı giysiler üzerimde üşümeyeyim diye. Herkezden önce kuruluyorum yatağıma ve gözümü bir açıyorumki popom yanıyor alev alev. Değştirsinler altımı diye yaygarayı basıyorum yine. Oh ne rahat hemende geldiler. Yeni bez , biraz süt ve artık uyuyabilirim mışıl mışıl.

Gün geliyor bitiyor çığlıklar. Anne tiş baba tukulata diye devam ediyor. Başka haylazlıklar yapmaya yeni yaramazlıklar icat etmeye başlıyorum gün geçtikçe. Ekmek almaya gidiyorum ama oyuna dalıp kaybediyorum kendimi sokaklarda. Herbir köşe başında yeni oyunlar her sokakta yeni maceralara atılıyorum. Birde bakıyorumki annem geliyor.
”Nerdesin sen sabahtan beri ? ”
” Oyun oynuyorum anne ”
diyorum polisin bile beni aradığını bilmeyerek 🙂

Karanlık ( şiir & şarkı )

adoxxoda | 11 October 2008 14:03

Sanki hiç kimsem yok kimsesizim
Sende benden gittin yar sensizim
Yapacak hiç bir şey yok çaresizim
Ama şunuda bil sende bensizsin
Ne geçen zaman unutturacak seni
Ne de yaptıklarım
Ne doğan güneş aydınlatacak beni
Ne de başka bir şey
Sensizliğin kapıları kapanmış suratıma
Yalnızlık kazınmış talihsiz hayatıma
Senden başkasını sokamam yaşantıma
Şunuda bil mutlu olmayacaksın benden sonra
Ne bir insan anlayacak bu derdimi
Ne de ben bulacağım dert anlatacak birini
Ne bir çare bulacaklarsensizliğime
Ne de kurtaracaklar beni karanlıklardan

BELİNDA VE İBRAHİM

oyuncuhandan | 11 October 2008 13:03

Uzun koridorda hastaların yattığı odalar birbirine yakındı. Odalardaki hastalar ameliyat olacakları yada taburcu olacakları günü bekliyorlardı. İbrahim cam kenarındaki yatağında doğrulmuş, ayaklarına terlikleri geçirmiş, yanındaki yatakta yemek yiyen arkadaşıyla sohbet ediyordu. Birkaç gün içinde bir kalp ameliyatı olacaktı. İki kez kalp krizi geçirmiş, durumu ciddi olduğundan gözetim altına alınmıştı. O hastanede gün sayarken yakınları onun için taze kan arıyor, kan verecek akrabaların listesini hazırlamaya çalışıyordu. Tam liste tamamlandı diye düşünürken yapılan testlerde birinin kan veremeyeceği anlaşılıyor, yerine konacak biri aranıyordu. Ama az kalmıştı. Kuyruğundaydılar artık zamanın hep birlikte.

HAYVAN ETİ Mİ, BİTKİ ETİ Mİ?

keremx | 11 October 2008 12:01

HAYVAN ETİ Mİ, BİTKİ ETİ Mİ?

Tayland’ın Puket Adası’nda her yıl Vejetaryen Festivali düzenleniyor. Bu festivalin iki amacı varmış. Birincisi: Havyan eti yemenin vahşiliğine dikkat çekmek… İkincisi: Günahlardan arınmak…

Bu insanlar hiçbir hayvan eti yemiyorlar. Tüm gıdaları bitkisel… Önce bunu tartışalım.

Dünyada var olan her şeyin bir yaratılış amacı vardır. Yaratıcı insanları kul olarak yarattığı gibi hayvanları da insanların hizmetine sunmuştur. Bir hayvanın binek olarak kullanılması ile gıda olarak kullanılması arasında etik olarak hiçbir fark yoktur. Hayvan eti yemeyebilirsiniz. Buna saygı duyarım. Ancak et yememek bir insanlık gereği ve bir erdem olarak savunulursa buna anlam veremem. Bu mantık üzerine konuşursak: hayvanın taşıdığı candır da bitkide ki can değil midir? Hayvan eti yenince vahşi olacaksın ama bitki eti yenince medeni olacaksın! Doğru mu bu?

erkeklerde kadınları delirten bir kaç özellik

nazokiraze | 11 October 2008 11:25

erkeklerde kadınları delirten bir kaç özellik

  • Ben merkezcilik.
  • İletişim takma bozukluğu.
  • Rekabetçilik.*Bazen beyni yerine iç çamaşırının içindekiyle düşünmek.
  • Hükmetme kompleksi.*Daima haklı olma sorunu.
  • Duyarsızlık.
  • Yetersizlik(çocuk bakma, ev işleri, yemek gibi konularda beceriksizlik.)
  • Sessizlik(bazı anlarda delirtir)
  • Asla kumandayı,cüzdanı, kravatı, çorapları bulamamak. Sürekli kaybetmek