bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kalbini Seviyorsan Balık Ye

keremx | 03 November 2008 11:53

KALBİNİ SEVİYORSAN BALIK YE

Av yasağı 1 Eylül tarihi itibari ile sona erdi. Böylece balık sezonu başlamış oldu. Birçok balık türü tezgâhları süslemeye başladı. Balık artık sofralarımıza sık sık misafir olacak.

En azından haftada bir balık yemeyi kendime prensip edindim.

Çok şükür kalbimden çok memnunum. Kalbimin iyi olmasının sırrını paylaşayım sizlerle: balık yemek… Uzmanlara göre, balık yemek, kalp hastalıklarından ölüm riskini yüzde 36 oranında azaltmaktadır.

Sanırım küçük yaşta yediğim balıkların etkisi hala devam ediyor. Çünkü balık yiyen çocukların da beyni daha etkin gelişirmiş.

Bakkal Amca Bize Kanser Satıyormuş

keremx | 03 November 2008 09:55

CİPS YEMEK SİGARA İÇMEKTEN DAHA TEHLİKELİ

Çocukların var olduğu bir eve eli boş gitmek doğru olmaz. Çocuklara hediye olarak mutlaka bir şeyler götürmeli. Çocuklar hediyelerin en çok mideye indirilenini sever. Peki çocuklar yiyecek olarak en çok neyi severler? Şeker, çikolata, Cips diye listeyi oluşturmaya başlarız hemen. Çocuklar en çok ta cips yemeye bayılıyorlar.Bu yüzdenç çocuklara ne çok cips aldım,sormayın…

Şimdi öğreniyorum ki cips yemek ile yağ içmek arasında hiçbir fark yokmuş. Yani ben onca çocuğa bilmeden yağ içirmişim.

gayzer

nazokiraze | 03 November 2008 09:17

GAYZER
(geyser,geiser,geysir,geyzir)

çizgi filmlerde görürüz fareyi, köpeği yada herneyse kahramanı aniden havaya fışkırtan bir su kaynagı vardır, taaa uzaya kadar fırlattıgı olur çizgi filmin kahramanını..

Biraz araştırmayınca yada tesadüfen birinin ödevinde, kitabında,internet sitesinde görmeyince insan öyle kaynakların sadece çizgi filmlerde oldugunu zannediyor.

Kızımın 3 yıldır araştırdığı, bilgi ve fotograflarını biriktirdigi bir konu gayzer (geysir,geyser..)İzlandaca’dan türeme sıcak su kaynagı anlamına gelen bir sözcük.

Genelde sıcak ama bezen soğuk ta olabilen gayzer 50 metre yüksege bile ulaşabiliyormuş. Volkanik alanlarda oluşan ve en çok İzlanda ve Yeni Zelanda’da bulunan gayzerin en ünlüsü Amerika’da Yellowstone Millî Parkında olanıdır.Ordaki gayzerlerden birine çok düzenli olduğu için (65 dakikada bir 4.5 dakika süreyle fışkırır) isim bile takılmıştır.

1886 da Yeni Zelanda’da 240 ve 1904 te aynı yerde 450 metre yükseğe fışkırdıkları gözlemlenmiştir. (Bilgi için)

YAŞAMAK HERŞEYE RAĞMEN YAŞAMAK

nurozoz1980 | 03 November 2008 09:17

Mesleğe ilk başladığı günlerde henüz daha uzmanların yanında ısınma turları attığı kalabalık nöbet akşamlarından birinde 17-18 yaşlarında iki koluna iki kadın girmiş genç bir delikanlı belirir kapıda öyledirki genç ayakta durmakta bile zorluk çekmektedir. ardından telaşla babası gelir. Oğlumu kurtarın doktor bey ve devam eder oğlum bu akşam ilaç içmiş ve intahar etmek istemiş uzman doktor adama döner ne zaman etmiş bilginiz varmı der babası yanılmıyosam 1 saat önce annesi görür görmez buraya getirdik ne olur oğlumu kurtarın diye yakarmaya devam eder. aldığı ilaçları sorar doktor annesi telaşla elindeki ilaçları gösterir doktor bakar ama yüzünde bi huzursuzluk gerginleşir aileye döner ve üzgünüm yapacak birşey yok der. zorlukla ayakta duran genç biran diklenir ve doktora ben ğişmanım kurtulmak istiyorum kurtarın beni diye yalvarmaya başlar.

Gece ve Gündüz Krallığı

vatanda | 02 November 2008 16:18

Uzandığım koltukta dalmışım annemin dürtüklemesiyle uyandım. Aslında pekte uyandım denilemez hala yaşıyorum sanki. Gözlerimi kapattığımda güzel bir sahil kasabasında buldum kendimi ağzıma hafif tuz tadı gelmekte , esen rüzgar tenimi ürpertmekte. Etrafıma bakıyorum şaşkınlıkla ileride bir baraka üzerine kocaman bir ağ çatı gibi yerleştirilmiş, küçük bir tekne ve iki-üç kişi onlara doğru yürüyorum. Güneş hala gökyüzünde ama ay’da öbür taraftan kendini göstermekte ilerdeki gruba yaklaştıkça içimde garip bir ürperti başlıyor ilk anda neden olduğunu anlamasamda biraz sonra bu ürpertinin nedenini anlıyorum. Benim insan sandığım ilerdeki grup ağzı yüzü garip bir şekil almış insan görüntüsünde ama insandan başka herşeye benzeyen hal ve hareketleriyle çok başka garip yaratıklar çıkıyor. Titremeye başlıyorum hatta geri geri gitmek istediğimi hatırlıyorum ama nedense bacaklarım beni dinlemiyor. Sanki onlara doğru çekiliyorum. Yanlarına yaklaşıyorum. ürkek bakışlarla süzdüğüm bu garip yaratıklar benim geldiğimi yeni fark eder gibi vücutlarından çıkan gözleriyle bana sanki normal birşeymiş gibi bakıyorlardı. Bu beni daha da tedirgin etmişti. O sırada arkadaki yaratık diğerine insan diliyle ” İşte bir tane daha geldi bu akşam kaçıncı bu” diye söylendi. Konuşmalar beni hem korkutmuş hemde sevindirmişti benim gibi başka insanlar da buraya gelmişti demek. Ama burası neresiydi bu yaratıklar da neydi. Bana en yakın olan yaratık “Sen ordaki yaklaş buraya neden, niçin geldin” diye sordu. Vücudum benden ayrı bir nesne gibi onlara yaklaşmaya başladı. Tam yanlarına geldiğimde dilim yine düşüncelerimden başka olarak.

Kapak olsun…

deLe | 02 November 2008 15:07

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=02.11.2008&y=TamerKorkmaz

Geleceği Gösteren Harita

keremx | 02 November 2008 15:03

BİLİNMEYENİ VE GELECEĞİ GÖSTEREN HARİTA

İnsanoğlu her ne kadar uzay keşfine çıksa da, henüz dünyada izah edemediği, keşfedemediği o kadar çok şey var ki. Bırakın dünyayı, insanoğlu henüz bedenindeki sırları bile tam olarak izah edebilmiş değil.

Bilim adamlarının açıklayamadığı birçok gerçek var. Yaratılış, ölüm, rüya, cin, nazar gibi konuların yanında bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi bile hala kaldırılabilmiş değil. Bunlardan biri de Ünlü Türk denizcisi Piri Reis’in haritasıdır.

Bu harita için; “geleceği gören harita” tanımını yapabiliriz. Ünlü Türk denizci Piri Reis’in 1513’te çizdiği harita, Afrika, Amerika ve Güney Kutbu’nun bugünkü halini gerçeğe yakın bir şekilde göstermektedir.

Bu harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılından günümüze bilim dünyasının ilgisini çekmektedir. Öyle ki; haritada Güney Kutbu’na yer verilmişti. Hâlbuki buranın keşfi, haritanın çizilmesinden 3 asır sonra gerçekleşmişti. Dahası, bu harita, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce eridiği tespit edilen bu buzulların varlığını Piri Reis nerden biliyordu? Bilimsel gerçeklere göre Reis’in bu haritayı çizmesi mümkün görünmüyordu. Piri Peki nasıl olmuştu da çizebilmişti? Bu konuda birçok teori ortaya atıldı. Hatta Piri Reis’in cinlerden yardım aldığını iddia edenler bile oldu. Sırrı ne idi acaba? Piri Reis nasıl bir gizli ilme sahipti?