bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

NOBEL ÖDÜLLÜ TÜRK: ORHAN PAMUK

| 11 December 2008 10:13

Orhan Pamuk, 1952 yılında İstanbul’da doğdu. İlk romanı ve anketlere göre cumhuriyete damgasını vuran 75 kitaptan biri olan “Cevdet Bey ve Oğulları”nda (1982) ve diğer bir şaheseri olan “Kara Kitap” (1990) adlı romanında anlattığına benzer bir ailede büyüdü. Nişantaşı’nda yetişen Orhan Pamuk, New York’ta geçirdiği üç yıl haricinde İstanbul’da yaşadı. Robert Koleji mezunu olan ve
İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde üç yıl okuyan Pamuk, 1976’da İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi.

Çocukluk ve gençlik yıllarında ressam olmayı hayal etti, fakat 1974’den itibaren yazı yazmayı tercihi ağır bastı.

Üç kuşak İstanbullu bir tüccar ailesinin çerçevesinde, Türkiye’nin son yüzyıllık macerasını hikâye eden “Cevdet Bey ve Oğulları” adlı romanı, 1979’da Milliyet Roman Yarışmasında ödül aldığı gibi, 1983 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü‘ne de layık görüldü. Aynı yıl ilk baskısı çıkan; üç mutsuz kardeşin İstanbul yakınlarında bir sahil kasabasında, 90 yaşındaki ninelerinin evinde geçirdikleri bir haftalık hayat dilimini anlatan “Sessiz Ev” adlı romanı ile 1984 yılında Madaralı Roman Ödülü’nü aldı. Pamuk, “Sessiz Ev”in Fransa’da çıkan çevirisi ile 1991’de Avrupa Keşif Ödülü’nü kazandı.

17. yüzyılda İstanbul’a getirilen Venedikli bir köleyle bir Osmanlı âlimi arasındaki ilişkiyi anlatan tarihi romanı “Beyaz Kale”(1985) ile Pamuk, yurt içi ve yurt dışında ününe ün kattı.

BENİMLE SATRANÇ OYNAR MISINIZ?

keremx | 10 December 2008 14:23

BENİMLE SATRANÇ OYNAR MISINIZ?

10 yıldır satranç oynuyorum. Satranç oynayanları ilk izlediğimde bu oyunu hiç öğrenemeyeceğim duygusuna kapılmıştım. Bu kadar taş… Bu kadar hamle…Bütün bunları öğrenmek kolay değil diye düşünürdüm. Dama oynamak daha kolay gelirdi bana. Yanlış düşünmüşüm, satranç oynamayı öğrendiğimde anladım bunu.

Satranç oynamayı çok sevdim. Satrancın tarihine yolculuk yaptım. Satrancın hayatı etkileyen felsefesine kapıldım. Satranç ile düşünmeyi yeniden öğrendim. Düşünmek, beklemek, sabretmek, kontrol etmek, acele etmemek gibi yeteneklerimi satranç sayesinde daha da geliştirdim.

Femme Fatale (Mata Hari)

pillibebekkuyuda | 10 December 2008 13:23

Femme Fatale bir çok kez karşımıza çıkmış, bazı büyük yazarlar tarafından kaleme alınmış, tüm dünya kültürlerinin efsanelerinde geniş yer tutmuştur..

Kendi kültürümüzde daha derine inildiğinde Anadolu Türklerinin folklöründe adı geçen, Alkarası, Albastı da Femme Fatale ye örnek verilebilir. Sinema olarak düşündüğümde Femme Fatale ye örnek( Kötü ruhlu kadın), Suzan Avcı dan öteye gidemiyor, araştırmalarımda..

İlişkinin celladı 1-İLGİSİZLİK

darjeeling | 10 December 2008 12:24

Evet, benim gözlemlediklerime, deneyimlerime, düşüncelerime göre cellat-1 ilgisizliğin ta kendisi. Nasıl mı? Anlatayım…
Kadın zaten özü gereği duygusal bir varlık. İncedir, düşüncelidir, ilgilidir, çoğu kişiye saçma gelebilecek bir çok şeye ağlar, fazla ağlar, kolay incinir..
Kadın zaten bu ve buna benzer yapılar barındırıyorken aklını-mantığı (hele hele aşıksa) ilişkinin herhangi bir yerinde çok ta fazla ortaya çıkarır diyemeyiz. Kadın ilişkisinin her aşamasında ilgi bekler. Ama her! Tanıştıkları hafta, 6 ay-1 yıllık mutlu dönem, sıkıntıların başladığı dönem, evlilik zamanı, doğumdan önce-sonra, hatta regl zamanı. Erkek ise bu ilgi dediğimiz durumu başlarda pekala güzelce gösterir kadına. Bir tatlı sözler, mesajlar, yemekler, iltifatlar.. En , en ,en fazla süreceği dönem 6 ay olsun. (Normal /sıradan bir erkek daha kısa sürede sıkılmıştır bile bundan-aslında kadının kendisinden..)
Peki ilgi azalmaya başladı mı ne oluyor?
1-Kadının şikayetleri artıyor, adam deliriyor. Kavgalar çok ama çok artıyor.
2-Kadın adamla olan özel ilişkisi hariç olan adamın tüm ilişkilerine burnunu sokmaya çalışıyor. Her yerde olmaya çalışıyor. Göt biti oluyor bir anlamda.
3-Kıskançlıklar çok ama çok artıyor. Çünkü kadın bu ilgisizliğin altında bir bit yeniği olduğunu yada bu ilgisizlik yüzünden bir boklar olacağını düşünmeye başlıyor.(3 aslında 2 nin de sebebi gibi..)

BİNMEK SİZDEN,İNDİRMEK BENDEN..

keremx | 10 December 2008 11:38

BİNMEK SİZDEN,İNDİRMEK BENDEN…

Ehliyetim vardı, ancak ben uzun süre araba kullanamadım. Her davranışın bir sebebi ve tarihi bir geçmişi olduğu gibi bu davranışımın da benim nazarımda geçerli bir sebebi vardı. Bunu kendime ifade edebildiğim için artık rahatlıkla direksiyon başına geçip, araç kullanabiliyorum.

Paylaşacağım hikaye, beni derinden etkileyen anılarımdan biri. Belki bu hikaye, dinleyen ve okuyanlar için çok önemli olmayabilir, (anlatımda edebi bir tat ve uslüp ta yok) ancak yaşamın sırları hatrına bu paylaşıma vakit ayırır mısınız?

UMRUMDA değil!!!

deelalim | 10 December 2008 10:57

Valla imla kurallarını sallamışım bu gün,noktayla virgül yer değiştirmiş.satır araları dolmuş sitemle UMRUMDA değil,ahkam kesin kesmeyin,yerin,övün ,sövün UMRUMDA değil,Kırılmışım yıkılmışım,küsmüşüm,sadece içimi dökmek amacım,kimsenin övgüsünede sövgüsünede ihtiyacım yok,ben zati yeterince sövüyoru
m .kendime.Neden alemi cihanla paylaşıyorum , kod adımla?Bilmem,modayamı uyuyorum ne? aslanlar gibi döktürmek lazım benliğinle,kaçış mı? değil kaçmam aslında,gabi moda ya uydum deyanın değimiyle (GABİ) galibayı unuttum deyanım senin çocuk masumiyetinle gabi derim hep dost sohbetlerinde, dost sohbetleri…kalmadı gabi artıkın böööle muhabbetler,biz dostumuzun itinide severdik , kedisinide,günahınada ortaktık, sevabınada,varlığına gururlanırdık,yokluğunda kaybolurduk,yazık kalmamış hiç bir şey sevgiden yana….sadece dışa vurum bu kale almayın,iyiliğini gördüğünüz eri satmayın,bu dünya fani,tamah etmeyin,dik durursan ala,eğri yatmayın,kanmayın entellektüel söze,marjinal gözüken o sahte yüze,acında yanında,neşene paye,var ise bir kişi ne mutlu sane.BU GÜN DOST YARELENMİŞ YİNE GÖNLÜM HOŞ DEĞİL…!

Hiç ağlama

deLe | 10 December 2008 10:45

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/hic-aglama-154018.htm

LÜTFEN CEVAP VERİNİZ

keremx | 10 December 2008 10:12

LÜTFEN CEVAP VERİNİZ

L.C.V. nedir? Bu bir kısaltma. “El,si,vi” veya “ Le,ce,ve” diye okunabilir. Bilmeyenler olabilir. Öyleyse bu konuda bildiklerimizi paylaşalım. Bu kısaltmayı “Lütfen cevap veriniz” şeklinde açabiliriz.

L.C.V nerde kullanılır? Özellikle davetlerde… Misalen; özel bir davet vardır. Bu davet için bir davetiye çıkarılmıştır. Davetiye metninin altına L.C.V eklenir. L.C.V ile davet edilen kişinin davet eden kişiye, katılıp katılmayacağı konusunda bilgi vermesi rica edilir.