bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kasaya değil yureğine güven

zarifce | 22 February 2011 20:40

Bir iş adamının yaşadığı ekonomik sorunlar neticesi düşüşü ve ilginç bir şekilde yükselişini sizlerle paylaşmak istedim.
Ticarette engin tecrübesi ile istediği noktaya gelen Orhan bey, günün ekonomik gelişmelerine (malum krizlere) ayak uydurabilmek için borçlanmaya başlamıştı.Son olarak 2001 yılında yediği kriz darbesiyle elinde olan herşeyini kaybederek borçlarını iki katına çıkartmıştı.Bu durumdan kurtulabilmek için denemediği yol gitmediği ve çalmadığı kapı kalmayan Orhan bey bir çıkar yol bulamamış yorgun bir şekilde geldiği parkta, oturarak ellerini başının arasına alıp düşünmeye başlamıştı.

kıskanma ölçüsü

esra7909 | 22 February 2011 18:56

Kıskançlık sadece insanlara özgü bir duygu değil.Ama bu masum sayılabilecek duyguyu bu kadar abartarak, karşısındaki sevdiğim dediği,benim için önemli dediği insana zarar verecek hale getiren sadece insanlar..Seven kıskanır…Evet kıskanır ama zarar vermeden incitmeden kıskanmalı.Bunu artık hastalık haline getirmiş insanlar var ve bunlar maalesef farkında olarak ya da olmayarak yaşayabilecekleri birçok güzelliği bu şekilde ellerinin tersiyle itiyorlar.Zarar verdikleri ise sadece kendileri değil çevrelerindeki insanlara da zarar veriyorlar.Aile ,arkadaş, sevgili… Ve yalnız kalıyorlar, bu yalnızlık o insanları daha da kızgın ve hayata tepkili yapıyor.
Anlamıyorlar, anlatamıyorsunuz.Kıskançlık altında biraz da kendine ya da karşısındakine güvensizlik den oluşur.Söylediğiniz zamansa hayatın en fazla söylenen yalanı karşınıza çıkıyor.Sana değil insanlara güvenmiyorum.Böyle bir bahane var mı hayatta?
Sen mutlu ettiğinden eminsen,sevildiğinden eminsen neden abartılı kıskançlıklar yaşıyor ve sıkıntı yaşatıyorsun ki…

AŞKIN GÜCÜ BÖYLE BİRŞEY Mİ?

esra7909 | 22 February 2011 17:09

Paramparça bir hayatım vardı…
Dağılmış duygular yıkılmış hayaller.
Umutsuzdum,boşvermiş ve mutsuz…
Yavaş yavaş girdin hayatıma,
Kırıklarım topladın,dağılmış duygularımı,
yıkık hayallerimi,gömdüğüm umutlarımı,
Yeniden yeşertti içimdeki beni…
Arkadaşımdın,dostum,sırdaşımdın sen benim.
Farketmeden sevdam oldun…
O karanlık,umutsuz dünyamdan çıkardın beni,
Kış gününde ölesiye üşürken,
Güneşim oldun bahara kavuşturdun…

Kırmızı

Chat Noir 1 | 22 February 2011 12:32

Artık yalnız bırakın beni,
Sıkıldım hepinizden.
Alıp başımı gitmek isterdim,
Sevmeseydim kendimi derinden.
Düşünmek istemiyorum artık geleceği,
Bugünü dolu dolu yaşamak varken.
Kuralları ezip geçmek istiyorum.

İHANET

Chat Noir 1 | 22 February 2011 11:29

Hala seviyor muyum seni?
Yeter artık ne hallere soktun beni.
Bir rüya mahvedemez her şeyi.
Unutmadım bana çektirdiklerini,
Göz ardı edemem hissettiklerimi.
Zamanında sen de yalnız bırakmıştın beni.
Düşünmemiştin seni ne kadar sevdiğimi.
Her gün başka bir sevgili.
Unutmadım bana çektirdiklerini,
Göz ardı edemem hissettiklerimi.
Beni üzmek için söylediklerini,
Kalbimdeki sessizliği,
Gözyaşlarımdaki çaresizliği.

Aref Ghafouri’nin Muhteşem Gösterisi

Chat Noir 1 | 22 February 2011 10:25

Yetenek sizsiniz yarışması keyifle izlediğim programlardan biri. Özellikle gerçekten yetenekli olup, bu yeteneğini harika bir sunumla birleştirenlerin gösterilerini izlemek ayrı biz zevk oluyor. İnsan zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Bizde evde kendi aramızda yarışmacıları değerlendirip evet veya hayır diyoruz. Hülya Avşar, Acun Ilıcalı ve Ali Taran birlikte çok hoş bir jüri oluşturmuşlar. İçten yorumları ve samimi davranışları var. Özellikle Ali bey’in esprileri programa ayrı bir renk katıyor.

ISININ BABASI LORD KELVİN

ecengiz | 22 February 2011 09:16

Gerçek adı William Thomson olan Lord Kelvin ısı ve matematik alanında yaptığı çalışmalarla ün kazanmıştır.

İrlanda 1824 doğumlu bilim adamı 68 yaşındayken Lord Kelvin Ünvanını aldı.
Döneminin en iyi bilim adamlarından olan Kelvin 10 yaşında Matematik profesörü olan babası tarafından üniversite eğitimine başlatıldı. ilk bilimsel makalesini ise 17 yaşında yazmıştır. Fourier den etkilenen bilim adamı ,Fourier’in ısı iletimi hakkındaki görüşlerinin savunuculuğunu üstlenmiş ve bilim çevrelerinde kabul görmesini sağlamıştır.

Role Play

Barky | 21 February 2011 18:21

Role Playing Game, Rol Yapma oyunu anlamına gelir. Oyundaki yaptıklarınıza Rola Play yani Rol Oyunu denir. Bu oyun türüne kısaca Rp ya da Rpg denir. İnternet sitesi üzerinden karakterinizi yaratıyorsunuz, kitaptaki bir bölümü yazar gibi karakterinizi oynuyorsunuz.

Kapının Ardında

mavilikler | 21 February 2011 16:15

Kahvaltı masası hiç bu kadar sessiz olmamıştı. Çay kaşıkları bu kadar gürültüyle şıngırdamamıştı hiç bardaklarda.
Her ses, her kıpırtıda daha da büyüyordu sanki masadaki iki genç kızın sessizliği.

“Emre, şekeri uzatır mısın?” Şekeri uzatırken ablasına bir bakış fırlattı Emre, “Neler oluyor?” dercesine.

Diğer abla onlarla ilgilenmiyor görünse de aslında en küçük detayına kadar farkındaydı herşeyin. Kız kardeşine duyduğu kırgınlık, onun olduğu her yeri de ondan bir parça yapıyordu sanki… Çevresindeki herşeyi onun kadar göze çarpar bir görünüme bürüyordu.

Büyük Sarı Taksi

hurie | 21 February 2011 14:53

Uzun zamandır görmediğim iki eski kız arkadaşımla buluşmuştum dün akşam. Geceyi birimizin evinde bol dedikodulu pijama partisi yaparak geçirme planımızla yola çıkmıştık. Bursa maçı sebebiyle insan yağmış gibiydi sokaklar, caddeler, meydanlar. Uzak olan metro istasyonu ve kaçırdığımız otobüsten sonra, bir sonraki durağa yürümeye başladık insanlara çarpa çarpa. O kadar kalabalıktı ki çarpmamak mümkün değil. Buraya kadar herşey çok normal.

Ancak Altıparmak’ta balıkçıların yanındaki durağa geldiğimizde 5 dakikalık bir beklemeden sonra farları gözümüzü alan bir araç yanaşıyor tam önümüze. Gözlerimize inanamıyoruz önce, bu büyük sarı bir taksi çünkü. Hani eski filmlerdekinden, kenarında siyah beyaz kutucuklu şerit olanlardan. Kocaman yuvarlak farı olanlardan… Kocaman bir direksiyonu, deri koltukları olan büyük sarı bir taksi.