bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Katliam Melekleri

Kuruvaze | 20 February 2009 14:36

Uzun süredir olduğum yerdeydim. Adeta duvarla bütünleşmiştim. Gelen giden yoktu, gitmek beni ne kadar tehlikeye düşürecekse; durmak en az o kadar tehlikeye düşürüyordu. Köşeye biraz yaklaşıp diğer gözcünün olduğu yeri dikizledim. Kamuflaj halinde olduğu için onu duvardan ayırt etmek neredeyse imkânsızdı. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım; biraz daha duracaksam bu şarttı. Derin bir nefes alıp başımı duvara yasladım. Ellerim öylesine terlemişti ki, ihtiyacım olduğunda silahı tutabileceğimi sanmıyordum……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..Hemen yakınımda, iyi görünümlü bir pastane vardı. Mevsim yaz olduğu için şemsiyeler altında dışarıya masalar koymuştu. Önünden geçerken şöyle bir baktığımda, çocuklu aileler içeride oturmayı tercih ederken; sevgili modundaki tipler dışarıdaydı. İnsanın kendisini havaide hissedeceği bir müzik çalıyordu. Derin bir nefes aldım ve gözcünün olduğu yere bir kez daha baktım. Gözcü bir yana; sokağın karşısından masalardan birine doğru ilerleyen kız dikkatimi çekti. Şeker pembesi elbisesi ve yüzündeki şuh gülümsemesiyle; sadece benim değil, her kesin dikkatini çekmişti. İlerlediği masaya yaklaştı ve masadaki yaşlı adamın yanağına ateşli bir öpücük kondurdu. (Adamın yerinde olmak için neler vermezdim.) Kız tam geri çekildiği bir anda, adam kolundan tutup kulağına bir şeyler fısıldadı. Adamın konuşması biterken beraber, kızın yüksek sesli kahkahası çınladı. Bir yandan gülmeye devam ederken kendisini boşluğa bırakır gibi sandalyeye oturdu. Bacak bacak üstüne atmış, üstteki ayağını sallarken bir eliyle kısa saçlarıyla oynuyordu. Derin bir nefes aldım ve bu kez sebebi kesinlikle sıkıntıdandeğildi. ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

Erkek Fatma

taha3045 | 20 February 2009 13:37

Yedi yıl önceydi, İnternete yeni yeni girip, internete yeni başlayan her kazma gibi bende kendimi yasak olan elmadan dişler gibi hissedip heyecanlanıyordum. Chat programlarına girmeyecektim ama oraya herkes giriyordu, zaten herkes güzel, herkes yakışıklıydı nedense. Bizim kel Rıza bile ordan bir kız bulmuştu, kendini yakışıklı diye tanıta tanıta aşık etmişti salak bir kızın tekine. Tabi o zamanlar kamera olayı olmadığı için (varsa da yaygın değildi) kimse kimseyi pek görmüyordu, resim gösterirsen ne ala. Sıra buluşmaya gelince, bizim Rıza ekilmişti, telefonla kızı nerdesin diye arayınca, kızın arkadaşı çıkmış o kel bey sizmisiniz diye cevap vermişti. Demek uzaktan bakıldı, beğenilmeyince hiç yaklaşılmadı. Böyle olaylar sonucunda basit chat programlarına girmek istemedim, ancak şimdi her ne kadar çok olsa da, o zamanların arkadaş bulma sitelerinin ilklerinden(şimdi paralı oldu) olan bir yere kayıt oldum, burada can sıkıntım geçerdi belki.

Fikşın Troleybüs – II

puella | 20 February 2009 11:52

Telefon üç kere çaldıktan sonra Jenny yardımsever bir ses tonuyla telefonu açtı. Yıllar önce Antigua ve Barbuda’da bir operasyonda sırt sırta savaştığı arkadaşı Gregory’nin sesini hemen tanıdı. O çatışmada Jenny medulla spinalisine isabet eden bir kurşunla ağır yaralanmış ve A-48 de geri hizmete alınmıştı. Gregory, eski dostuna şimdilik ona hiçbir şey sormamasını, herşeyi en kısa sürede açıklayacağını, ancak şu anda acilen komutan Maximilian’ın bölümden düzenli olarak bir ilaç alıp almadığını öğrenmesi gerektiğini söyledi. Jenny’nin cevabı Gregory’yi hiç şaşırtmamıştı. Maximilian düzenli olarak haftada iki doz 198 Au izotopu ağırlıklı bir ilaç kullanıyordu. Ayrıca son 6 ayda sayısız defa iyot tableti
siparişi vermişti. Artık pek çok şey Gregory’nin kafasında yerli yerine oturuyordu. Bir sonraki akşam için planını yaptı. Komutanın düzenli olarak sığınaktan ayrıldığı saati biliyordu. O çıkar çıkmaz odasına girecek ve aklındakileri destekleyecek kanıtı arayacaktı..

Pareidolia

pilli pati | 20 February 2009 10:57


Bazen rastgele bir görüntüye bakarken onu belirli bir ifade gibi algılarız. Bu psikolojik bir fenomendir ve olay Pareidolia olarak tanımlanmıştır.

Bulutlardan şekiller çıkarmak, nesnelerden insan yüzüne benzetilen görüntüleri fotoğraflamak gibi günlük telaşların yanı sıra; dini inanç kaynaklı, üzerinde Arapça Allah yazısı olduğu, İsa Mesih’in yahut Meryem Ana‘nın resmedildiği düşünülen nesneleri aramak; hatta işi abartıp, tersten dinlendiğinde belli mesajlar içerdiğine inanılan müzik yapıtlarını bir kriptolog edasıyla incelemek, çıkarımlarda bulunmak da hep bu Pareidolia hadisesinin belirtileridir.

Bazıları bu tür durumları ikon olarak tanımlayıp, oluşumlara da “mucize” demekten çekinmez. Hatta duş perdesindeki şekle bakıp Lenin’i gördüğünü iddia edenler de olmuştur. Güneş ışınlarının belli bir açıyla dünya üzerine vurması ve ay yüzeyine yansıması, dolayısıyla dünya veya ay üzerindeki yer şekillerinin uygunluğu sayesinde devasa büyüklükteki bu yer şekillerine çeşitli anlamlar yüklenmesi de mümkün olmuştur. Salvador Dali, bu olayı bir adım ileri götürmüş, adına paranoyak kritik metod dediği bir yöntemle sanatını icra etmiştir. Dediğine bakılırsa; “kişi gerçek dünyada algıladığı gerçeklikten farklı bir gerçeklik yaratabilir ve bunu sanata yansıtmak da mümkündür”.

vazelin

Thing | 20 February 2009 10:35

http://www.fikrasi.com/vazelin-5912.htm

Boş İşlerle Uğraşan Bir Hükümdar: Mustasım Billah

mustasim billah | 20 February 2009 10:17

mustasim ile hulagü
mustasim ile hulagü

Tarihi bir nüktedir, anlatıla gelir:

Halife, Dicle Nehri’nin kenarında otururken Nasiruddin Et-Tusi, halifeye yıllarca emek verdiği bir bilim kitabını hediye eder. Halife kitaptan sayfaları teker teker koparıp:

“Bu sayfa kirlenmiş. Yıkanması lazım,” diyerek bütün kitabı nehre atar. Ve ardından:

“Sen bunu bana getireceğine, Tus’tan bir öküz getirseydin daha iyi ederdin” der.

2 Mİ 1 Mİ?

il mare | 20 February 2009 09:56

Bu kadar insan arasından sadece 2 taneyiz. Ve bu kadar çift arasından sadece 1. Çiftken 1 olmak mı güzeldir,yoksa insanlaşıp,bölünüp 2 olabilmek mi?Benleşmek,bütünleşmek mi iyi,ayrışıp ikileşmek mi?Hangisi daha yararlı,verimli?

Zaten bölünmüş olan şey,tekliğe amaç olamaz.

Dünya 1 olsun,savaşlar barış olsun öyle mi?
Kural varmış,doğmuş,büyümüş,kocaman olmuş.Bölündükçe büyümüş.

Ve kendi yarattığı kuralın altında ezilip yok olur dünya.

Böldüysen…Toplayamazsın!

adanadayız

nazokiraze | 19 February 2009 17:24

Oralı değilim, orada oturmuyorum, ama garip bir şekilde dönem dönem sevdiğim insanların bulunduğu yer Adana. On yıldır babaannemin, üç yıldır da annemin gidip yerleştiği, sonra iki sevdiğim arkadaşımında ev alıp oturmaya başladığı, bana çok uzak, artık gidemediğim, gitmek istediğim yer Adana.

Bir kaç kere gittim Adana’ya o zamanlar aklıma hiç gelmemişti, sevdiklerimi tek tek benden uzaklaştıracağı, gitmez olaydım demek ki o gidişimizde cezbetti herkesi, aldı yanına kebaplar ,şalgamlar diyarı Adana. Evet belki Adana’lı olmayanların pek sevmediği bir içecek olabilir şalgam suyu. Ancak soğuk algınlığından, vücut direncini arttırmaya kadar pek çok faydası var şalgam suyunun.(grip için şalgam)