bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

hayat böceği 5-kış güneşi

taha3045 | 14 July 2009 11:12

Ankara’ya gidip orada ailesiyle tanışma, aile oluşturma hayalleri dibe vurunca yeni hayaller oluşturuldu hemen yaşamlarında, yaza kadar bir şekilde hayatta kalınacak yazın burada iş bulan Zafer doğacak olan bebeği ve küçük kadınınla hayat kuracaktı.

Artık iş hesap sormayı geçmişti, kime ne hesap soracaktı, beni uzman çavuşum, babam milletvekili dedin onların yalan olduğu yetmiyormuş gibi beş parasız ve gidecek yeri olmayan bir asalak mışsın nasıl diyebilirdi. Şimdi her ikisi de asalaktı işleri, paraları, evleri yoktu, Sebahattin abiden başka dostları yoktu, burası Bodrum, Marmaris gibi kış mevsiminde de çalışılabilecek bir yer değildi, burada kışın in cin top oynuyordu.

ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM

il mare | 14 July 2009 10:05

İçerilerden bu sayfanın yolunu bulabilmiş,sıyrılmış bir ışıkla yazıyorum kalbimden çıkanların gözümle ilişik olmadığı cümlelerimi.Işığa gerek duymadan da yazabiliyormuşum,içimdeki karanlığın sayfalarla uyumunu hayranlıkla izleyerek.Nasıl da kolaylıkla yolunu buluyor kalem,her zamanki gibi iki kelimenin arasına standart mesafeyi koyabiliyor,satır başları düzenli;fakat alt alta iki satır arasındaki boşluk biraz fazla gibi sanki,korkuyor olmalıyım birşeyleri birbirine karıştırmaktan,bu karışıklıkta üst üste binerek kendi kendilerini yok etmelerinden.Ama bu korkunun sayfamı daha düzenli yapmayacağını biliyorum,ki ben korktuğum şeyleri hiçbir zaman güzel yapamıyorum.Falan fistan işte…

“ANNEE YÜZÜYORUM!!!”

il mare | 14 July 2009 09:19

Allah’ım! Kabus gibi..Kara kuru,esmer 9-10 yaşlaırnda bir çocuk,sanki ağzımı daha ne kadar geniş açabilirm acabacılık oynayaraktan “anneeee” diye bağırıyor denizin kıyısından,aslında derinde olduğunu sanarak. Ne de şirin,canım benim,aman da aman…Herşey çok güzel,gözlem yetimin doruklarındayım ve çocukluk hatıralarımın en derinlerinde…Sanmalarımı,sanılgılarımı hatırlıyorum hep denize dair,ellerimle aşağıdan kumlara dokunarak ve bu vasıtayla sırtımla beraber popomu su üzerinde bırakmaya çalışarak,gene ellerimle ilerlemeye çalıştığımı,bunun adını “yüzüyorum!!” koyduğumu falan hatırlıyorum,hatırlattın çocukk,saol..

damağımızdaki kırmızılar

nazokiraze | 13 July 2009 16:07

Ne yaparsam yapayım salça ,domatestutkumun önüne geçemeyen bir zavallıyım ben sadece domatesi zeytinyağlılarda kullansamda aklım hep salçadadır. Sofrada beyaz yemek olduğu (yayla çorbası, pilav, sade makarna, yogurtlu kızartma gibi salçasız domatessiz yemekler) ille bir çeşit kırmızı renkli yemek ararım yoksa doymam.

Kırmızı renkli besinlerin pek çok etkileri va insan vücuduna, elbette bu bahsettiklerim salça değil ,rengi kırmızı olan diğer sebze ve meyveler. Bunlar Meyed tarafından yapılan araştırmaya göre hafızayı güçlendirip kansere karşı koruyucu görevi görüyor.

Orman meyveleri diye bilinen karadut, böğürtlen, kızılcık ,ahududu gibi koyu kırmızı meyveler sağlık anlamında gözbebeği haline gelenlerden birkaçı.Çin’lilerin mutfağında özel bir yere sahip olan dut, kanı temizleyip böbrekleri dinlendiriyor.Anadolu’da da duta çok önem verilir, yapraklarından sarma yapılmasından tut, kurusu,pestiline kadar her çeşidini yaparlar. Dut pekmezinin faydalarını anlatmaya gerek yok. Dut şurubu ise ağız hastalıklarına birebir.

Yaz geldi epilasyon derdi başladı

| 13 July 2009 16:06

* sevgili okuyucular merhaba…
İçinde bulunduğumuz sıcak yaz günleri hepimize gına getirmiş durumda. napıyoruz , kaçıyoruz uzak diyarlara tatilere gidiyoruzz. Deniz,havuz,güneş havuzun tadını çıkarıyoruz. Sorun biz bayanlar için bu esnada başlıyor. Tatilin tadını mı çıkaralım kendi vücudumuzla mı uğraşalım öyle değil mi ?
Lazer epilasyona yaz gelmeden iki ay önce başlamış hanımlar. Biliyorsunuz ki bronz tene lazer uygulama yapılması zararlı ve yanlış. Jiletin koltuk altını vs karartmasından dolayı tercih edilmiyor. benden size bir sır. Koltuk altı ya da diğer bölgelerinize jilet nüfuz ettirirseniz ardından karınca yumurtası yağı sürün hem çıkmasını yavaşlatıyor hemde kararmasını önlüyor. Ben denedim hepinize iyi tatiller…

Büyük baraj devri bitti

penguen06 | 13 July 2009 16:03

http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1116909&Date=13.07.2009&b=Buyuk%20baraj%20devri%20bitti&ver=97

TÜRK MİLLETİNİN GÜCÜ SOYKIRIMA KARŞI

blackjack38 | 13 July 2009 14:53

‘Soykırım’ sözcüğü son yüzyılda çok fazla kullanılır oldu. Bunun sebebini anlayabilmemiz için öncelikle bu sözcüğün anlamını bilmemiz gerekir. Soykırım; belirli bir coğrafya veya bölgede, bir ırk veya millete karşı düzenlenen planlı bir yok ediş hareketidir. Tarihte örnekleri çok oldu. Örneğin; Fransızların Cezayirlilere karşı soykırımı, Hitlerin Yahudilere karşı soykırımı, Rusların Çeçenlere karşı soykırımı gibi… Ancak anlaşılmayan ve tek bir millete mahsus bir örnek var ki anlamak mümkün değil. Tarihte ve 21.yy da zaman zaman dünyanın belirli bölgelerinde Türklere karşı düzenlenen soykırım hareketlerinde nedense kimse bunun bir soykırım hareketi olduğunu söyleyemedi ve ilginç olan bazı Türk liderlerininde soykırım olmadığını söylemesiydi. Başka milletlere karşı soykırım oluyor da neden Türklere aynı uygulamalar yapılınca soykırım olmuyor? Dünya da Türk nüfusu fazla olduğu için mi? Türkler birbirinden uzak olduğu için mi? Veya böyle bir olay yaşandığında ve karşı diplomasi atağında bulunduğumuzda bize “Türkler güçlüdür, asildir” vb şımartıcı sözler söylendiğinde neden bizim liderlerimiz bu ataktan vazgeçiyor.
Bugünlerde Çin de yaşanan Uygur Türklerine karşı yapılan “Soykırım” hareketine tüm Türkiye tepki gösteriyor ancak bu olay 25-30 yıl önce yaşandığında hükümette yer alan bir siyasi lidere (isim veremeyeceğim) “Uygur Türklerine yardım da bulunacak mıyız?” diye sorulan soruya “Ben teröristlere yardım etmem” diye cevaplamıştı. Şu an bu sözler neden unutturuluyor? Yoksa artık Türk Milleti’ni uyutmayı başaramıyorlar mı?
Türk Milleti tarih boyunca en uyku da olduğu dönemlerde bile bir kükremesi ile dünyayı ayağa kaldırmayı başarmış bir millettir. Kimse kuşku duymasın, kimse bu milleti savaştan mücadeleden soğuttuk artık birşey yapamazlar demesin, kimse bu toprakları, bu milleti, bu düzeni bozmaya çalışmasın sadece tarihe baksınlar ve anlasınlar neler olacağını…İngiltere ve Türkiye’nin devlet olarak anlaşmazlık yaşanan bir dönemde, İngiliz haber muhabirlerinden birinin Süleyman Demirel’e “Türk Milleti’ni çözmek çok zor bir dönem dünyayı yönetiyorlar, bir dönem açlık içinde yaşıyorlar ancak açlıktan bir anda mükemmel bir devlet ortaya çıkarıyorlar. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorusuna Demirel’in saçma gibi görünen cevabı herşeyi açıklar aslında. işte o cevap: “Türk Milleti de kendini, kendi gücünü, neler yaptıklarını anlamış değil ama en güzeli sizin anlamamış olmanız.”