bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

2009 Beyoğlu Sahaf Festivali

exorientelux | 04 October 2009 10:13

2009 Beyoğlu Sahaf Festivali, Taksim’deki Gezi Parkı’nda hal-i hazırda devam ediyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen festivalin haberini alınca gitmek için sabırsızlanmaktaydım. Tarihin ve edebiyatın hangi tozlu sayfalarıyla karşılaşacağımı düşünüp heyecanlanırken merakımı gidermek bugüne nasip oldu. Ailecek Kadıköy-Taksim otobüsüne atlayıp soluğu Taksim’de aldık. Böyle bir etkinlik için güzel ve merkezî bir yer seçilmiş, beğendim. Hafta sonu olmasına rağmen beklediğim kalabalık yoktu, şaşırdım. Haberlerde yazan el yazması ya da Osmanlıca kitap, dergi ve buna benzer bilumum eserlerin sergilendiği standlarda “Keşke üniversitede biraz daha asılsaymışım şu derslere de , Osmanlıca okumayı unutmasaymışım!” dedim, hayıflandım. Standları gezerken tanıdık simaların gençlik hallerine (Burada, bildiğimiz kitapların eski baskılarına yönelik bir teşbih sanatı icra edilmiştir.) rastlayıp yüzümde keyifli bir gülümsemeyle dolaştım.

İspiro’nun yelkenlisi..

| 03 October 2009 20:42

Evden çıktım. Kafamı dolduran kara düşüncelerle yürüyerek üsküdara yöneldim; kara fikirler az önce okuduğum” türk/ing” diliyle

yazılmış, türkçenin içine eden akıl fakiri bir “desperado”nun yüzünden..
Atunizade, bağlarbaşı cihetine doğru yürüdüm. az ötede, kasavet mıntıkası karacaahmet mezarlığını geçtikten sonra..
Üsküdar-salacak, istikametine yöneldim. imrahor’ dan, Ayazma camiinin sağındaki sokaktan çiftekayalar’a indim. çiftekayaların

sadece adı kalmış. ne kaya ne deniz ne de, dibine dalıp midye çıkarttığımız ” maymuncuk” adını taktığımız duba yerinde duruyor.

Şeffaf Çığlık

Kuduz maymun | 03 October 2009 17:50

Yine dalgalar gelip yutmaya başlayıncaya kadar geçecek bir boğuşma dönemi. Bu üçüncü oluyor. Her biri hastalıklı bir bedenin ölüm gelene dek boğuştuğu gibi geçiyor. Geçici bir iyileşme alametiyle hırsla saldırıp kendini kurtarmaya çalışan bir hastalıklı dimağın, en sonunda hastalığa da, ölüme de rızası ile başeğmesine dek geçecek olan o alil zaman.

“Ve ben, kavgaya olan inancımı anlatıyorum sana…”

Şeffaflaşıyor. Şeffaflaşmaya başladı, yarabbi. Gitgide ölmeye başladı. Görünmez olmaya başladı. Elini sallıyor, çarpmıyor karşısındakine. Sesini duyuramıyor. Bir ses duymak istiyor. Boğazına bir yumru tıkandı; çığlık atamıyor. Görünmez olduğunu farketmiyor insanlar. Sesinin kısıldığını farkedemiyorlar. Son bir hamle ile ağzından çıkan son tınıları kendisi dinliyor.

Ahmet Erhan

kahramancayirli | 03 October 2009 12:10

3bp.blogspot.com adresinden alınmıştır.
3bp.blogspot.com adresinden alınmıştır.

Ahmet Erhan

Kahraman Çayırlı

İlk şiirlerini dergilerde yayımlamaya başlamasının üzerinden otuz iki sene geçmiş, Ahmet Erhan’ın… Bol ödüllü bir şiir özgeçmişi var, üstelik: Alacakaranlıktaki Ülke ile 1981, Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü, Deniz, Unutma Adını ile 1992, Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü, Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi ile 1996, Cemal Süreya ve Halil Kocagöz Şiir Ödülleri’ni, Kaybolmuş Bir Köpek İlânı ile 2004, Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü ve Şehirdeki Bir Yılkı Atı ile de 2005, Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü kazanır, şair. Tüm eserleri için 2006 yılında Dyonisos Onur Ödülü’ne layık görüldüğünün de altını çizmekte fayda var.

dumas ve üç silahşörler

massay | 02 October 2009 16:45

Alexandre Dumas, “Üç Silahşörler” in yazarı.
Dumas deyince üç silahşör, macera ve “ Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.”sözü akla gelir.
Dumas, 1802 yılında Fransa’da doğar. Annesi, Fransız sömürgesi Santa Domingo’lu bir zenci, babası melezdir. Zira Dumas’ta bu sebeplerden esmer tene sahiptir. Bu durum çocukluğu ve gençliğinde kendisi ve ailesiyle alay edilmesine, aşağılanmasına, ırkçı saldırılara maruz kalmasına sebep olmuştur. Dumas, bu yıllarda babasının melez olmasına rağmen Fransız ordusunda generalliğe kadar yükselmesiyle teselli bulur. Babasının esmerliğine karşın açmış olduğu savaşı kazanması, ileride ünlü olacağını bilen Dumas’ın, “ Beyaz olsaydım, savaşçı olamazdım” cümlesindeki özgüvenin alt yapısını oluşturur.
Taşrada eğitimini bitirip, Paris’te hukuk öğrenimi görür. Noter kâtipliği yapar. Akabinde, geleceğin Fransa Kralı olacak Dük Louis Phillipe’nin hizmetine girer.
Edebiyata ilk adımı oyun yazarı olarak atar. Oyunları büyük beğeni toplar. Sonra, kendisinin tarihsel roman olarak adlandırdığı, ancak aşk ve maceranın içine tarihi kattığı romanlarını yazmaya başlar. Bu romanlar, oyunlarından daha çok beğenilir.

sıradan nesneleri devleştiren sanatçı : Claes oldenburg

nazokiraze | 02 October 2009 14:59

Claes Oldenburg - Free Stamp
Claes Oldenburg – Free Stamp

Amerikan pop-art akımının önde gelen temsilcilerinden Claes Oldenburg aslen İsveç kökenlidir. Hayatımızda yer alan öğeleri gözümüzün içine sokacak kadar büyüterek bir yerde onları alaya alan sanatçı 1929 yılında Stockholm’da doğmuştur.(uzun zamandır bu yazıyı yazmak istiyordum Oldenburg eserlerinin ve sanatçının sıkı bir hayranı olan kızım sayesinde bu sanatçı hakkında sürekli okumak durumunda kaldım )

David L. Philips Kimdir?

kharis | 02 October 2009 14:24

David L. Philips
David L. Philips

ABD Dışişleri Bakanlığı ve de BM Genel sekreterliği eski üst düzey danışman ve yönetici olan David Philips halen NewYork ve Colombia Üniversitelerinde ders vermektedir. Ayrıca 2001’de kurulan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun kurucusudur. Peki ne maksatla Türkiye ile ilgili ciddi meseleler doğurabilecek bu sözde Demokratik Açılım Planını gün yüzüne çıkarmıştır ve iktidar tarafından ciddiye alınmıştır.Varan 1) Birleşmiş Milletler konseyinde ” 1915 Ermeni Olayları bir soykırımdı ” tespitinde bulundu. Varan 2) 15 Ekim 2007’de Pkk’nın silahsızlandırılması , Dağıtılmasıve entegrasyonu raporunu hazırladı. Üstelik şimdi gün yüzüne çıkan bu 2007 raporunun Türkiye Dışişleri Bakanlığının izniyle yayınlandığı belirtildi. Ve son bomba olarak da 3) 2009 Haziran ayında ” Türkler ve Iraklı Kürtler arasında Güven Tesisi” isimli yeni bir rapor yayınladı. Bu rapor direk olarak Philips’ten çıkmadı. Abd’de yer alan Atlantik Konseyi burada paravan olarak kullanılıyor. Ne ilginçtir ki ülkemiz aleyhine Ermeni Soykırımı’nı destekleyen ve ülkemizin önünü kapayan Norveç’te bu raporun finansörü. Açıkçası çok iyimser olamayacağım Norveç barış timi rolundeki safsatalara. Amaç çok belli Kürt sorunu olarak dile getirilen meseleyle belki de ülkemiz bölünmeye çalışılıyor. Türk kökenli bile olmayan bir sözde mimar şekillendiriyor ülkemizin geleceğini. Uzun süredir Türkiye aleyhinde polemik yaratan ve rapor hazırlayan tilki bir şahsiyet David Philips. Bizim böyle bir raporun varlığına ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum ki hükümet bunları nasıl olur da ciddiye alarak görüşmelerde bulunuyor anlamış değilim. Kanıma dokunuyor ve Bu rapor elimizde patlayacak !