bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

24black mamba24 | 15 November 2009 11:30

Mahvetti bu aşkın beni,
Elimde değil düşünmemek seni,
Ruhumun gülü, gönlümün çiçeği,
Vuruldum bir kere bırakamam ki…

Şu an gözlerime bir baksan,
Her tarafım titrer heyecandan,
Sonu gelmez bir sözle,
“Seni Seviyorum” diye haykırsam…

Ayrılık kolay mı sandın be gülüm,
Sensizlik bana ölüm,
Ne Leyla ne Mecnun yok böyle bir hüzün,
Sana diyeceğim son sözüm,
Seni hâlâ seviyorum…

Sözlerle anlatmak mümkün mü böyle bir sevdayı,
En güzel aşklardan da yüce olan bu aşk-ı sefayı,
Rıhtıma koşan bir ceylan gibi olan leylayı,
En sonunda buldum dünyayı…

Sen miydin Aşka Secde Ederken Alnımı Kanatan Taş?

admin | 15 November 2009 03:42

Paronayak bir şairin dil sürçmesi sevda…
Zeus’un aşka aç tapınağında bir Meryem gibi bakire gülümsüyor suçum. Aşka inanmayanlara bileniyorum, keskin bir kalem kılığında… Seni işaret ediyor şahadet parmağım.

Ey yüreğime inen en kutsal vahiy, en masum günahımın savunması… Ey, karasularında çocukluğumdaki gibi koşturduğum verimli hüznüm…
Sen miydin aşka secde ederken alnımı kanatan taş?

Kendi yörüngesinde dönen bir Havva idim en fazla senden evveli. Kendine secde eden ateş… Senden evveli yazgısız bir kader, kabulü ret olunmuş bir dua, dilini yutmuş bir kilit iken, cennetin kevserine ulaşmış bir vusl sarhoşuydum seninle her-dem…

Boyalı Mandalina ve Anımsattıkları…

MollaFettah | 14 November 2009 21:10

Normal grip ve kuş gribinden sonra, ortaya şimdi de domuz gribi çıktı. Şaka bir yana bu hastalıktan ölen insan sayısı da hâyli arttı.

Gribe önlem için, ilk olarak akla aşı gelmektedir. Aşı, vücuda verilen bir miktar virüsten oluşuyor. Vücut virüsle tanışır ve ona karşı bir bağışıklık kazanır. Fakat aşı konusunda da ortada bazı anlaşmazlıklar var. Bazı kesimler aşı olanların durumlarına bakıp aşı olup olmamak konusunda bir fikir arayışı içindeler. Diğer kesim ise “grip de kimmiş, bana dokunmaz” modundalar.

Dürnev hanım

threewishes | 14 November 2009 19:27

Çok garip bir duygu… ölüm
İnsanın en gerçek rüyası belki de. Bir dakika once sıcak; sonrası buz gibi, kaskatı.. İnsanın kanını donduran cinsten derler ya hani, söylerken bile ürperiyor insan, işte aynen öyle. Çok kesin bir çizgi var arada… Bıçak gibi keskin, insanin canını yakıyor.

Huzur içinde uyu demiyorum; belki gittiğin yerde uyumuyorlardır, belki görkemli bir karşılama töreninden sonra ev bakmaya gidersin ya da ne bileyim bizden bihaber olarak çekik gözlü bir annenin memesine yapışıp ilk oksijen açlığını bastırmaya çalışıcaksın..

yalan başkası yalan

FEYZAN | 14 November 2009 17:33

Bugün derneğe giderken, başsağlığına gidip getmeyeceğime hala karar vermemiştim.Kolay değil evladını kaybetmiş bir anneye gidilecekti.Hele benim gibi, yaklaşık 2 yıl önce annesini aynı korkunç hastalıktan kaybetmiş biri için hakikaten çok zordu.Çünkü biliyordum ki, dünyada konuşulan hiç bir dilin, hiç bir kelimesi ona ilaç olmayacaktı.Ama o yaşlı minik kadına borcum verdı. Çünkü o, dünyanın en soğuk gününde annemin cenazesine gelmiş ve yanımda olmuştu.Bu acılı anne,seksenli yaşlarını çoktan aşmış minik kadın, dernekteki herkesin çok hayran olduğu ve gıpta ettiği Muhterem Teyzeydi ve 50 ‘li yaşlarındaki oğlunu, henüz 6 gün önce kaybetmişti.

silgili kurşun kalem

silgilikursunkalem | 14 November 2009 15:25

1- Hayatta attığımız adımları yönlendiren bir el olduğunu bilmeliyiz.

2- Zaman zaman her ne yazıyorsak durmak ve silgili kurşun kalemin ucunu açmak gerekir. Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi bilmeliyiz.

3- Silgili kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığımızda bunu bir silgiyle silmemize her zaman olanak tanır. Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmemizin kötü bir şey olmadığını anlamalıyız.

GÖZE GELL…

il mare | 14 November 2009 13:02

Her akşam,yatmadan önce,düzenli olarak gözlerimi çıkarır,içi su dolu bir kaba koyarım.Gözyaşına karşı kazandıkları bağışıklık da bundan gelir,bilirim…

Ayrıntıcı,hassas ve titiz bir kişi olmadığımdan dolayı,bunu her akşam yapmak başlarda fena halde eziyet oldu,kabul.Hele ki en çok unutkan mizacım çektirdi…

Şöyle ki; gözlerimi yuvalarından çıkarmadan hemen önce,onlarla tamamen işimin bitmesi gerekiyor.Onlara muhtaç olacağım hiçbir eyleme izin yok,tekrar tak çıkarlarla onları yıpratmaya hele,hiç izin yok…Yuvaları aşınıyor öyle olunca,renkleri de soluyor…Fakat ben,yapmam gereken her işimi,artık yapacak hiçbir işim kalmadığına emin olduktan sonra hatırladığımdan,malesef çok çekmiştir gözlerim…

Teraneler 9 – Özür Dilerim

Yuzeysel Fikirler | 14 November 2009 11:13

özür dilerim diyorum
diyorlar ki hainlikte yüzeysel fikirler de
bir yanlışım vardı belki
dile değen kelimelerde
kim hain kim emin
belli değil bu devirde
madalyonu bir çevir de
gör bu gerçek nerede.

her gün ağlamak
ve bağlamak
bugünü yarına
ve yarını hayata
zor olmalı mutlaka
hele bu zorluğu
en derinden yaşayanlar
en çok yanılanlardır hayatta
yine de bu hayatta
yanlıştan dönmektir doğru
galiba…

hepimizin vehimleri
belki gerçek dedikleri
kurgulanmış hayalleri
sorgulanmalı