bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Teraneler 10 – Adım Çıkmış 9’A

Yuzeysel Fikirler | 18 November 2009 09:20

Benim için hatalarından ders aldı demişler. Bu bana uygun düşer fakat ben Yüzeysel Fikirler’imden de vazgeçecek değilim.

İnsanların farklı yönleri olması farklı olduklarını göstermez.Oysa başarıya ulaşmış her kişinin bir farklılığı vardır. Pekala bu farklılık mazoşist olma konusunda bizlere bir ışık tutabilir mi ? Yoksa bizler daha mı narsist olmalıyız.

küçük bir karıncayım…..
makineler arasında….
yürümek zor geliyor…
boğazım düğüm düğüm
ancak
hala mutluyum
çünkü;
ayaklarım var..
ve hala yere basabiliyorum……
yağlar bana kendini belli ettiriyor, onları es geçiyorum…
ancak…
ya nefes almakta zorluk çekersem…
işte kararır o vakit, boşluktaki soluklarım……
ve düşer minik karınca….
everesin tepesinden….

ANADOLU

reddear | 17 November 2009 18:31

ANADOLU

Dünya’da öyle bir sınırlar çizin ve öyle bir mekân oluşturun ki,

Onun üzerinde aşağıdaki unsurlar oluşsun:

Onlarca masal oluşsun…
Onlarca söylence olsun
Onlarca öykü/hikâye olsun…

Yüzlerce yemek çeşidi…
Onlarca tatlı…
Ve onlarca çeşitli lezzet olsun…

Onlarca folklorik öğe…
Onlarca halk oyunu olsun

Onlarca uygarlık…
Onlarca uygarlığın yaptığı tarihi eser bulunsun…

Tarihinde felsefecisi olsun, matematikçisi olsun…
Şairi olsun…
Mizah olsun…

TABİATTAKİ İNSAN

reddear | 17 November 2009 17:32

TABİATTAKİ İNSAN

Ne muhteşem görüntüydü ama! İnsan bazen tabiatın içinde bile bunları özlüyor…
Mavi ve biraz kararmış bulutlar arasında kendine yer bulan Güneş, yüzümü ve bedenimi ısıtırken yağan hafif bir yağmur ve arada yüksek sesli gök gürültüsü…
Doğanın harikulâde bir gösterisini canlı seyretmiştim…

Öğleden sonra birdenbire yağan ve hızlanan yağmurdan sonraydı…
Balkona çıkıp hafifleyen yağmuru seyrettim ve güneşin beni ısıtan ışığına kendimi bıraktım… Yağmurla ıslanan yapraklar Güneşle parıldıyor, çimenler sanki ilkbahardaymışçasına canlı ve taze görünüyor…

Tatlı Bir Rüzgar Eserse..

pillibebekkuyuda | 17 November 2009 16:12

http://imagecache2.allposters.com/images/TEL/JR103.jpg
http://imagecache2.allposters.com/images/TEL/JR103.jpg

-Tatlı bir rüzgar eserse eğer, boyam kuruyabilir.
-Akşam biri gelir portresini yapmamı isterse eğer, biraz para kazanır, yemek yiyebilirim.

Hiçbirşeyin garantisi olmadan eğer’lerle yaşanan hayatlar..

Ayaklarıma kapanan çingenenin, yerde bulduğu altın yüzüğü parmağıma taktığımda bol gelse de yaptığının para istemek adına, iyi bir aldatma tekniği olmadığını ilk saniyede kavrayıp ta anlamamış gibi görünmek, Paris in güncelini anlamaktı belki de..

Hemen hemen her sokağından bir anda karşınıza çıkan ve yüzünüze bakan heykeller sizi heyecanlandırmakla kalmaz şaşırtır da..

Montmartre, şarkılara konu olan bu güzel semt, Fransızların insana değer vermeyen soğuk mizaçlarından hiç hoşlanmasam da, bu özelliklerinin şehrin herbiri ilginç mimari özellik taşıyan muhteşem binalarından yansıyan ”farkındalık” olduğunu düşünüyorum..

sakin – laleler beyaz

kahramancayirli | 17 November 2009 15:10

harikasozler.net adresinden alınmıştır.
harikasozler.net adresinden alınmıştır.

1.Sakin – Laleler Beyaz’ı dinleyin.

blog.apsimati.net adresinden alınmıştır.
blog.apsimati.net adresinden alınmıştır.

2.Poshet – Bilemedim’i de.

3.Oturup ALF izleyin bir yerlerden.

tvshows.de adresinden alınmıştır.
tvshows.de adresinden alınmıştır.

4.Murathan Mungan’ın Çador’u. Mungan daha önce yelken açmadığı yerlere yüzmüş bu incecik romanında. Ya da uzun hikayesinde diyelim. Nasıl bir dildir, nasıl cümlelerdir. Nefis.

Ölümün Yaşatma Gücü Teorisi

turritopsis | 17 November 2009 13:51

1883 yılında Krakatau yanardağı “uyanmıştır”. Yanardağın püskürmesi çok büyük gürültü yaratmıştır, patlama gücü de 150 megaton hidrojen bombasının gücüne eşit olmuştur. Ada nerdeyse “çatlamıştır”. Tüm canlılar yok olmuştur. Ancak kısa bir zaman sonra bu alan yine canlanmaya başlamıştır. İlk olarak da buraya körfezden bir piton gelmiştir…

2. Dünya Savaşı zamanında Alman uçakları, Kuzey Denizi’ndeki ulaşım gemilerini durmadan bombalamıştır. Su bombaların patlamasından “kaynayacak” hale gelmiştir. Ancak belli bir zaman sonra denizin suları birden çoğalan balıklarla dolmuştur. Bir türün kitlesel yok oluşunun başka türlerin birden çoğalmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, doğanın bazı türlerin tamamen yok olmasını engelleme sistemidir.

Ölümsüz Denizanaları (Turritopsis Nutricula)

turritopsis | 17 November 2009 10:58

Bilim adamları ölümsüzlüğün sırrını çözme çabalarını devam ettirmekteler. Karayip kıyılarında yaşayan ve kendi ölümü ile ölmediği ortaya çıkan Turritopsis Nutricula türü denizanaları söz konusu araştırmalara önemli bir katkı sağlayabilmekteler.

4-5 mm çapındaki bir denizanası olan ‘Turritopsis Nutricula’, ömrünün sonuna geldiğinde ya da yaşamını sürdürebilecek uygun koşulları bulamadığında, denizanasına dönüşmeden önceki evrelerden olan ‘polip’e geri dönmekte, bir süre sonra da tekrar denizanası olmaktadır.

kavuşması mümkün olmayan tılsım üzerine bir önceki yüzyıldan buruşmuş mektup…

astral | 17 November 2009 10:46

Küçük renkli bir düş’sün benim için…
Yıllar öncesinden kalan. Bir yanımın temelli unutmak istediği bir yanımınsa unutmaya kıyamadığı ve bunu kendine itiraf edemediği bir düş…

Renkli bir düş. Bazı düşlerin içinde, düş olduğunu bilirsin. Düşün içinde yol almanın kazanç olmadığını bile bile yürürsün yine sıcaklığın çıplak ayaklarına basa basa.

Bir yanın yanar, (bir sessss) ‘Dikkattt eetttt!!!!’ diye fısıldarken bir yandan, sen o sesi göz ardı edip, ‘Aman duymuyorum seni’ deyip; gece yarısı saat 00.05’i gösterirken 630 km gitmek için, ‘O’nun için terminalden el sallayan ellere bakarsın, yukarda ay varken, aklında o varken…