bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

TANGO DANSI

ekince | 16 April 2010 14:57

19. yüzyılın sonlarına doğru, Güney Amerikada, özellikle Arjantin’de ortaya çıkan bir dans türüdür. Bu dansın müziğine de aynı isim verilir.

1915 yıllarında Avrupa’da yayılmış ve üst sınıf dansı haline gelmiştir. Yaygınlaşmaya başlamasıyla ünlü müzikçilerde tango bestelemeye başlamıştır.

1930’lu yıllarda içeriğinde değişiklikler meydana geldi. Tango neşeli müzikler içerirken, sonradan hüzün hakim oldu.

Türkiye’ye tangonun gelişi 1940’lara rastlar. Bu dans ve müziğin çok tutması üzerine, birçok plak yapıldı ve orkestralar bile kuruldu. Yabancı bestecilerin bestelerine Türkçe sözler yazılmaya başlandı. Daha sonradan Türk besteciler kendi özgün eserlerini yapmaya başladılar.

Ah, sevgili !

pillibebekkuyuda | 16 April 2010 14:08

Lanet ektim bahçeme yine
Tırnaklarım çamur.
Ruhumun yalnızlığı ile demleme çayım,
Zifiri karanlık kokusu ile harmanlanmış
Felçli gözyaşım.
Git içimden, bedenimi aldığın günden beri,
Sana köle, her an ım.
Ah sevgili, atılan her kahkahada
İçimi eziyor,
Bu gözler başkasına bakmayacak,
diyen, dilin.
Şimdi o başkası benim..
Acizliğimle kirleniyor her yanım,
Yıkadıkça eriyor,
Senden arınamayan ruhum.
Bak yine terledim,
Bir fenayım bugün,
Sen geldin diye.
Sancım var yine,
Doğurmadığım yerde.

Ya canımı al,
Ya git içimden..

Birhan Keskin Soğuk Kazı

kahramancayirli | 16 April 2010 13:18

ucankus.com adresinden alınmıştır
ucankus.com adresinden alınmıştır

Şarkı şiir kitap film önerileri. Yeşim Ustaoğlu’nun Pandora’nın Kutusu filmini izleme fırsatı yakaladım. Aldığı onca ödülü hak eden, eli yüzü düzgün, naif, sade ve etkili bir Türk filmi. Ne kadar gurur verici. 90lar Türk Sineması’nın çıkardığı iyi yeni yönetmenlerden biridir Ustaoğlu. Güneşe Yolculuk filmi de ayrıca dikkate değerdir.

Rasim Özdenören’in hikaye kitaplarını okudum. Çarpılmışlar ve Kuyu isimli kitaplarındaki üslubu takdire şayan. Yenilikçi ve dikkat çekici.
Fakir Baykurt’un Kaplumbağalar kitabı sahi on numara bir kitap. Köy romanlarını oldum olası sevmişimdir. Aramızda roman yazmaya cüret edenler varsa (mesela ben), başucu kitabı olabilir, yol gösterebilir.

yaşam…

sptkburhan | 16 April 2010 12:29

nerdeyim, hangi dudaktan dışarı fışkıran bir nefeste soluklanıyorum ya da en azından hala yaşıyormuyum? kimdi, neden yazıyordum, kurallarım olmalımıydı? sen nerdeydin, varlığının anlamı neydi, neden yaşamla, ölüm arasında soluk alıyordun?

aklım bir ipin iki ucunda aynı anda soluk alırken, aslında seni de düşünmeden edemiyordum. oysa ki hiç bir vakit hayatımda olmadın. aslında seni hiç bir vakit te hayatımda görmek istemedim. neden aklımda yer ettiğin ise meçhul. aslında zaman darlığı içerisinde bir boşluktan faydalandın sen. sen derken ne kadar da samimi oldum senle. oysa ki daha dün tanıştım senle. aslında sen hep vardın da benim seni görme şansım olmamış hiç bir vakit. tıpkı bu yazıda kurallara uymadığım bir tipsin sen…

maksat muhabbet..

morfik | 16 April 2010 09:47

(Anlık yaşıyoruz..bir anda ne çok yaşıyoruz..)

Tenim, ey ölümcül hapishanem,
parmaklıklarına dokunan rüzgara hayallerini bırakabilsen,
ayrımsayamayacaklar seni yatağından..
geceleri düşüncelerinin volta attığı şu yatak, yani bildiğin pamuk, bir parça bez,
nereden gelmişse değişmez elma kabuğu..

bez işte, gözlerini silip bakakalacağın
mavi koca küvet.
yıkanıp uzun uzun, ardından –bir-bir
aşklarını yıkıp
günde sevip
günde, ömrü kumuluna yatırıp ninni söyleyeceğin dev avlu
da sarı güneşleri getirecek gün..
yani yanıp
yanıp, yanık türkülerine şaşıracağın
asla erişemeyeceğin özgürlük
mühürlü sözlük..

Mayıs ayı yemek haberleri

nazokiraze | 15 April 2010 12:43

23 Mayıs ta 2. Doğa Şenliğibaşlıyor.Ankara ve çevresinde yaşayanlara duyurulur.

Kocaeli Amatör Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (KAMADER) tarafından her yıl düzenlenen turna balığı tutma yarışması bu yıl dördüncü kez balık sevdalılarını bir araya getirecek.8-9 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılacak yarışmada canlı yem kullanılması yasak. Bu yarışmanın benzeri olan turna tutma yarışması 1-2 Mayıs tarihlerinde Sakarya Rastgele Amatör Balıkçılar ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (SAMADER) tarafından Sakarya’da yapılacak.

DÜZENBOZAN

il mare | 15 April 2010 10:24

Tüm adilikleri yapsa da hayat, söylediklerimizi kurşun olarak yollamasa geri keşke…
Kendi kendimizi, kendi söylediklerimizle, kendi masum paylaşımlarımızla gene öldürtse de, belli etmese bize pek…
Ama işte… Pişmanlık öylesine kötü ki… Geçmiş bir minicik zaman diliminde, parıl parıl parıldayan gözlerle,munzur mu munzur bir ifadeyle minik bir paylaşım, öfkeli ağızlardan geri püskürtülmese ya, tam sinemize…

Hesapsız yaşamak haram bize.
En büyük günah,hesap yapmamak iken, bunun, hiçbiryerde yazılı olmadan kendi kendimize yaşayarak anlamak zorunda olduğumuz bir farz olması ,adiliğin daniskası.
Hesapsız yaşamlar haram bize.Uzun vadelisi,kısa vadelisi,ne kadar lahzaya bölünüyorsa zaman,hepsi için işte,düşünmeden söylenen sözler,hatta sadece yeterince düşünmeden söylenen sözler cehennem ateşimiz, ahret patikamız.

Aşka hasret kalbim

Elif Ece Tekin | 15 April 2010 09:45

Aşka dalıyor gözlerim,karanlık simsiyah bir gecede yanlızlığımı daha çok hissediyorum sen kokan odayı içime çektikçe.Bunları haketmişmiydim bilmiyorum ya da hep hayatın acısı kadınlardan mı çıkmalıydı bunu da anlamış değilim.Yıldızların içinde kaybolan bir yol gibiydi gözlerin,baktıkça sana ne çok ışıldardı oysa.Şimdi özlediğim o bakışlar düşman kesildi bana,ağladığımda yalvardığımda sert bir yürek gibi kesip attı içimi.Dağladıkça dağladı ,sanki zincirlere vurdu sana aşık kalbimi.Hiç bukadar acı çekmemiştim ,çocukluğumda yüzüme kum tanesi atan dişleri kırık dökük olmuş o çocuktan sonra.Sen ki beni mutluluktan havalara uçuran ,kalbimi biran olsun elinden bırakmayan sen ,şimdi okadar uzaksın ki bana.Ne bir ses geliyor ne de gölgen bile yok yanımda.Evimiz soğumuş buz kesilmiş,taş duvarları üstüme gelirken sabahı sabah etmek üzere sığındım yine gözyaşlarıma.

Özledim Seni…

atalay ahmet | 14 April 2010 16:05

Özledim seni.
Özledim eski günleri.
Sana bakıp ellerini tuttuğum o güzel günleri.

Bir anda aklıma geldin aylar sonra. Beni güzel gözlerinle görüp, hayatına kabul ettiğin andan, bırakıp gittiğin o ana kadar tüm yaşadıklarımız, yıllarımız, aşkımız geldi aklıma. Ne güzel de ‘aşkım’ derdin bana.

Gör şimdi halimi. Bırakıp gittiğinden beri bir hayalden çok daha uzaksın bana ve ben sensizlikle baş edemiyorum sevgilim.

‘Sevgilim’, ne kadar yabancı bu kelime bana senden yana. Sense bir başka kollarda.