bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

sevgiliye kelam-gece

morfik | 14 May 2010 09:06

(Yalnızlığa öykünür, Tanrı’ya özeniriz..)
Şimdi,
bu saatlerde uyuyan bir sevgilim var. Gözleri okyanus yeşili,, ama size ne!
Gözlerini kapar, ben dipsiz uykulara dalarım. İnanmasanız da olur,,ama sizi de ilgilendirir. Aşkın tanımlarındandır, herkesin ,öyle ya da böyle:
böyleye ayraç açmak gerekirse;
ve nasıl da gereksiz bir tümce yazacağımın farkına varıp vazgeçebilmek her dem mümkün olsa keşke! yerli yersiz kelimeler, özellikle yersiz – her ne ise
hunharca yaşanandır aşk. Kendime eziyetim aşktandır, iyi ki aşktandır..
ben aşkla ölümü keşfettim..evet binlerce kez şiirlerime düşmüş, beynimi öldürmüş ölümü.. Ölüm;önemsemekmiş, endişelenmekmiş, korkmakmış,
zormuş
ardında kalacak sevdan olduğunda..
koskoca bir adam dizleri üstüne düşüp ağl..her ne ise;
ayraç içinde:
özendiğim melekler,yalnızlığa öykünmekteler..

Körebe..

pillibebekkuyuda | 13 May 2010 13:17

I.
Evden ayrılırken son kez yüzüne baktı kadının..
Çoğu zaman suskunluktan vazgeçmek istediğinde kelimelerin güçlü olması gerektiğine inanırdı..Güçlü kelimeler bulamaz hep kadına yenilirdi..Kadın hırslıydı, konuşurken kolunu kanadını kırardı adamın..Ama hassas kalbine giden yolu bir türlü bulamadı, adamın en değerlisi olamadı..

”Hoşçakal, geçliğim” dedi içinden adam..

Adam evliliği süresince, hep suçlanmıştı kadın tarafından..Kadın tüm sevgisini vermiş adamın her istediğini yerine getirmişti.. Ama adam hiç mutlu olmamıştı..Sadece kadın istediği için yaptığı evliliğini, yaşadığı küçük an lara, o küçük aşk heyecanlarına feda eder gibiydi..Bu aslında bir veda, kendine ”merhaba” ydı.. Adam o kadar çok başkasının tercihleriyle yaşamıştı ki, kendini tanımıyordu bile..O kolayı tercih etmiş, düzenli sevgi filminin, sevilen aktörü olmuştu..Giriş, gelişme, sonuç yoktu sadece kurulan düzenin ortasına oturuş, reddetmeyiş vardı..Çoğu geceler hayal kurdu, başka bir kadın hayali, hiçbirşey paylaşmadığı sadece hissettiği o gizemli kadının hayalini..

Sappho: Tarihin İlk Yazar Kadını

hafiften | 13 May 2010 12:21

Tarihin bilinen ilk kadın yazarıdır; Sapph . Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber MÖ 630 – MÖ 612 yılları arasında Lesbos bugünkü adıyla Midilli adasında dünyaya gelmiştir. Ölüm tarihi olarak ise yaklaşık MÖ 570 yılı kabul edilmektedir.

Sappho'nun 182 şiiri günümüze ulaşabilmiştir.
Sappho’nun 182 şiiri günümüze ulaşabilmiştir.

Yaşadığı çağlara bakıldığında Doğu Krallıklarının aksine Egenin dağlara dik uzanan coğrafik yapısından dolayı yönetimler küçük krallıklar olarak devam etmiş, daha sonraları ise gittikçe güçlenen soylu sınıfı yönetimi kralların ellerinden almışlardır. Yönetimi ele geçiren soylu sınıfın toprağı olmayan veya küçük toprak sahibi köylülere uyguladıkları borçlandırmalar ve savaşlar yüzünden halk Attika’dan kaçarak Ege Kıyılarına yerleşmişler ve ticaret ile meşgul olmaya başlamışlardır. Bu yeni vatanlarındaki yaşam sayesinde insanlar kendilerini tanıma ve sorgulama şansı elde etmişler, toplumsallaşmış düşünce yapısından bireyselleşmiş düşünselliğe geçen bu süreçte Lirik Şiir doğmuştur. Lirik şiirin zirvesinde olan isimse; Sappho’dur

Polikistik Over Sendromu (PKOS)

scapegoat35 | 13 May 2010 10:37

son yıllarda kadınların sıklıkla karşılaştığı bir sağlık problemi olan polikistik over sendromu yumurtalıkta birden fazla kist oluşması durumu olarak bilinir. bu hastalığın bazı belirtileri başta adet düzensizliği, saç dökülmesi, tüylenme, kilo alma olarak gösterilebilir. pkos hastalarının şeker hastalığına yakalanma riski de yüksektir. insülin direnci olarak baş gösteren bu durum hastanın kilo vermesini zorlaştırır.

kimi uzmanlar, doktor kontrolü, sağlıklı beslenme ve spor üçlüsünün bu hastalığın tedavisinde önemli bir yeri olduğunu ve biri olmadan diğerlerinin uygulanmasının zor olduğunu belirtmektedirler.

KAYIP

gunesligunler | 13 May 2010 09:47

Gelecek arzusunun depreştiği günlerden
Sana yazgılı bütün kelimeleri yazdığım kağıtları sonra ormanları…
Heyy sana soruyorum, bu kentte nasıl bulunur insan?
Çocuğumu arıyorum…
Simsiyah bir fistan vardı üzerinde; son gördüğümde
Sahi neresi bu kent?
Kulaklarım çınlıyor,
Tutun beni, bu derya boğar adamı
Bu İstanbul bizim İstanbul mu?
Anası örmüştü saçlarını
Ben çevirirken imameyi …
Bu İstanbul…

Yeşil…

witamin | 12 May 2010 17:27

Hayalleri yaşından çok fazlaydı.”Çadırda bile olsa okuyacağım bu okulda demişti” paslı ranza ve dolapları gösteren ailesine.İlk defa o zaman girmişti bir yatakhane binasına.Sevmişti çünkü hayallerini ancak burada besleyebilirdi.Ve sonunda artık ailesinden uzakta oradaydı.Bir de hemşerisi vardı gelirken tanıştığı.Sonradan öğrenmişti ki aynı gece doğmuşlardı aynı hastanede.Tevafuk muydu?Tamamen.

Okulun ilk günlerinde iki yeşil göz için attı kalbi aniden.Sordu birilerine kimdi ve neydi.Kimse bilmiyordu.Çünkü sessiz sakindi.Gösterdiği kimse yakışıklı dememişti.Ama neden? O yeşil gözlerin sahibi nasıl olur da yakışıklı olmazdı.Hayır işte yakışıklıydı.O sadece o iki yeşil gözün sahibini sevmişti.masumca ve çocukça bir sevgiydi.
Aylar sonra sesini duydu.Ne güzel sesi vardı.Nasıl duru nasıl dingin.Kendi de öyleydi ya zaten.Bir dahaki sesi yine aylar sonra duyacaktı.Ve hala kimseye göre yakışıklı değildi.İyiki değildi.Zevksiz damgasını da yemişti.Olsun.
2 yıl geçti.Hiç konuşmadan bir selam bile almadan iki yıl baktı sadece.Yürüdüğü yollardan yürüdü,sınıfına girip sırasına değemedi sevgisinden,saygısından.Değseydi zaten ölürdü heyecandan.
Onunsa hiç haberi yoktu kendisinden.Adını bile bilmiyordu belki.Belki hiç farketmeyecekti koridorun köşesinden aceleyle dönerken çarpışmasalardı.Daha bir bağlanmıştı bu çarpışmadan sonra ona.Sanki aralarında bişeyler başlamıştı.
Bütün arkadaşları biliyordu artık O onundu.Zaten kimsenin de göz koymaya niyeti yoktu.O da hissediyordu.Bir gün olacaktı.Ama demişlerdi ki ” o kimseye bakmaz.Onun tek aşkı futbol.Kızları görmez ki kız arkadaşı olsun.” Biraz rahatlamıştı biraz da utanmıştı böyle birinden hoşlandığına.Ah Yeşil…Adı yeşildi artık.

Deniz Baykal, CHP’yi sahipsiz bırakmayacakmış…

| 12 May 2010 17:14

CHP’nin Deniz Baykal’dan kurtulması şarttır. Hazır istifa etmişken, yeni bir başkan seçmenin tam zamanıdır.
Önümüzdeki seçimlerde, başkanın değil, tabanın, üyelerin, partililerin istediği kişileri CHP listelerinden aday gösterecek, gerçekten demokrat bir başkan.
CHP gurubunun, başkanın emir ve talimatlarıyla değil, kendi özgür iradeleriyle oy kullanan milletvekillerinden oluşmasını sağlayacak bir başkan.

Bu ülkenin, yoksulları, işsizleri, gelir düzeyi açlık sınırı civarında ve altında olan insanları, işçilerinin ve memuırlarının büyük bir kısmı, CHP’ye oy vermiyor.
Sosyal Demokrat olduğunu iddia eden bir parti için bundan daha acı bir şey olabilir mi?