bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

YA HAYY! YA NEY!

| 26 September 2007 10:36

http://www.youtube.com/watch?v=MarnNaqSU30&mode=related&search=

Bir İstanbul Sabahı

pilli pati | 26 September 2007 10:27

günaydın İstanbul
günaydın İstanbul


Bir sabah İstanbul’un boğaz sularına ne kadar yakından baktığımı farkediyorum; elimde çiy tutmuş porselen fincanda, sulu bir nescafe – pis bir tadı var. Gecenin şarabı üzerine pek gitmiyor ama içmek zorundayım, yoksa boğazın suları beni yutacak, biliyorum.

Birazdan gün doğar; bekliyorum. Ben hafifçe ayakta sallanırken, ardımda yeterli bir mesafeden, garsonların uykulu gözlerle beni göz hapsinde tuttuklarını biliyorum. Ya, iki arada bir derede sulara gömülürsem?

Grip aşısı vakti

makaleci | 26 September 2007 10:24

Sonbahar aylarına girdiğimizde toplumda en sık görülen viral enfeksiyon olan grip de kendini göstermeye başlıyor. En önemlisi risk gruplarının kesinlikle aşı olması gerektiği vurgulanıyor. Detaylar burada

Ben hala grip aşısı konusunda tereddütlüyüm. Gerçekten koca bir kış; gripten cidden koruyor mu aşı?

Avro’dan Türkiye Haritası Çıkarıldı

xvolvox | 26 September 2007 09:36

Yeni ülkelerin katılmasıyla değişmesine karar verilen 1 avro’da imaj değişikliği yapıldı.Yıllardır Avrupa Birliği kapısında bekletilen Türkiye’nin, haritası Avrupa Birliği para birimi olan avro’dan(1 avrodan) çıkarıldı ve 1 avro’ya yeni imaj verildi.Haberin devamı…

Sevgili Küfürbaz

buddhala | 26 September 2007 09:34

Hayalini kurduğu imkansız geleceğin görkemli girişimlerini, mütevazı başarılara tercih edecek kadar… ayağına konan sinekleri pusuya yatıp bekleyecek kadar… sevdiği sırları, söylemeye değer arkadaşı olmayacak kadar… boşalan sokaklara bakıp acı tatlı sigara içecek kadar…

Gerçek yalnızlık

darjeeling | 26 September 2007 09:07

Yalan söyledim, hem de hepinize…..
…İşyeri merdivenlerini inerken, ilk kez hevesle inmediğimi fark ettim. İnmesem de olurdu. Hatta bugün tam altı da çıkmasam da olurdu. Oyalansam olurdu.. Çıktığım an seninle buluşmayacaktım, buluşamazdım.
Barbaros’tan aşağıya kendimi vurduğumda kendimi bir film karesinde zannettim. Karşıda beni zerre kadar mutlu etmeyen boğaz manzarası..Müzik dinliyor, seni düşünüyor ve ağlıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan geriye doğru süzülüyordu, boynuma bile akamadan rüzgarın etkisiyle savruluyordu. Ne kadar yavaş yürümeye çalışsam da yokuş aşağı kolay olmuyordu bu. Eve gitmeyi en istemediğim zamanlardan biriydi. Her gördüğüm kedide sen geldin aklıma, şimdi o olsa dayanamaz severdi dedim. Yoktun.
Bugün gerçekten ilk yalnız kaldığım gün oldu ve olacak.
Eve geldiğim an nefesim kesildi, anahtarları düşürdüm, bazı süslü püslü şeyler yerlere saçıldı, toparlamayacaktım ama yine de hiçbir şey kolay kazanılmıyor dedim.
İnan aç bile değilim. Bir şeyler yemem gerektiği için yiyeceğim birazdan. Uyumam gerektiği için uyuyacağım. Sokaktaki gözyaşları dikkat çekmesin diye çok uğraştım.Evdeki ağlama krizini çabuk atlatmaya çalıştım ama evimde kalan eşyalarını gördüğümden kolay olmadı bu .. Uzun bir süre olmayacaksın şimdi sevgilim. Yürütmeye çalışacağız aşkımızı kıtalar arası.. Olacak biliyorum..
Ben yalan söyledim, hem de hepinize..
Yalnızlıkla ilgili bir sürü yazı yazdım bundan önce, attım tuttum, yaşamışım gibi anlattım. O yalnızlık değilmiş. Bir başına kalmak buymuş. Yalnızlık, derdini ve mutluluğunu, istediğin an telefon açıp ta sevdiğine anlatamamakmış. Yalnızlık sahte olduğu zaman süslü cümlelerle sayfalarca yazdıran, gerçek olduğunda anca bu kadar cümleyi bir araya getirebildiğiniz durummuş..Dolayısıyla size yalan söylemişim…
Özür dilerim..

Su altında 52 km yüzecek

makaleci | 26 September 2007 09:07

Emekli SAT komandosu 65 yaşındaki Namık Ekin, Karadeniz’den Marmara’ya 52 kilometreyi sualtından yüzerek ’iki deniz arasında en uzun yüzme rekorunu” kırmaya hazır. Haberin detayı burada

Her daim güleryüzlü, insanları spora teşvik eden, insancıl, ülke adına ve spor adına güzel şeyler yapan bu güzel insana başarılar…

rusça nın azizlikleri :)

neoturk | 26 September 2007 09:00

ya gavaryu po ruski
ya gavaryu po ruski

rusya konuşulan coğrafyaya seyahat eden veya bir süre oralarda yaşamak zorunda kalan arkadaşların ve bende dahil olmak üzere rusçayı yeni öğrenme aşamasında çok komik olay başlara gelmiş ve gelmektedir.Bu yazıyla onları bir araya toplamak istedim. Yazacaklarımdan bazıları benim başıma geldi bazıları ise sağdan soldan duyduklarım…sizinde böyle maceralarınız varsa yoruma ekleyin hep beraber gülelim 🙂

karnım acıktı lokantaya oturdum , baktım etrafa helal denecek bişey yok. Tam o sırada yanıma garson kız geldi ”ya slushayu vas” (sizi dinliyorum ne istiyorsunuz)
”ya haçu kola” (kola istiyorum) garson kız biraz şaşırdı ama ”harasho” (tamam)deyip gitti. Aradan iki dakika geçti geçmedi iri yarı bir adam geldi , karşıma oturdu ” ya kola şto ti hoçiş ”(ben kola ne istiyorsun) 🙂
meğersem sondaki a yı yumuşak söyleyince kostya isminin kısaltılmışı oluyormuş adamda oranın müdürüymüş baya bi güldüm. Niye güldüğümü kırık dökük rusçayla anlatınca adamda baya bi güldü.