bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kaynaklarımızı Akıllıca Tüketelim!

emrahp_ | 11 November 2007 14:26

Güney Afrika'dada bir Reklam Panosu
Güney Afrika’da bir Reklam Panosu

Güney Afrika’da elektrik tüketimini akıllıca yapmaya çağıran ESKOM adındaki bir firmanın reklam’ı oldukça anlamlı ve zekice. Ülkemiz kaynaklarının tüketiminde, tasarrufa verilen önem noktasında, kurumsal veya bireysel olarak bizler neredeyiz? Kaynak>

Ateş Topu

bestrafe mich | 11 November 2007 14:12

Bundan sonra devam edemem, diyordu. Bundan sonrası hepimiz için daha zor olur, hepimiz için.
Sen, ben ve o…
Hatırlar mısın sadece sen ve ben vardık? Ne oldu da bir de “o” doğurduk ve onu da hastalıklı ilişkilerimizin ortasına dımdızlak bırakıverdik?
Evet, dedi,terk ettim, hem de dönmemek üzere. Ama kimi, ne uğruna terk ettiğinin cevabını kendisi de bilmiyordu. Ayık gezdiği zamanlarda, içindeki yangın hatırlatıyordu ona aslında terk ederken kendini de yitirdiğini. Sonrası zaten malum, bir de olmaması gereken bir günah ortağı bulmuş, onu da bu yangının ortasına atıvermişti. Burda yangından kaçmak olanaksızdı. Alevleri biraz olsun söndürmenin tek yolu da birbirine sarılmak ve beraber bir ateş topuna dönmek olmuştu.
Üçlü bir ateş topuna dönüşmüştük, kaçtıkça daha çok yanıyorduk. Sıkı sıkı sarılmıştık. Aslında en iyisi kendini bu toptan kurtarıp, bir an önce ölmeyi beklemekti. Ama kimse buna cesaret edemiyordu.
Gözlerin içimi acıtmaya başladığı anda,kapı çaldı. O geldi, oturduk karşı karşıya. Onun gözleri de acıtmaya başlamıştı beni, nefret akıyordu. Kalakaldım. İçimden çığlıklar atıyordum, ama ağzımı bıçak açıyordu.
Bundan sonra devam edemem, diyordu. Bana ne, etme ya, etme! Sen korkaksın diye çığlıklar atıyordum. Ben burda ne arıyorum diyordum kendi kendime. Nasıl böyle bir grup oluşturduk? Dinledim, dinledim, dinledim. Acıttı her biri, ama sonunda sadece bir “pekiyi” diyebildim. Arkama bakmadan çıktım, dışarıda fırtına vardı, gözlerime dolan tozlar gözlerimi acıttı, onu bahane edip serbest bıraktım gözyaşlarımı. Yürüdüm, nereye gittiğimi bilmeden.

AlphaContent 3.0

celix | 11 November 2007 13:49

merhaba arkadaşlar daha önceden yazmış olduğum
gibi hafif.org’da joomla haberlerini vereceğim.Sık kullanılan bir eklentinin yeni versiyonundan bahsetmek istiyorum
sizlere AlphaContent 3.0 ve aynı zamanda türkçe
demosunu buradan
göreceksiniz.dosya ise burada
modüllerini unutmamak gerek
kısaca özelliklerini hatırlatalım.

facebook: ağa düşen avlanır!

odo | 11 November 2007 10:52

Günlük internet gazetesi sol, bugünkü manşetine facebook‘u taşımış. ağa düşen avlanır başlığıyla sunulan yazıdan bazı alıntılar yapacak olursam;

“…Özellikle Türkiye’deki kullanıcıların “eski arkadaşlarına ulaşmak için iyi bir kaynak’ olarak tanımladığı Facebook insanların günlük hayatta kurmayı başaramadıkları ilişkiler ve söyleyemedikleri sözlerin bir tercümanı olarak sanal kimlik beyanına dönüşmüş durumda.”

Bayramlık

Cevval Portakal | 11 November 2007 04:16

Bu yapılmamalı. Burada kendime söz veriyorum yaşlandığım zaman buna engel olacağım.

Kabul ediyorum bugün benim için gerçekten karlı. Işıklı ayakkabılarımı ilk defa giydim. Kerem ayakkabılarımı incelerken yaşadığım mutluluğu tarif edemem. Onunkilerin sadece topuklarında ışıkları vardı, artık yanmıyorlar zaten.

Yeteri kadar para da kazandım. Tam 115 YTL. Poşet dolusu şeker, çikolata ve evde yenmeyi bekleyen bir o kadarı. Babam, abime sabahın köründe ellerini, ayaklarını yıkatırken yaptığım şirinliklerle yatakta kalmayı da başardım. Bu eve gelene kadar herşey öyle güzeldi ki. Ne biçim bir ev burası saatlerdir oturuyoruz. Karnem nasılmışmış… pöh! İyi işte ellerinizden öper allah allah yaa… Her bayram babam böbürlene böbürlene anlatır bu kadına benim gibiler için özel bir okul olduğunu. Asıl böyle kadınlar için özel bir okul olmalı.

Görmediğim Allah’a İnanmam

akiladam | 11 November 2007 02:33

Bilenler bilir ama yine de bilmeyenler için hemen söyleyeyim ki başlıktaki söz benim değil, Hz.Ali’ye ait bir sözdür. Günümüzde ise ateist olduğunu iddia eden pek çok kimse tarafından benzer ifadelerle dile getirilmektedir.Peki Hz.Ali gibi “İslam’ın Kılcı” ünvanını almış bir zat ile günümüz ateistleri aynı söz üzerinde nasıl birleşebiliyorlar?Evet, görünüşte aynı fakat “bakış açısı” olarak çok farklı iki yorum var doğal olarak. Hz.Ali “görme” kavramını sadece göz ile görme olarak almadığı için bu cümleyi kurarken, ateistler materyalist yaklaşımlarının doğal sonucu olarak sadece göz ile görebildikleri için bu cümleyi kullanıyorlar. Peki şimdi bir de şunu soralım; İnsan gözü evrende var olan her şeyi görebiliyor mu? Günümüz biliminin bu soruya verdiği yanıt ise tek kelime;”Hayır.”
Bilim insanlarına göre şimdilik hesaplayabildikleri kadarıyla yarıçapı yaklaşık 15 milyar ışık yılı olan evrenin (büyüklüğe dikkat edelim lütfen’) %70’i kara enerji (dark energy) , %25’i kara madde (dark matter) ve %5’i adlandırabildiğimiz maddelerden oluşmaktadır.
Göz ile “görme” dediğimiz olgunun bir de frekans aralığı boyutu var ki iş iyice karmaşıklaşmakta.Yine bilim insanlarının tesbitlerine göre, gözün evrende var olan dalga boylarını algılayabilme yani “görme” sınırları, santimetrenin on binde dördü ile yedisi arasıdır. Dalga boyu okyanusunun santimetrenin üssü -35’lerden başlayan dalga boylarından kilometrelerce uzunluktaki dalga boylarına uzandığını düşünürsek aslında gördüğümüzü iddia ettiğimiz evren karşısında tamaıyla kör olduğumuzu söylemek hiçte abartı olmayacaktır.

Buz Mavisi

bahard17 | 11 November 2007 02:18

çıkarken sessizce çek kapıyı
ama sımsıkı kapanmış olsun
o kadar ki kokun bile dışarıda kalsın
çok acı verir oldu artık
yüzüne bakıp konuşamamak
o kadar kin doluyum ki sana
ister istemez öldürmekten korkar oldum
nefretim içimde sevgimde
okadar ince ki aralarındaki çizgi
her an birine düşebilirim
açık söylemek gerekirse
ben bu aralar
nefret tarafına eğilir oldum
hataydı belki sevgim
bu kadar saf ve temiz düşünmem
her geçen gün daha fazla uzaklaşırken sen benden ben senden
hala susuyorum ben
içimde çığlıklar dinmek bilmiyor
küçükkende ağlardım ama bu kadar acı vermezdi
bilir misin gözyaşlarım kurusun diye gündüz dua ederim ben içime aksınlar hiç kimse bilmesin diye
onca gözyaşım oldu şimdi hala akıyorlar gözlerimden
bana inat duama inat
çok isterdim ölmeyi hepinizden kurtulup gitmeyi
siz ağlardınız ozaman belki sen derdin kurusun gözyaşlarım
ama gitmiyorum içimde yanan ormanlar
bir sürü gözyaşımın seline kapılmış ağaçlar var
bir gün anlatacağım sana kendimi birgün
en acımasız haliyle göreceksin çektiğim acının rengini
ve yok olup gideceksin buz rengi mavilikte
kaybedeceksin beni
beni ve sana hala ısrarla pırıl pırıl bakan mavi gözlerimi