Bu yapılmamalı. Burada kendime söz veriyorum yaşlandığım zaman buna engel olacağım.Kabul ediyorum bugün benim için gerçekten karlı. Işıklı ayakkabılarımı ilk defa giydim. Kerem ayakkabılarımı incelerken yaşadığım mutluluğu tarif edemem. Onunkilerin sadece topuklarında ışıkları vardı, artık yanmıyorlar zaten.Yeteri kadar para da kazandım. Tam 115 YTL. Poşet dolusu şeker, çikolata ve evde yenmeyi bekleyen bir o kadarı. Babam, abime sabahın köründe ellerini, ayaklarını yıkatırken yaptığım şirinliklerle yatakta kalmayı da başardım. Bu eve gelene kadar herşey öyle güzeldi ki. Ne biçim bir ev burası saatlerdir oturuyoruz. Karnem nasılmışmış… pöh! İyi işte ellerinizden öper allah allah yaa… Her bayram babam böbürlene böbürlene anlatır bu kadına benim gibiler için özel bir okul olduğunu. Asıl böyle kadınlar için özel bir okul olmalı.Bu anın geleceğini bilseydim. O koltukta saatlerce daha oturmak için dualar ediyor olurdum herhalde. Neden bu canavar uyandı ki, veya biz neden bu canavar uyanana kadar burada oturup bekledik. Bekliyor, kapının önünde dikilmiş. İşkence yapmadan otuırmayacak yerine. Sırayı kapacak bir iki çocuk olsaydı yanımda, belki onlardan cesaret alırdım katlanmak daha kolay olurdu. Tek başıma yapmam çok zor. Baba yapma! Baba biliyorum ne diyeceğini yapma ne olur sadece bu bayram yapma. Hadi kalkalım gidelim artık sıkıldım buradan. Baba n’olur…-Uyandın mı Teyzeceğim. Nasılsın… Can gel hadi oğlum öp Mahmure teyzenin elini.
–eee.. baba?
–Can!
Geçen sene bu kadar buruşuk değildi. off! Yaklaşınca farkettim, siyah benekler çıkmış elinin üzerinde. Hastalıktan bunlar hep, mikroplu. Biliyor çektiklerimi, işte nasıl gülüyor bana bakıp bakıp. Nefesimi tutmalıyım, gözlerimi kapatmalıyım. Güzel şeyler düşünmeliyim. Çok az kaldı…Dudaklarımı değdirdim, dudaklarımı değdirdim. öeğğ!Bilerek kaldırdı elini, iyice dudaklarıma sürtünsün diye, bile bile tam öperken kaldırdı elini. Sarılamadan kaçtım en azından. geçen bayram koridorda sıkıştırıp nasıl da sarılmıştı, ölecek gibiydim o gün. Hala aynı tuhaf koku burnumda. Yaşlı insanlar hep böyle kokuyor galiba.Abim nasıl oluyor da hiç çekinmeden gelip öpebiliyor, onu anlamıyorum. Can atıyor sanki o buruşuk, tuhaf kokan, benekli eli öpmek için. Abim salak olduğu için farketmiyor galiba. Hala gülüyor… Az önce hastalık kaptın gerizekalı neye gülüyorsun. Uzaklaş onun yanından kurtul işte. Yıkanana kadar abime fazla yaklaşmasam iyi olur. Nasıl da sarılıp konuşuyor cadıyla.Annem de pek çekiniyor sayılmaz. Dikkat ettim, abim kadar abartmasa da hiç duraklamadan gelip öptü o eli. ıyyy!Gidip ağzımı sabunlamak için can atıyorum aslında, ama babamı izlemeden olmaz. Yine suratını buruşturdu. Babam da korkuyor, öperken nasıl da suratını buruşturdu ama. ohh iyi oldu!. Sen on dakika önce gidelim desen hepimiz kurtulmuştuk. Sarıl sarıl sıkı sarıl babacığım! öp öp yanaklarını da öp güzelce, öyle sadece yanağını değdirerek olmaz… Sırıtmadan duramıyorum.Artık ağzımı yıkayabilirim. İyi oldu farkettirmeden kaçtım aralarından. Hemen kurtulmam gerekli mikroplardan. Diş macunu da var. Bir parmak ağzıma atıp çiğnesem iyi olur. Koku geçer belki. Bir bardak su da bırakmışlar buraya, birilerinin aklına geldi herhalde bu kadını öpenlerin su içmesi gerekeceği. Elim yetişmiyor ki bardağı alayım ordan. İçinde su var mı acaba. Heh oldu klozetin üstüne çıkınca uzanabiliyorum. Evet, evet dolu bu bardak belli su var içinde. Hemen içmeli… Bu da ne… Suyun içindeki sert…NEAAAAAAA!!!!!!Öhüüü öhhh kığğğhhhh… Diş bunlar. Diş!!! Dişli su içtim! Canavarın dişleri! İçtim yarısını içtim!!! ÖHHÜÜEEEE!!!!!!!!-BABAAAA!!!