bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

AYN RAND’IN BAHANESİ

il mare | 31 August 2010 09:18

Bahanelerden ibaret olduğumuzu söylüyor Ayn Rand.Kabul etmek istemediklerimizi bahaneler aracılığıyla kabul edilebilir hale getirmeye çalıştığımızı,kendimizi kandırıp kendimize göre realiteler yarattığımızı…

Haklı,fakat belirsiz,anlamsız bir dünyanın içindeyken ve asıl anlamı ortaya çıkaracak ölüm niyetine bir yaşama bahanesinin içindeyken biz, bu bahanelerin alt kümeleri diğer tüm küçük bahaneler eleştirilmek için fazla masum değil mi?

Misal;
Uzun bir süreliğine başka bir ülkeye gideceksin,istediğin zaman dokunamayacak kadar uzak olacaksın sevdiklerine.Biliyorsun ki onların yanında olmak her ölümü korkusuz kılar, fakat ellerini bıraktığın vakit, birlikte ölmekten çekinmeyeceğin insanların ölüm korkuları sarar dört bir yanını. Gidersin gene de ama,caymazsın,istiyorsundur çünkü.Ya sen yokken onlara bir şey olursa,ülkende beklenen yüksek şiddetli bir deprem mesela,ilan edilmiyor mu peşinen avaz avaz? Ama ne yapıyorsun,kulaklarını tıkama bahaneni kullanıyorsun.Sanki ölüm yokmuş,ne kadar uzağa gitsen de onlara hep yakınmışsın gibi düşünmeye odaklanıyorsun. Ölümü inkar etmek için,kendine bir realite oluşturuyorsun, İhtimallerin hepsini doğduklarına pişman ediyor,hepsini feci şekilde azarlıyorsun. Bir bilgisayar oyunundaymışsın gibi, içindeki çukurlardan çıkan biçimsiz canavarların kafalarına,daha belirmelerine izin vermeden elindeki balyozla sağlam darbeler indiriyorsun. Game,başarısızca overlandığı zaman da kadere sığınıyor,alışılır diyorsun,insanım diyorsun. İnsan olma bahanesini kalbine kan diye pompalıyorsun.

Yavşak sarma ve cinnet:)))))

| 30 August 2010 16:22

Maç inanılmaz heyecanlı oluyor, fener saldırıyor ama olmuyor rezalet be. Bi tane atsalar aşkımız kurtulacak hadi be hadi.Yalvarıyorum ya:)
Eyvahhh bide üstüne golü yedik:( Hemen uzaklaşıyorum salondan, doğru mutfağa neme lazım… Salonda hava berbat, sesleri duyuyorum maç extra zamana kalmışmış. Sevgili homurdanıyo baktım cepten biriyle konuşuyo” len bunların hepsi yavşak olum, ……koyiyim kombine alanı …..bından böle…..” Aklıma Fazıl Say’ın “yavşaklar” lafı geliyor.ses çıkarmadan kendimi tutamayıp gülüyorum…
Beni Fener’in sınavından çok sarmaya çalıştığım yaprak dolması entrese ediyor yalan yok… Napiim sevgili etli yaprak dolması istedi ben de uğraşıyorum… Annesi yaparmış. Yaparmış ama kadın bi sardımı yapraklar asla açılmazmış bide minik minik yaparmış offf da offff…Ha tabi bide taze yaprak olmalı imiş…
Taze yaprakları buldum kolayca. suya konurmuş onu da yaptım. Şimdi sarıyorum ama ben sardıkça onlar açılıyo etler kaçıyo içinden. Nerdeyse yapıştırmayı düşüneceğim. Ne saçma bi dolma be! Olmuyo işte kenara koyduğum bi tanesi daha patladı işte ayol bunlar ne manyak şeyler ya…Anneme açıp şikayet ettim dolmaları “ Bebeğim sen beceremezsin diyip kapattı teli” Yavşak dolmalarla boğuşuyorum adeta … Daha kadayıf yapcam offffff ya offffff…
Bu arada ensemde bir öpücük kendime getiriyor beni…” nası gidiyo aşkım?”
Haa süper süper diyorum:)) alllam şu rulolar açılmasın ya nolur…
Dolmaları görmesin diye maçı soruyim bari “ elendik ya, bitti Aykut gider artık”
Aykut? Birden uyanıyorum director olacak adamdı. Gelsin de şu dolmaları sarsın bari beni kurtarsın diye gülüyorum içimden…
“Evet aşkım gitsin ya dimi” diyorum dolmalardan uzaklaştırmak için..
Tam o arada annem arıyor “ dolmacı sardınmı bari “ canım burnımda , saçmalıyorum, teknik direktör Aykut gidecekmiş diyorum anneme “ Ne Aykutu bebeğim, arkadaşınızmı yemeğe gelecek diyo” hah bi o eksikti… Offf neyse allahım bide ramazan bide oruç bu adam… Kesin yarın açız:(( Yunan adalarınamı kaçsam ya…

Cadı

ozanTi | 30 August 2010 14:24

Cadı… Halk ağzında şirret kelimesiyle eşdeğerdir. “Aman şu cadı kadın mı?” lafını ya da bir benzerini mutlaka duymuşsunuzdur. Neyse cadı lafının kullanım şeklini falan bir kenara bırakırsak yazının asıl amacına dönebiliriz.

Cadı
Cadı

Cadı denilince aha yukarıda gördüğünüz gibi kötü kalpli, yaşlı ama çok da seksi bir cadı aklıma gelmiyor benim. Ama görünce de oohh demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Neden böyle bir anlayış oluşmuş durumda beynimizde bilmiyorum. Ama bir tahminim var. Anlatılan cadı karakterleri yahut çizilen cadılar hep Gargamel tipli oluşundan olabilir. Herkes böyle çizse cadıları onlar da sevilir be! Hakkaten onlar da sevilir.

Son sözüm sana ey okuyucu: Cadı da olsa insan, insandır! Sakın onu hor görme!

Meçhul Bir Kadına Adanmıştır…

firatocal | 30 August 2010 11:33

Hüzün diğer adıydı kadının … Hayal kırıklığı ise soyadı … Sicilin den silinmez künyesi … Etine , ruhuna ebedi kazılı …

Aldığı ilk nefes ile kanatlarını yitiren aşk kurbanı melek misali ağlamaklı zümrüt gözleri… Sevgilisinden çok , kaybettiği saf sevgiyi aramaktan yorgun…

Tanrısını terk etmekten bin pişman… Her ayrılık yorgunu kadın kadar bıkkın aşktan…

Sorguluyor günahını… Dalıp dalıp gidiyor gözleri , şimdiden çok çok uzaklarda olan , yitirdiği sonsuz ve el değmemiş günahsız mutluluklara…

matematik… evrensel dil mi? dayatma mı?

scapegoat35 | 30 August 2010 09:22

uzun zamandır matematiğin mutlak gerçek, ve dünya üzerindeki tek evrensel dil olduğunu düşünüyordum. ancak son zamanlarda bazı ufak tefek konuları kafamda süzerken oturmayan şeyler olduğunu farkettim.

çok küçük bir örnekle başlıyorum.

hepimiz x*y eksenini biliriz. uzayda 2 boyutu temsil eder.

bu eksenler eksi sonsuzdan başlayıp artı sonsuza kadar devam eder. benim matematiğe bakış açım ve biraz da hayal gücüyle bu eksenlerin eksi ve artı sonsuza tutunduklarını düşünürüm.