Hüzün diğer adıydı kadının … Hayal kırıklığı ise soyadı … Sicilin den silinmez künyesi … Etine , ruhuna ebedi kazılı …Aldığı ilk nefes ile kanatlarını yitiren aşk kurbanı melek misali ağlamaklı zümrüt gözleri… Sevgilisinden çok , kaybettiği saf sevgiyi aramaktan yorgun…

Tanrısını terk etmekten bin pişman… Her ayrılık yorgunu kadın kadar bıkkın aşktan…Sorguluyor günahını… Dalıp dalıp gidiyor gözleri , şimdiden çok çok uzaklarda olan , yitirdiği sonsuz ve el değmemiş günahsız mutluluklara…Aşk yorgunu leşine saldıran gözü dönmüş akbalar gibi görüyor artık baktığı her erkek yüzünü… Şimdi en masum , en zararsız tebessüm bile , köşe bucak kaçacağı sinsi bir silah onun için…Hüzün diğer adı kadının… Hayalkırıklığı ise soyadı… Hepsi künyesine kazılı…Ilık meltemler bile acıtıyor her yanını… Çürük ve mosmor bedeni… Yada öyle hissettiriyor geçen her dakika , her saat…Dedikleri gibi ,vurduğu yerde gül bitmiyor ataerkil hayatın… Hatıraları acı , yaşadıkları kötü günlerini unutturmuyor… Hiçbir zaman da unutturmayacak…

Tüm okyanus eviyken , aşkı uğruna yüzgeçlerinden vaz geçmiş , masalların prensesi küskün bir deniz kızı misali , boynu bükük ve kalbi kırık…Dalıp dalıp gidiyor aşk yorgunu gözleri… Kah ucu bucağı olmaz gök kubbede kaybediyor kendini , kah ufukla dans eden yakamozun buluştuğu engin mavilikte yitiriyor kimliğini…İster aşka küskün , kanatları kırık bir melekle karşılaşalım , isterse ayrılığı ezberlemiş , kuyruğunu kaybetmiş bir deniz kızı olsun sevgilimiz…

Her defasında karşılaştığımız kadın kalbi , okyanuslar kadar derin ve gizemli , yıldızlar kadar büyüleyici ve herşeyiyle ulaşılmazdır…Aşka adanmış bir kadının kalbini kazanmak ise çöldeki zavallı , hayal meyal bir vaha kadar , tüm varlığımızla inanmak istediğimiz beyhude bir yalandır…