bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Okumak ,çin Evinden Uzaklara Giden Öğrencinin Günlüğü

fReewave | 23 March 2008 19:50

OSS denilen sınavla başlar bu uzun maraton. Aslında Sınavdan çıktıktan sonra beklentilerin belki de bambaşkadır. Çoğu öğrenci Üniversite için başka bir şehire gideceğini öğrendiği gün bunu ciddi bir olaymış gibi algılamaz. Gün gelir ki yaz tatili biter ve okuyacağın şehire gideceğin gün artık “bugün” dür.Hani çok sevdiğiniz bir yakınınız giderken insanın boğazı düğüm düğüm olurya, işte bunları o malum günde fazlasıyla yaşarsınız. Ne oluyo lan nereye gidiyorum tezahüratları arasında bir de bakmışsınız ki Otobüsten dışarıyı izliyorsunuz.

topuklu ayakkabı yarışı

asiti kacmis kola | 23 March 2008 16:45

topuğa kuvvet
topuğa kuvvet

birçok kadının hayatında topuklu ayakkabının özel bir yeri vardır. onlarla daha dişi hisseder kadınlar kendilerini. sağlık uzmanlarının topuklu ayakkabıların zararları hakkında çarşaf çarşaf demeç vermeleri bile kadınları bu zevklerinden alıkoymaya yetmedi.
topuklu ayakkabıyla yürümek zordur, onun üzerinde bir denge tutturmak, düzgün adımlar atmak, devrilmeden ayakta kalmak her ana yiğidin harcı değildir.

ama bu haber topuklu ayakkabıyla yürümeyi bırak, topuklu ayakkabısız bakkala bile gitmeyen kadınlara dair.
ünlü kadın dergisi glamour moskova‘da bir yarış düzenledi. bu yarışı diğer yarışlardan ayıran en büyük özellik ise sadece topuklu ayakkabı giyen kadınlara özel olması.

Satılık Küçük Daireler

Asturias | 23 March 2008 16:32

Yazımın esin kaynağı otobüs durağında beklerken hemen yanımızda inşaatının tamamlanması yakın olan bir binanın üstündeki büyük branda reklamdı : Satılık Küçük Daireler.

Sonra içeriğini arastırayım dedim ve arkadaşlarıma sordum. Meğer “satılık küçük daireler” 1 oda + 1 salondan olusuyormus.

Hayatımda ilk defa 1 oda ve 1 salondan ( tabiki mutfagı banyosu var. ) olusan bir dairenin varlığından haberdar oldum arkadaslarım sözleriyle. Ancak kafamda söyle bir soru belirdi bir anda. “kim sığar bu kutucuk kadar evlere ?”

Ephemera

exorientelux | 23 March 2008 12:52

Çocukken neler biriktirilmez ki değil mi? Gazoz kapakları, sakızlardan çıkan karikatürler, “artiz” resimleri, şeker ambalajları … Küçükken kibrit kutularının arka ve ön yüzlerini biriktirdiğimizi hatırlarım. Bunlarla piştiye benzer bir oyun oynardık. Ergenlikte bu uğraş posterlere, dergilere, arkadaşlarımızı yazmaya zorladığımız arkadaş anketlerine meyleder. Ya da mektuplar, notlar biriktirilir. Yani hayatının bir döneminde bir şey biriktirmeyen yok gibidir. Öğrencilik yıllarımda seyrettiğim filmlerin biletlerini biriktirirdim ben mesela. Daha sonra kartpostallara merak sarmıştım. Hoş bir uğraştı kanımca. Meğer bu uğraşının bir adı varmış da insan bu yaşa gelince öğrenmiş: Ephemera.