Çocukken neler biriktirilmez ki değil mi? Gazoz kapakları, sakızlardan çıkan karikatürler, “artiz” resimleri, şeker ambalajları … Küçükken kibrit kutularının arka ve ön yüzlerini biriktirdiğimizi hatırlarım. Bunlarla piştiye benzer bir oyun oynardık. Ergenlikte bu uğraş posterlere, dergilere, arkadaşlarımızı yazmaya zorladığımız arkadaş anketlerine meyleder. Ya da mektuplar, notlar biriktirilir. Yani hayatının bir döneminde bir şey biriktirmeyen yok gibidir. Öğrencilik yıllarımda seyrettiğim filmlerin biletlerini biriktirirdim ben mesela. Daha sonra kartpostallara merak sarmıştım. Hoş bir uğraştı kanımca. Meğer bu uğraşının bir adı varmış da insan bu yaşa gelince öğrenmiş: Ephemera.

Kelime anlamı olarak kısa süreli, günlük, geçici anlamlarına gelen ephemera (efemera), gündelik yaşamda kullandığımız özellikle kağıt türünde malzemelerin biriktirilmesi şeklinde ortaya konan bir koleksiyon türü. Bu malzemeler faturalardan tutun da biletlere, etiketlere, mektuplara yani her türlü kağıtlara kadar uzanıyor. Bu tür biriktirmeler yapana da efemerist deniyor.

Samuel Pepys
Samuel Pepys

Tarihte bilinen ilk efemerist Samuel Pepys adında günlükleriyle ünlü bir İngiliz. Öyle ki portresi Ephemera Derneği’nin amblemi olarak kabul edilmiş, adına düzenlenen bir madalya bu konuda birikimler yapanlara verilmeye başlanmış. Çeşitli edebiyat ürünleri , etiketler toplayan Pepys’den sonra ise kitap kapakları biriktiren ve tutkusu uğruna kitapları kapaklarından ayırmayı göze almış İngiltere Antikacılar Dreneği’nin kurucularından John Bagford adı anılmakta efemerist olarak. Thomas Percy, Isaiah Thomas , Jefferson Burduck ve dört yüz bin parçadan oluşan koleksiyonu çeşitli müzelerde sergilenen Amerikalı ev kadını Bella C. Landauer efemerist ararsak karşımıza çıkacak isimlerden. Dünyanın en geniş eferma koleksiyonu ise Bodleian Library’de 1968’den beri sergilenmekte yazılanlara göre.

Spor Toto Kuponu :)
Spor Toto Kuponu 🙂

Türkiye’de eferemanın tarihi gelişimi ise matbaa kullanımı, kağıt sanayinin gelişimi vb ile yakın ilşkili elbette. O yüzden çok eskilere gidemiyoruz. Hatta bizde biriktirmek ya da değerlendirmek şöyle dursun sahip olduğumuz belgeleri nasıl bir cömertlikle (!) saçtığımızı linkini verdiğim yazıdan mutlaka okuyun derim. Türkiye’de bu işi sistemli ve bilinçli bir şekilde yapan ilk efemerist olarak Herman Boyacıoğlu adı karşımıza çıkmakta. 350 bin adetlik kartpostal koleksiyonuyla dünya kartpostal koleksiyoncuları arasına girmiş Boyacıoğlu. 1971’de İstanbul’da kartpostal sergisi açan ilk kişi olmuş.Daha yakın tarihli bir bilgi de ilk efemera müzemizle ilgili. Efemerist Diploması sahibi Hüseyin Keleş, 1954 yılında pul koleksiyonculuğuyla başladığı toplama işinin alanını genişleterek 1700’lü yıllara ait olanlar dahil on bine yakın gazete, çeşitli banka evrakları, karne, tapu biriktirmiş. Türkiye’nin ilk efemera müzesini Kuşadası’nda açmak için girişimde bulunmuş. Türkiyede ilk derrnek ise Ephemera Derneği (Kâğıt Arkeologları) adıyla kurulmuş ve ilk müzayedesini 1996 yılında yapmış. Şimdilerde ise eskiye oranla daha çok efemera müzayedelerine, internet sitelerinde yapılan satışlara ya da efemera günlerine rastlamak mümkün. Bu “toplama” işi daha bilinçli ve ciddi bir işe dönüşmeye başlamış bile.Aslında çoğumuz, en azından fotoğraflarla kişisel tarihimize ilişkin belgeler biriktiriyoruz zaten. Karnelerini ya da aldığı teşekkür/takdirleri saklamayanımız var mıdır aramızda?