bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

plastik

ziuw | 01 July 2008 10:50

Kelime kökeni eski yunancada plastikostan gelir, bu şekil vermeye elverişli demektir. Yapımında kullanılan ham maddeler maden kömürü, hava, su, kireçtaşı ve tuzdur.
Plastiklerden ilk kullanılan bakalittir, fakat temel plastikler polistiren viniller ve diğerleri 1828 yılında Fransız bilimcilerce keşfedilmiştir.
Gelişme ve yayılma sebebi hayli ilginç; 19. yüzyılda fildişinden yapılan bilardo topları bulunmaz olunca Newyork’lu bir yapımcı, bilardo topu yapımında kullanılabilecek bir plastik türü bulana 10.000 dolar vereceğini söyledi.
İlk plastiklerin üretimi teknolojik sorunlar nedeniyle çok pahalıya gelmekteydi, 2. Dünya Savaşı sırasındaki ve ardından gelen çalışmalarla plastik türleri zenginleşip yapım maliyeti ucuzladı.
fenol, üre, melamin, naylon, orlon belli başlı kullanılan plastiklerdendir ve yeryüzündeki petrolün % 4 lük bir kısmı plastik üretiminde kullanılmaktadır.

Hayatımıza kattığı büyük kolaylığın yanı sıra, kanserojenliği ve doğada 40 000 yılı aşan sürede yok olması başta olmak üzere bir çok da eksisi bulunmakta.

Özre Kabilesi

suphi | 01 July 2008 10:28

Hicazın güneyinde Yemen’de Özre Kabilesi diye bir kabile varmış..Bu kabilenin özelliği aşıklar maşuklarına kavuşamazlarsa ölürlermiş. Ve bu kabilenin ta Mısır’a kadar yayılmış. “Olmaz böyle şey” demişler, “mümkün değil ” demişler. Devrin şairlerden meşhur Mısır’lı Esâmi bu kabileyi incelemek için Yemen’e gitmiş ve bu özre kabilesinde bir eve misafir olmuş. Evde de güzel bir kız çocuğu varmış. Fakat kapıda sersem dolaşan bir delikanlı dikkatini çekmiş ve delikanlının yanına gitmiş.

“Delikanlı senin halinde bir acayiplik var, bu tuhaf halin, derdin nedir” demiş. “Senin misafir olduğun o ev var ya, orada bir gün var, orada bir güneş var, bir ay parçası var” demiş delikanlı. “Ben sana bir aracı olayım o zaman” demiş şair. “Nolur, öleceğim çabuk demiş” delikanlı. Eve geri dönmüş ve kızı çağırmış şair Esâmi ve” kapıda bir delikanlı var demiş, ölecek sana öyle âşık olmuş” demiş. “Amca O daha beni hiç görmediği halde böyle sersem sersem dönüyor, beni görse ölür” demiş kız ve “İnanmıyorsan ona şu bastığım toprağı götür ve ona senin aşık olduğun kızın ayak izinden aldım bu toprağı de” demiş..Peki deyip almış ve götürmüş toprağı şair. Kapıda Esâmi’yi görür görmez atılmış delikanlı. “Ne oldu, gördün mü, ne söyledi?” demiş. Kızın söylediklerini söylemiş ve toprağı ona verince iyice sersemlemiş delikanlı ve dönerken az ilerde yanan ateşin içine düşmüş. Şair zor zar delikanlıyı ateşten kurtarmış.”Allah Allah tam özre kabilesi” demiş şair.

KABARTMALI DÖVME

YaMTaR | 01 July 2008 09:46

Kabartma Dövme
Kabartma Dövme

Dikkat çekmek ve normal insanlardan farklı görünmek isteyen gençlerin son çılgınlıkları derilerinin altına kabartma dövmeler yaptırmak.

Kafalarına, kollarına, ellerine, bacaklarına hatta göğüslerine bile kabartma şekiller yerleştiren bu gençlerin resimleri için tıklayınız.

Kabartmalı Dövme yapım videosu için tıklayınız.

KAPLUMBAĞA VE GÜVEN

| 01 July 2008 09:35

Güvenebilmek hemen yanıbaşımızdakine.Yaslanabilmek….İki kaplumbağa çölü geçmeye karar vermişler.On yıl kadar yürüdükten sonra artık susuzluktan ölecekler,dermanları kalmamış ki.. bir su matarası görürler
-Oh be suyu bulduk ve ölmekten kurtulduk.Bakarlar bir heyecanla mataradan su içecekler ama matara boş.Binbir küfür dillerinde ,atarlar matarayı oraya yollarına devam ederler.Aradan 8-10 yıl daha geçer ama gerçekten susuzluk perişan etmiştir onları.Derken…. bir su birikintisi görürler uzakta
Hah suyu bulduk şükür Yarabbi.
-Dur dur bu suyu içmeyelim daha uzun yolumuz var.
Eee ne yapacağız-Bu suyu bir kaba dolduralım
-İyi de kap nerede?
Hani gömüştük ya yıllar önce bir matara.Birimiz gitsin onu alıp gelsin.-Ooo iyi e kim alıp gelecek?
-Ben alıp gelirim ama bir şartla
Nedir şartın?
-Ben gelene kadar bu sıudan içmeyeceksin.

Şemsiye Tarihi

catlakpusula | 30 June 2008 17:10

Şemsiye çok sıradan bir nesnedir. O insanları güneşten ve yağmurdan korur. Şemsiyeler katlanarak kolay taşınır. Yinede şemsiyeler ilk zamanlarda sıradan bir nesne değildi. Onlar asillik veya büyüklüğün işaretiydi. Bazı Afrika kabilelerinde hala bu işaret kullanılır.

Şemsiyeler çok eskiçağlara dayanır. Milattan önce 11. yy Çinliler şemsiyeyi kullanıyorlardı. Oradan Hindistan, Mısır ve İran’da kullanılmaya başlandı. Yunanistan ve Roma’da erkekler şemsiye kullanamıyordu. Şemsiyeler sadece bayanlar içindi. Onlar şemsiyelerin bayanlar için olduğuna inanıyorlardı.

sayıklamalar

hipokondriyak1 | 30 June 2008 16:11

Sayıklayınca ”ayıklamak”

Soruyorum sayıklamaların edebi ruhuna:

-Kültür sanat bölümünün edebiyat duvarına işemek caiz midir?

Bir elma düştü gökyüzünden sordu Havva :

-Caiz mi?

Gizlerin ülkesinin mavi boyalı duvarlarında dolaşan buğulu düşüncelerin sebebi değildir biline !!

Abraka dabra nıtt olmadııı !!

Dördü dört geçmiyorken sevmiyorum seni, beş ihtimaline rağmen…

Minik eller ölmesin!
Ya minik ayaklar ?
Senden çok şey dilemiyorum..

101. kez izlenen bir filmin son repliğindeki bakışların avutur her gece sızlayan ruhumu..