bildirgec.org

tren hakkında tüm yazılar

gitmek fiili

sandyclaws | 05 May 2009 13:11

Gitmekti tek niyetim… Hep hayal ettiğim, filmlerde gördüğüm gibi. Birine kızıp ya da kimsem kalmadığında o büyük kırmızı bavuluma hızlı hızlı elime geçen ilk kıyafetlerimi koyup gitmek…

Bir yandan da birilerine bağırmak, belki artık hiç dönmeyeceğimi söylemek. Her zaman düşündüğüm o bırakıp gittiğim insanları şimdi hiç düşünmemek. Nasıl olsa yine dönüp gelecek diyen insanlara sadece gülümseyerek çekip gitmek.

Niye gitmek diye soranlara bilmiyorum desem bile içten içe her şeyin yoluna gireceğini ümit ederek gitmek. Sadece gitmek istemek ne olacağını düşünmek istemeden…

Dünyanın en büyük tren seti

nugenca | 26 March 2009 10:36

Dünyanın en büyük tren seti yaklaşık 1,150 metre karelik bir alanı kaplıyor. 6 mil ray döşenmiş ve henüz tamamlanmamış…

tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
tren seti
Kontrol Merkezi

diğer fotolarave detaylara burdan ulaşabilirsiniz

Bozkırda Uyanmak

admin | 26 February 2009 01:14


Gecesinin içinde yürüdükçe, yüzünü kesen, acıtan bir soğuk hisseder insan… Mantosunun yakalıklarını kaldırsa da açık kalan yerlerinden inadına rahatsız eder, durur ayazı… Ne çeşitli yönlere savrulan aceleci kar taneleri ısıtabilir o anki imgelemini, ne de ceplerine sıkıştırdığı eldivenli elleri… Böyledir bu! Bozkır üzerine kurulu şehirler asla bir gram rahat vermez adama.

Ertesi gün, bankaya gelen havaleyi almak için gidecektir de, söyleyemez kimseye, daha aldığı gibi, paranın gideceği adresler olduğunu… “Borç yiğidin kamçısı” gibi terimler bir nevi eşeğe yüklenen altın semere benzer. Altın bir semerin vardır, evet, ama hala borçlu bir yiğitsindir. Öyle olman beklenir. Sanki birileri de senin öyle olman için bu hayatta didinir. Toprağı gibidir bu yüzden bozkır üzerinde yaşayan şehir insanları… Biraz kırgındır hayata karşı!

orada bir müze var..

nazokiraze | 11 February 2009 11:26

Sirkeci Garı‘ndan bahsediyorum, Eminönü’e giden herkesin önünden geçtiği, İstanbul’un en kalabalık yerlerinden biri olan Sirkeci Garı ve içinden tren geçen bir müze. Evet bu müze nedense İstanbul’da yaşayan Türk’ler tarafından değil de yabancı turistlerce ziyaret ediliyor. Ben geçtiğimiz yıllar kısa bir ziyarette bulunmuştum , dün arkadaş toplantısında arkadaşlarımın orayı gitmeyi bırak duymadıklarını bile ögrenince anladım ki , bu müze fazla tanınmıyor yada ziyaret edilmiyor. Belki de bana bilmeyenler denk geldi, ben herkesin bildiği, gittiği bir yer sanıyordum düne kadar.

Sirkeci’de yer alan İstanbul Demiryolu Müzesi 2005 yılında kurulmuş, yüzelli yıllık eserler sergilenen müzede, bazı demiyolu planlarından Orient Ekspress yemek takımlarına, fotoğraflardan makinist kabinine kadar herşey var kısacası tarih var. Müzede sergilenen şeyler arasında en çok ilgiyi çeken makinist kabini, en değerlisi ise çini bir soba. O zamanlar bekleme salonunu zorda olsa ısıtan yedi çini sobadan biri şimdi müzenin en değerlisi.Müze TCDD’nin 149. yılı şerefine açıldı.

Tren

linet | 13 January 2009 10:57

Yılbaşından 1 hafta önce çok sevdiğim arkadaşım Vivi ağaç süsleme partisi yaptığını söyledi, O ne yahu?dedim, geçen yılda çağırdım ya seni dedi, yılbaşı ağacımı süsleyeceğiz, renkli kurabiyeler yapıp, sohbet edeceğiz dedi, ooo dedim senin bir sürü tanımadığım arkadaşın olacak bilirsin rahat edemem, olur mu dedi, senin tanıdıklarında var hadii, kapatma kendini eve, gel.. Peki dedim, ama çok geç saatlere kadar kalamam, tamam dedi zaten akşamüstü beş gibi gelecek herkes.. Kırmızı birşey giymeyi unutma dedi, bir fular, kazak neyse işte kırmızı olsun üstünde.. Allam yarabbicim dedim, nasıl adetler çıkartıyor bunlar..

Pazar günü elimde bir şişe ucuzundan şarap ile ev partisine arzı endam ettim.. Ben gittiğimde herkes masanın başında ellerinde renkli hamurlar yaratıcılıklarını göstermeye uğraşıyor, kurabiye yapıyorlardı. Gerçekten de eski birkaç dost görmek iyi oldu.Ve bir iki de daha önce tanışıp merhabalaştığım insanlar işte..

Cem Yılmaz ın kedisi

sbaskentli | 15 December 2008 13:37

Cem Yılmaz ı opet reklamlarından sonra başladığı Türk Telekom reklamlarıyla sürekli olarak ekranlardan izliyoruz. Tabi ki uzun uzun Cem Yılmaz ın reklam tarihini ve toplumumuz üzerinde ki etkilerini tartışacak değilim.

Ancak Bayramın ikinci günü başımdan gecen bir olayı da sizlerle paylaşmadan edemedim.

Sultanım la İstanbul a dönmek üzere Ankara Tren Garında idik. Biletimizi aldık ve şöyle bir etrafımızı bakınalım dedik. Geçen kış çay bahçesinde yalvarışlarına dayanamayıp evimize aldığımız kediden sonra kedilere karşı biraz daha hoş görülü ve sevgi dolu yaklaşmaya başlamıştık.

the station agent

schizophrenia13 | 04 December 2008 15:26

2003 yılında vizyona giren thomas mccarthy filmi the station agent, başarısını ödüllere taçlandırmış bir bağımsız film örneği.
model tren dükkanında çalışan finbar mcbride, dükkan sahibinden miras olarak kalan bir tren istasyonuna hayatının bütün monotonluğuyla taşınmaya karar verir. trenlerin bile uğramadığı bu istasyon ve hareketsiz küçük kasabada edindiği ya da edinmeye mecbur kaldığı arkadaşları, onların hikayeleri minvalli film izleyiciye birşey vaat etmeden mutlu etmeyi başarıyor. peter dinklage ve patricia clarkson‘ı başrollerde izlediğimiz filmin senaryosuda yönetmene ait.

Karamsar Tren

adoxxoda | 23 November 2008 12:08

Bir biri ardına geldi herşey
Bir tren ve vagonları gibi
Hiç bir şeye hazır hissetmiyordum kendimi
Bir duraktamıydım yoksa durak benmiydim
Ne zamandan beri kopmuştum
Ne zaman koparmıştım ruhumu bedenden
Bu benmiydim yada ben kimdim
Bilemiyordum
Adım adım ilerlerken bilinmeyene
Değişik duygulara esir oluyordu bedenim
Daha çok karamsarlık isteksizlik
Sarıyordu etrafımı korkak bir çocuk ben
Kocaman dünyada küçük bir yerde
Bu şehri ve insanları anlayamadım
Ben durak değilim galiba duraktayım
Hangi yöne gider bu tren
Acı gerçeklere mi masalsı alemleremi
Bilemiyorum