Gecesinin içinde yürüdükçe, yüzünü kesen, acıtan bir soğuk hisseder insan… Mantosunun yakalıklarını kaldırsa da açık kalan yerlerinden inadına rahatsız eder, durur ayazı… Ne çeşitli yönlere savrulan aceleci kar taneleri ısıtabilir o anki imgelemini, ne de ceplerine sıkıştırdığı eldivenli elleri… Böyledir bu! Bozkır üzerine kurulu şehirler asla bir gram rahat vermez adama.Ertesi gün, bankaya gelen havaleyi almak için gidecektir de, söyleyemez kimseye, daha aldığı gibi, paranın gideceği adresler olduğunu… “Borç yiğidin kamçısı” gibi terimler bir nevi eşeğe yüklenen altın semere benzer. Altın bir semerin vardır, evet, ama hala borçlu bir yiğitsindir. Öyle olman beklenir. Sanki birileri de senin öyle olman için bu hayatta didinir. Toprağı gibidir bu yüzden bozkır üzerinde yaşayan şehir insanları… Biraz kırgındır hayata karşı!Yaşamakta olduğu şehrin, en çok, kısacık süren baharlarına gönül düşürür. Çünkü kışı yaza bağlayan o mevsimde ancak, yeşil denen o hayat rengi can bulur. Beyazdan bir tür sarıya çabucak geçerken, yeşile duran bozkırlar, bir anlık yaşama sevinci yaratır insana…Bozkır, insana verdiğinden çok aldıkları ile varlığını idame ettirir. Toprağı, neredeyse elini değdiğin yerden, senin vücudundaki ab-ı hayatı çeker alır, seni kendi gibi kurutmaya yeltenir. Börtü böceğin vızıltısı dolar kulağına, yaz yakındır, çok yakın… Herkeslerin arzu ettiği türden bir yaz değildir ama, bozkırınki! Fenadır, taş kalplidir, bencildir.Mevsim farkı gözetmez, yattığında mutlak soğuk olur gecesi. Bozkıra uyanırken de inceden, tiz bir soğukla sızıldar içi… İnsanının yüzünden yansıyanlar da bir nevi kuraktır, pek renk vermez anlattıkları, ayak bastığı toprağına çeker ruhu, huyu, suyu… Durur ama, bırakmak istemez toprağını… O uykudaki soğuk bileyler hayata olan bakışını; keskindir, serttir, hele ki bahsetmeye hiç gelmez o uçsuz bucaksızlığı…Boş bakmaz elbet ama çok şey saklar bakışlarında, her bahar can bulan yeşillikleri gibi kısacık heyecanları saklı durur bağrında… Özeldir! Tanımaya biraz çaba gerektirir. Siz boylu boyunca onun bağrından kara bir tren gibi gelip geçerken, bozkır, içinde söylediği sessiz bir türküyle uğurlar sizi…bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by Copyscape