bildirgec.org

toplum hakkında tüm yazılar

http://www.torpil.gov.tr

| 16 March 2008 16:56

Memur yerleştirmeleri uzun bir zamandır ÖSYM tarafından yapılıyor.
Adayların KPSS puanları ve tercihlerinin bilgisayar yoluyla değerlendirilmesi
nedeniyle torpil ve kayırmanın olmadığını zannediyoruz.
Fakat burası Türkiye!

Bu gibi olaylar bitmedi, bitmeyecek.

Ekmeği ve çayı çokça tüketmemiz, kahvehane düşkünlüğümüz,
tv izleme oranımız gibi torpil de hayatımzın vazgeçilmez bir parçası.

Haksızlık ve adaletsizlik yüzünden yakınıyoruz.
Unuttuğumuz bir gerçek var ki, biz toplum olarak
torpili kendimiz için, yakınlarımız için caiz görüyoruz.

Antidepresan

makaleci | 27 February 2008 07:17

Depresyon denen durumun (ki olmasına müsaade ettiğiniz sürece var olan şey) ilaçlarla hizaya geldiğini ben şahsen hiç düşünmedim.

Birçok çeşidi olan bu durumun (hastalığın bile demeye dilim varmıyor) yegane çözümünün kişinin düşünce gücü ile var olacağına inanırım. Kişi, beynine gönderdiği emirler ve telkinler sonucu ruh halini belirler bana göre…

Ne giydiğin değil, ne olduğun…

Asturias | 21 February 2008 18:39

Markalar yaşamımızın ayrılmaz bir parçası uzun bir zamandır. Kullandığımız diş macunundan içtiğimiz suya; su ısıtıcısından her türlü mobilyaya ve tabi ki ne giydiğimize… Tüm yaşamımız markalar tarafından kuşatılmış durumda. Yaşamımızın en önemli pratiklerinden biri olan alışverişlerimizi tamamıyla markalar yönetiyor.

Geleceğin Evleri

emsvizyon | 14 February 2008 10:57

geleceğini hep merak eden insanlık ,bu merakını; bilim, sanat vb araçlarla hep dışa vurmuş ve bilim kurgu gibi iletişim/anlatım araçlarını da doğurmuştur şüphesiz…
insanlık hayallerindeki gelecekleri tasvir edip, o geleceği tasvir etmektense sadece merak etmeyi tercih edenlere sunmuştur…

ntv’deki bu habere göre disneyland’da bulunan ve 50’li yıllardan kalma “geleceğin evi” tasfiri yeniden hayat bulacakmış.


disney’de ki gelceğin evi

Toplumsal Sorgulamalar

omerserdar[pilli_silinen_hesap] | 08 February 2008 00:49

Genel olarak yaşantımıza baktığımızda hepimiz doğar, kısa bir süre sonra okula gider ve çeşitli kabullenilmiş doğrular üzerine yetiştiriliriz. Şöyleki, çevremizde gördüğümüz yaşam örnekleri çerçevesinde, genellikle her insan iyi para kazanıp, iyi bir işte çalışmayı ve bulduğu eşiyle mutlu bir hayat yaşamayı seçer.
Kabullenilmiş doğrular ?
2+2 ‘ nin 555′ e eşit olduğu hiç aklımıza gelmez. Evrensel bir eşitlik olan “2+2=4” ise bütün Dünya’ da aynı şekilde değerlendirilir fakat onur, haysiyet, şeref, namus gibi kavramlar hemen hemen hepimiz yani biz Türkler için aynı çağrışımları yapsada toplumdan topluma değişen bu kavramların insanlar üzerindeki etkileride çok farklı olabilmektedir.

Kötü yola düşen kelimeler

makaleci | 01 February 2008 22:09

Ne küfür ne değil diye hafif camiası olarak tartışa duralım, bazı küfür olarak kullanılan kelimelerin aslında bambaşka anlamlar barındırdığı hakkında bir araştırma yapılmış. Ayrıca söz konusu araştırma içinde bazı kelimeler küfür, hakaret değil sadece anlamları yanlış kullanıldığı için araştırmaya dahil edilmiş, Buyrun;

angut

dangalak

haksızlık bu…

vareste[pilli_silinen_hesap] | 02 December 2007 17:27

Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman’ın yaptığı ilginç bir araştırmanın beni nekadar etkilediğinden bahsederek başlamak istiyorum ilk yazıma…

Hayat bazen insanın istediği yönde ilerlemeyebiliyor.Kimimiz kötü bir çocukluk geçirmiş,incitilmiş olabiliriz.Bize öğretilen kimseyi hor görmemek,insanları anlamaya,onların yaralarını sarmaya çalışmak değil miydi? Öyleyse neden etrafımızda eğitimli olsun,cahil olsun insanları kırmaya,eleştirmeye hatta yargılamaya çalışanlar var?

AYKIRI EVLİLİKLER ÜZERİNE…

provakator | 27 November 2007 22:18

Evlilik..Kimi kızların üzerine saatlerce konuşabileceği “son derece mühim” bir konu,kimisinin ise resmen yaşama amacı..Kimi erkek içinse bunun bir kızdan lafını duymak bile soğuma sebebi..Devamlı yargılanıyor,devamlı eleştiriliyor ancak gene de nikah salonları hep dolu,insanlar nikah için aylar sonrasına gün alabiliyorlar ancak..Herhalde aynı anda bu kadar eleştirilirken gene de kendisinden kesinlikle vazgeçilemeyen en belli başlı müessesedir evlilik kurumu..

Peki ya nedir evlilik kurumu? Tüm toplumsal tanımlamaları bir yana bırakıp düşünmeyi hiç denediniz mi? Serbestçe,gerçekten nedir diye?Türk Dil Kurumu’nun güncel sözlüğünde “evlilik birliği”, “karı ve kocadan oluşan topluluk” olarak tanımlanmış.İşte! Asıl olan ancak budur..İki insan ve onların hayatı..Geri kalan tanımlamalar insanların kendi şahsi fikirleridir ve aslında evliliklerinin,ilişkilerinin nasıl olacağına sadece ve sadece o iki insan karar verir.Şimdiye kadar başkaları karar verdikleri için bu derece korkulan birşey olmuş zaten evlilik..”Evli insan şöyle yapmaz”..”Evli insan böyle olmaz” Bir sürü kural,bir sürü standart,bir sürü kalıp..

İNSAN-ımsı

vasbiizet | 13 November 2007 17:00

Melankolik melankolik dolaşan sümüklü tiplerden nefret ediyorum. Kader kurbanı olduklarına kendilerini inandıran bu insanımsılar mutsuzluklarına türlü türlü bahaneler uydururlar da kendi ulvi şahsiyetlerine toz kondurmazlar. Halbuki toplum olarak ana arazımız tembellik ve ahlaksızlığımızdır.

3 yıldır aktif olarak çalışıyorum ve 3 yıldır bu tembelikle ve ahlaksızlıkla uğraşıyorum. Amaçsız ve ilkesiz insan yığınları asabımı bozuyor. İşten 5 dakika erken çıksın, 30 dakika geç gelsin… Saçma sapan şeyleri dert edip zırıldasın, morali bozulsun gene çalışmasın… Aşık olsun, kız kovalasın gene çalışmasın. Elindeki işi sana versin ortalıkta sersem sersem dolaşsın… İnsanımsıyı idare etmek, insanımsıya katlanmak zor zanaat.