Melankolik melankolik dolaşan sümüklü tiplerden nefret ediyorum. Kader kurbanı olduklarına kendilerini inandıran bu insanımsılar mutsuzluklarına türlü türlü bahaneler uydururlar da kendi ulvi şahsiyetlerine toz kondurmazlar. Halbuki toplum olarak ana arazımız tembellik ve ahlaksızlığımızdır.3 yıldır aktif olarak çalışıyorum ve 3 yıldır bu tembelikle ve ahlaksızlıkla uğraşıyorum. Amaçsız ve ilkesiz insan yığınları asabımı bozuyor. İşten 5 dakika erken çıksın, 30 dakika geç gelsin… Saçma sapan şeyleri dert edip zırıldasın, morali bozulsun gene çalışmasın… Aşık olsun, kız kovalasın gene çalışmasın. Elindeki işi sana versin ortalıkta sersem sersem dolaşsın… İnsanımsıyı idare etmek, insanımsıya katlanmak zor zanaat.Doğanın kendi adaleti var. Hak edene hak ettiğini verir. Ne olacak bu memleketin hali sorusunun cevabı budur işte.2 sene önce bir arkadaşım amerikadan gelen bir mühendisin rehberliğinde insansız casuz uçakları ile ilgili bir projede çalıştı. Kısıtlı bir bütçesi olan bu proje askeriyede belli kademeye kadar olan askerlerden destek gördü ama biryerlerde sudan bahanelerele takıldı. Bu gün amerika bize istihbarat konusunda yardımcı oluyor ne saadet… Ahlaksızlığımızın ve samimiyetsizliğimizin bedelidir ödenenler…Biz ise bir avuç pelte kıvamında girdiğimiz kapların şeklini alarak, yaltaklanarak, yalvararak, şirinlikler, şerefsizlikler, adilikler yaparak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ayakları yere sağam basan, ne istediğini bilen, ne istemediğini de bilen ilkeli, şerefli, ahlaklı insanı özlüyorum. Sıklıdım artık bu insan-ımsılardan.
yorumlar
Önce düşünmek gerek, insan demek önce felsefe demek…
Bazen otobüslerde görüyordum,kulaklarda kulaklık,kopkoyu renklere bürünülmüş ve sanki feleğin çemberi dar geliyormuşçasına yüzünden bin tane sıkıntı okunan,somurtuk, hayattan beklentisi,hevesi tükenmiş ve herşeyi erken yaşayarak çarçur etmiş insanları.Oysaki gün yeni başlamıştır ve bilinmemektedir ki hiç güneş doğmayan dört duvarlar,narkoz kokuları eşliğinde çaresiz bekleyişlere mahkum ürkek yürekler ,ciğerine ateş düşmüş ve muhakkak buna hazırlıksız yakalanmış insanlar yaşamaktadır bir başka yerde,peki bu çalıntı “bunalma”lar bizim insanımızın açgözlülüğü ve yetinmeyi bilmeyişinden kaynaklanan bu tutumu ızdırap değil midir?Bu yüzdendir belkide başım yerde yürürüm hep,insanların gülümsemeyi unutmuş olduklarını bilmemek daha iyi..