bildirgec.org

tencere hakkında tüm yazılar

Mutfakta birşeyler var

nazokiraze | 10 February 2011 10:24

Orama burama sıçramak için pusuya yatmış, sinsi,ateşli, gözünü kötülük bürümüş ,kızartma zamanlarımın düşmanı kızgın yağ kadar ne yapsam ne etsem birbirine çılgıncasına yapışan çubuk makarnadan da korkarım ben. İkisine de temkinli yaklaşır, ikisinde de aynı tedirginliği yaşarım, ama ikisinden de vazgeçmem. Ne fritöz kullanırım, ne fiyonk makarna pişiririm, böyle de inatçıyım işte.

Rengi solmuş kayınvalidemden kalan çanaklara nasıl beğeni duyuyorsam çizilmiş teflon tavalara o kadar tahammül etmem, çatlak fincanlar, kullanılmış dondurma kutuları kadar değerlerini yitirmiş ,kapının önüne koyulası şeylerdir,bir dünya para verilip alınmış olsalar dahi hiç bir halta yaramamaktalar artık.

Kulak memesi kıvamından daha çekici gelen julyen kesilmiş sebzelerle muhabbetimiz daha fazladır, ölçülerle işim yok, göz kararını kafama göre uygularım yani kısaca herşeyi Nazo kıvamına gelene kadar karıştırır öyle hazırlarım, arada elime yüzüme bulaşsa da kabul görür,sevilir.

bir yemek yazısı daha

admin | 05 February 2010 11:41

1917 Rusya Ekim Devrimi’nde Gürcistan’dan Kars’a göç eden bir aile ile birlikte Alman bir peynir ustası ve birer tonluk iki kazan getirilir.İsviçre’de öğrenilen gravyer peynir orda öğrenilip nesilden nesile Kars gravyeriolarak üretiliyor.Kars peyniri Mayıs ve Temmuz ayları arasında elde edilen tam yağlı sütlerden yapılır.Eskiden kalan bakır kazanlarda kaynatılan sütler şirden mayası ile mayalanır ve harbi denen alet ile kesilir, sonra da tokuz ile çırpılıp tahta kalıplara konur.Sütün Kars gravyerine dönüşürken ortalama 120 gün geçirmesi gerekiyor.90 Kiloluk peynire yaklaşık bir buçuk ton süt gidiyor.

Ev hanımları müjde “Stirr” geldi!

kalsiyum sandoz | 28 July 2009 10:04

Çorba yapmanın en zor ve sıkıcı yanı tencerenin dibinin tutmaması için sürekli karıştırmak zorunda olmaktır. İngiliz mühendisler özellikle ev hanımlarını bu angaryadan kurtarmak için stirr’i geliştirdiler. Pille çalışan bu zamazingo tencerenin içine yerleştiriliyor ve çorbanızı otomatik karıştırıyor. Siz de o sırada salatanızı rahat rahat hazırlıyorsunuz. Paslanmaz çelik ve ısıya dayanıklı silikondan imal edilmiş bu teknoloji harikası sadece 25 dolar.

DAHA HENÜZ DÜN GİBİ…

akoni | 13 April 2009 23:07

Herhangi bir apartman mutfağı işte. Tabaklar, tencereler, kirli bulaşıklar. Bu mutfağı ötekilerden ayıran tek özellik, duvardaki çiviye asılı duran yemyeşil naylon önlüktür. Rüzgârın hafifçe oynattığı perdelerden içeriye kaçamak göz atan, bu önlükten yayılan yeşil rengin o daracık, rutubetli, loş yere umulmadık bir değişiklik, bir güzellik kattığını duyar. Hemen onu giyecek olan, ona bürünüp ocak başında yemek pişirecek, patlıcan, köfte, kızartacak kadın hayal edilir. Bu kadın, yaşlı olamaz, çirkin olamaz, güzellik, iyilik gibi duygulardan yoksun olamaz. Bu yeşil naylon önlüğün içinde, olsa olsa genç ve sarışın bulunabilinir. Dudaklarında hafif bir şarkı. Ancak kendisinin duyduğu bir sesle söylediği alaturka bir hava. Çok kere kişioğlunun hayalleri kaba gerçeğe hiç uymaz, ama bu defa bütün hayaller yerindeydi. Çok sevdiği bir şarkı vardı. Hayal içinde akıp geçti bunca yıl bir gün gibi, en eski hatıralar daha henüz dün gibi.

düdüklü tenceremin düdüğü

nazokiraze | 19 November 2008 15:25

Sabah kahvaltı sohbetimizde tipik ev kadını muhabbetlerinden birinde konuştuk düdüklü tencereyi. Kullanırsın, kullanmam, patlar, patlamaz,görümceminki patladı, çabuk pişer, düdüğü öter vs. Neden olmasın dedim düdüklü tencere nasıl yapıldı neden araştırmayayım? yazmıyayım.

Büyüklerimizin eski contalı, ağır, kullanışsız, hantal ve patlamaya hazır düdüklü tencerelerinden bugüne çok değişti düdüklü tencereler. Artık daha şık, hafif ve kullanışlılar.Renklileri, elektiriklileri de yaygın olarak üretiliyor. Oysaki icadından sonra yaşanan patlamalar onun 150 yıl kadar gözden düşmesine sebeb olmuştur.Ordusunun ve kendisinin midesine düşkün Napolyon’un para vaat etmesi üzerine yeniden şöhretine kavuşmuştur.Yine de hala patlayan düdüklü tencerelere ilgili haberlere sık sık rastlamaktayız.(örnek)

ANTALYA’DA DENİZE GİTMEK

akoni | 09 August 2007 15:12

Ben 25 yıl İstanbul da yaşamış biriyim deniz burnumuzun dibindeydi ama çevre kirliliği nedeni ile sadece kenarında oturup yosun kokusunu içimize çekerdik.O bile beni mutlu etmeye yeterdi.Şimdi herkesin adını dilinden düşürmediği, turistik bölge dediğimiz zaman herkesin aklına ilk gelen Bodrum,Çeşme,Antalya hani denizi çok tuzlu olsa da sonuçta deniz.

Beni doyuruyor,tatmin olabiliyorum ama mutlu değilim..Acaba kör olsaymışım dahamı iyi olurmuş? Ama o zaman da mutsuz olacaktım. Vallahi koca bir dilekçe yazmayı düşünüyorum.Sorun ne merak ediyorsunuz.Acaba ben mi abartıyorum diyorum bazen. Evindeki bütün mutfak aletlerini sepetine dolduran pikniğe gider gibi tabak,kaşık,çatal sesleri arasında yerlerde halılar sanki deniz kenarı değilmiş de piknik alanındaymışız gibi.

Hani iklim sıcak insanlar bunalıyor hoş görülü olmak geliyor içimden .Ama çıldırmama az kaldı resmen çöpçülük yapıyorum. Atılan pet şişeler,karpuz kabukları,kırık bira şişeleri sizlere deteylarını anlatsam uzun sürecek manzara vahim içler acısı. Dahası korkunç. Kıyafet desen yataktan kalkan pijaması ile denizde atlet ,don,gömlek,tayt,bluz,şalvar,badi ne desem bütün kıyafetlerden tutun her şey var

.Hani burası ( Antalya ) güzel ülkemin turistik bölgesi olmasa ne giyersen giy diyeceğim ama diyemiyorum. Allaha şükür duşumuz var tuzlu sulardan arınmak için ama olurmu sanki mübarekler evde banyo oluyorlar şampuanlanmadan olmuyor. Bir kez uyardım şampuan kullanmak yasak diye aldığım cevap çok ilginç : “Gözleri bozukmuş yola gidecekmiş.” Hala çözemedim gözle şampuan ve duşun nasıl bir bağlantısı var. Şimdi ise en çok rahatsızlık duyduğum şu zıkkım olası içmeden duramadıkları – içimizde içen arkadaşlar varsa da duyurulur – lütfen dikkat ediniz içtiğiniz şu sigaranın izmaritlerini lütfen yerlere atmayın.Yer gök izmarit dolu artık çıkarmak üzereyim çok doldum.

Bu sahil şeridi benim tapulu arsam değil yanlış anlamayın. Sadece boş bulduğum yerde oturup kitap okur,yüzer giderim. Çevremin temiz olmasını istiyorum.Bıraktığım gibi bulmak istiyorum. Herkese sesleniyorum. Nasıl ki yabancı devletlerde yerde bir izmarit bulsam eşşek gibi anıracağım diyorsam benim ülkemde öyle olsun istiyorum. Bazen acaba biz arap soyumuyuz diyorum. Elle yemek ye sonra ellerini üzerine sil. Biz bu olamayız.Atatürk ne demiş ne mutlu Türküm diyene.Mutlu olabilmem için çevremin temiz olması gerekiyor.

akıllı kaşık

umitsoyy | 06 July 2007 17:28

yemek yaparken kaşığı bir türlü koyacak yer bulamıyorsanız bu kaşık tam size göre. hem etrafı batırma derdine de son veriyor. burada ve burada da değişik modellerini bulabilirsiniz.

Spagetti Zamazingi

semazem | 05 February 2007 09:04

Spagetti makarnalar tencerelere sığmıyor diyenler, kaç dakika tutacağım bunları suda diyenler; demeyin artık, gözleriniz aydın olsun. Sizin için artık bu var.

Spagettileri sığdırma, kırma derdi olmadan; 3 dakikada makarna yapma zamazingi işte.

Bu alet olmadan makarna nasıl yapılır merak edenler için de bu faydalı bağlantıyı sunmak isterim 🙂

İndüksiyon Teknolojili Pişirici

zabun | 03 July 2006 21:37

Yumurtanın yarısı pişiyor
Yumurtanın yarısı pişiyor

Toshiba’nın Japonya’da piyasaya sürdüğü elektrikli pişirici, indüksiyon teknolojisiyle çalışıyor. Tabanında çıkıp girebilen kontrol panelinde, küçük bir LCD ekran var. Panel kapatıldığında cihazın aktif olup olmadığını gösteren bir de LED mevcut. Tasarım olarakta modern bir cihaz olmuş zaten “reddot” ödülü kazandığını da söylemek lazım.

Ocağın üstünde ortadan kesilmiş tavaya konulan çikolatanın yarısı eriyor
İndüksiyon ocağın üstündeki yarım tavaya konulan çikolatanın yalnızca yarısı eriyor

Induction Heater IHC-25PC | İndüksiyon Ocak Nedir ?