Orama burama sıçramak için pusuya yatmış, sinsi,ateşli, gözünü kötülük bürümüş ,kızartma zamanlarımın düşmanı kızgın yağ kadar ne yapsam ne etsem birbirine çılgıncasına yapışan çubuk makarnadan da korkarım ben. İkisine de temkinli yaklaşır, ikisinde de aynı tedirginliği yaşarım, ama ikisinden de vazgeçmem. Ne fritöz kullanırım, ne fiyonk makarna pişiririm, böyle de inatçıyım işte.Rengi solmuş kayınvalidemden kalan çanaklara nasıl beğeni duyuyorsam çizilmiş teflon tavalara o kadar tahammül etmem, çatlak fincanlar, kullanılmış dondurma kutuları kadar değerlerini yitirmiş ,kapının önüne koyulası şeylerdir,bir dünya para verilip alınmış olsalar dahi hiç bir halta yaramamaktalar artık.

Kulak memesi kıvamından daha çekici gelen julyen kesilmiş sebzelerle muhabbetimiz daha fazladır, ölçülerle işim yok, göz kararını kafama göre uygularım yani kısaca herşeyi Nazo kıvamına gelene kadar karıştırır öyle hazırlarım, arada elime yüzüme bulaşsa da kabul görür,sevilir.Ben mutfağı seviyorum diye mutfak ta beni sevmek zorunda değil elbet, haftada bir elimi elimi mutlaka keser, bir şey rendelerken mutlaka parmağımı kanatırım, yere sıçramış yağı her ne kadar silsem de her basışta ayağımla hissettiğim kayganlık hissi ve acaba iyi temizlenmemiş mi paranoyası olmazsa olmaz.Bir daha silerim, sonra bir daha…bir daha..ama hep kaygan yuh anasını satıyım.İnsan her ne kadar pis, dağınık olsa da mutfağına temiz bakmaya çalışır, en azından Uğur Dündar’ın mutfağı basıp hijyen kurallarına uymuyorsunuz burayı kapatacağız demesine gerek olmayacak derecede tutulur. Ne kadar lavabo, ocak ovulsa da bazen gözden kaçan yemek yapışlarda dakika başı açılan buzdolabın tutma yerindeki ve çekmece saplarındaki salçalı, yağlı,tuzlu lekeler asla göze görünmese de tam misafir geleceği zaman gözümüzün önüne perde gibi iner ya , o anın tarifi yok, bunu keşfettim keşfedeli, elime ıslak bez ne zaman geçse hemen silerim çok temizim değil mi evet iyi biriyim ben.Bulaşık makinemde parlatıcı yerine elma sirkesi kullanıyorum şeklinde doğayı ve sağlığı koruma amaçlı sosyal mesajı da araya soktuktan sonra bulaşık telinden asla vazgeçemediğimi belirtmeden geçemeyeceğim, sorun en zor soruları mutfakla alakalı hemen cevaplarım ama şimdi deseniz ki : Ulan şimdi bunları niye yazdın, bize ne bunlardan, diye inanın apışır kalır, tek kelime edemem. Eh şu da var ben sizi seviyorum diye siz de beni sevmek zorunda değilsiniz.Kayınvalidemin komşulara taa Kars’tan getirttiği halis balla yüzüme bakım maskesi yapıyorum ama bu çoluğa çocuğa yedirmiyorum anlamına gelmez, baldan ,pekmezden nefret eden kızımın meyvesuyuna pekmezi, balı, ilaç içme yanlısı olmayan oğlumunkine ise şurubu koyar karşılarında Nuri Alço bakışıyla beklerim arkadaş.Herkes demir kaşık,çatalla teflon tavaya girişecek misafire, sigara içip izmariti kahve fincanına söndürecek komşuya, ayağını halının altına sokup yarım saat uslu durduktan sonra aniden bilgisayar oynamak isteyen bir arsıza dönüşen akraba çocuğuna karşı tetikte olsun.