bildirgec.org

süreç hakkında tüm yazılar

AKORTSUZ BAŞIM

il mare | 10 April 2010 15:45

Bu, insanın yapısında mı var; yoksa bir tek ben mi böyleyim?
Ortada tek bir şey var, tek bir hedef. Hayatın geçirilmesi gereken diğer süreçlerine de bakıldığında, becerebilmesi oldukça kolay bir şey…
O tek bir şey üzerine, sanki aynı anda milyonlarca şeyin üstesinden geliyormuş gibi düşüyorsun ki, dünyada tek bir şey üstüne odaklanıp elde edilmiş başarıların en iyisi,en güzeli senin olsun diye, elinden gelenin en iyisini yapasın ,yapasın diye…
Zaman geçiyor, ilk başlarda her şey güzel gidiyor; mutlu ve umutluyuz derken,
Hünerleri gösterme zamanı artık iyice yaklaşıyor.
Artık yapılan yapılmıştır, artık istenilse de yaptıklarının üzerine çok bir şey katılamazdır.
Bunu beyninde o kadar çok tekrarlarsın ki sonra, gelinen en son aşamada,
Neredeyse beynin bu başıboşluk duygusundan,bu rahatlamadan sarhoş olur, bilinçsizleşir, kendini resetler, gider,dolanır,aylak adam olur,işsiz kalır,kalır,kalır derken…
Herşey bir anda, en son aşamada, tıkanırrrr kalır…
Azimli kulaçlarla yüzülüp varılan kuyruk, boynumuza dolanır,koca bir varoluşluktan, tekrar filizlenemez bir yokluk yaratır…

Biyokopyalama

Asturias | 19 May 2008 11:00

Biyokopyalama, tasarım için kılavuzluk üzere doğanın incelenmesidir. Bu sayede gelecekte kullanılmak üzere çok çeşitli maddeler geliştirilebilir. Biyolojik olarak ayrıştığından ve doğadaki süreçlerin çoğu oda sıcaklığında meydana geldiğinden üretime gerekli enerji maliyeti de düşüktür.

Geleceğin teknolojisi, günümüzün biyolojik çeşitliliğini korumaya bağlıdır. Doğada daha fazla çeşitliliğin olması, tasarım için daha fazla modelin olması anlamına gelmektedir.

Gizli Devaluasyon

Asturias | 22 March 2008 09:05

Bugunlerde cok gazete okur oldum. Genellikle gazeteyi elime aldığımda önce ilk sayfa haberlerini okur, daha sonra içine bir göz gezdirir. Dikkatimi çeken köşe yazıları baslıkları varsa onların içeriklerine de bakardım. Ancak son 2-3 gündür ekonomi sayfalarına dikkat etmeye basladım.

Ekonomi sayfalarında son günlerde dolar ve euro paritelerindeki dalgalanmalardan bahsediliyor. Bu dalgalanmaların da Adalet ve Kalkınma Partisi kapatma davasıyla ilgisi olduğu savunuluyor. Acaba ne kadar doğruydu bu acıklamalar ?…

DOLDUR-BOŞALT MAKİNASI

aggali | 02 September 2007 01:38

Efendim, okulda bizlere öğrettikleri şeylerden birini hatırlatmakla başlamak istedim. Öğrettikleri şey; açık sistemlerin çalışması idi. Sistem şu şekilde çalışıyordu. Üretim için bir girdiye ihtiyaç var, girdi bir dönüşüm sürecinden geçerek bir ürüne dönüşür ve sonunda bir çıktı elde edilir.

Yaşamda hemen her alanda bunun geçerli olduğunu gördüm, naçizane gözlemlerimle. Ama işin ilginç yanı şu; askerde bir askerin güvenliği açısından silahlar özel yerlerde doldurulur ve boşaltılır. O özel yerin ismi ise “DOLDUR-BOŞALT ALANI”dır ve bu isim benim hep ilgimi çekmiştir.

acaip intellect bişey

firaton | 19 August 2007 00:12

Son derece esnek ve kullanıcı dostu bir “proje işlem yönetim sistemi” olarak, Interneer‘ın Intellect biricik ürünü. intellect bu tip ürün piyasasında hazır bulunan kullanıcı tarafından uyarlanabilecek ve en hızlı şekilde inşa edilebilecek sistem. Her türden kuruluşun ihtiyaçlarını karşılamak üzere planlanmış.Anında uygulama mimarisi , iş akışı ve
intellect ileri düzey raporlama özellikleri ilede .net teknolojisi ile çalışan en iyi yazılım geliştirme platformu olmaya aday.yazılımları geliştirirken tek sıkıntı tasarımda oluyor.tasarım olarak interneer firmasının tanımladıgı ve verdigi sekil renk seceneklerinin dışına cıkamıyosunuz.

4 ay üzerinde çalıştım çeşitli firmalara pazarladık gercekten isteklerine tam olarak cevap verebilen,istedikleri zaman üzerinde değişiklik yapılabilen,esnek ,kullanımı kolay web üzerinden ie6 ve üzerinde calışan bir .net teknolojisi. internet bağlantınız olan her yerden ip adresini yazarak erişebilirsiniz.Fiyatlandırması net olmasada lisans için 3000$ + kullanıcı başı 800$ .demosu ve daha detaylı bilgi için tıklayın

gerçek hiçbir şeyin gerçek olmadığıdır.

emrouisen | 09 January 2007 20:53

1900’lerin başına kadar herkes 1687’de yazılan principia’ya göre newton’un ortaya koyduğu klasik fizik kurallarına inanıyordu. fiziğin en önemli öğretileri newton’un hareket kurallarıydı. özünde newton, tanrının evreni değişmez bir düzen içine koyduğuna inanıyordu. bu inanış topluma da yayıldı ve kapitalizm yayıldı. böylece dünya arz-talep kurallarına boyun eğdi. ardından einstein, newton’un saydığı hız, ivme hatta zamanın bile göreceli olduğunu kanıtladı. einstein ışık hızına yakın hareket eden bir roketten indiğimizde diğer rokete binmemiş kişiye göre daha genç kalacağımızı çünkü ışık hızına yakın gidişimizde zamanın yavaşlamasından dolayı yaşlanılamayacağını ispatladı.o meşhur formülünde ışık hızının sabitliği, kütle ve enerjinin aynı oranda arttığını dolayısıyle yüksek kinetik enerjiye ulaşan roketteki bir kişinin sürekli koltuğa yapışık kalacak kadar kütlesinin ağır olacağını, yani ağırlığın kinetik enerjiyle orantılı olarak görece arttığını ispatladı. kısacası düşüncelerin bile görece bir enerji olduğu, herkeste farklı etki yapan ve herkese göre farklı olan düşüncelerin, doğruların etrafında herkesin toplu yaşamdan faydalanarak aynı doğruyu savunması, bişeylerin sürekli yanlış olduğunu söyleyerek sözde düzenin aslında kaosu koruyan düzenin varlığı, birgün geçmişteki bilgeler gibi elle tutulur önyargılardan oluşan bir madde değil de, evrenin içinde bir tür dinamik süreçler olduğu kavranabilir mi bilemeyiz.