bildirgec.org

sır hakkında tüm yazılar

İstanbul’da Görülen Işık Kümeleri Saldırıya mı Hazırlanıyor?

XPoSeidOnx | 30 July 2007 09:11

Temmuz ayında, Adalar ve Erenköy etrafında 15 e kadar ulaşan turuncu ışık kümeleri gördüğünü söyleyen bir çok insan var. Fakat hiç bir resmi açıklama da bulunulmuyor. Olayın ciddiyetini ise bu filoları gören kişi sayısını düşündüğümüzde netlik kazanıyor. siriusufo.org adlı sitede açıklanan konuda görgü tanığı olarak mail atan 17 kişi ve birkaç resim var.

Adnan Orunc adlı görgü tanığının çektiği resim.
Adnan Orunc adlı görgü tanığının çektiği resim.

Resim de görüldüğü gibi bu ışık kümesi bir aydır her yerde dolaşıyor ve görülmeme gibi bir dertleri de yok galiba.
Bu konuda Amhet Altan’ın ailesi ile birlikte gözlemlediği açıklaması.

SIR (THE SECRET)

| 23 July 2007 12:05

Şu sıralar en son satanlar arasında “the secret” diye bir kitap varmış. Geçenlerde internetten kitap ısmarlarken, daha önce de duymuş olmamdan dolayı bir bakayım dedim. Nasıl birşeydir, neyin nesidir? Süslü püslü bir kapak… Hoşuma gitti. E, hadi dedim bunu da ekleyeyim sepetime. Zaten internet bizi gittikçe daha çok alışveriş canavarı yapıyor. Köşede “sepetime ekle” butonu öyle masum, öyle cilveli duruyor ki, içimizdeki canavar “ekle ekle” diye çığlıklar atıyor.

Nihayetinde içimdeki canavara yenik düşüp, ‘zaten kitaba verilen paraya acınmaz ekleyiver gitsin’ diye kendimi avutarak sepetime koydum. Günler geçti. Kargo getirdi kitapları. Onu bir kenara koyup başka kitaplar okudum. Bir türlü içim ısınmadı şu “the secret” a… Öylece duruyordu fakat bir türlü okuma cesaretini kendimde bulamıyordum. Sonunda içini açtım, baktım. Aşırı süslü… İçi, dışı pek bir işveli! Okuyucuyu demek artık böyle kandırıyorlar, diye hayıflandım durdum birkaç gün daha. Sonunda şiddetli bir cesaretle açtım, başladım okumaya. Okudukça çekti, hoş zaten ufacık bir kitap, yarısı da resim dolu ya. Olsun!

İngiltere’de UFO görüldü

NLPMaster | 15 July 2007 01:50

İngiltere'de UFO görüldü! foto kaynak:http://www.mio.uwosh.edu/~alatov95/bryce/ufo%20over%20water.jpg
İngiltere’de UFO görüldü! foto kaynak:http://www.mio.uwosh.edu/~alatov95/bryce/ufo%20over%20water.jpg

İngiltere semalarında olağan seferini yapan bir uçağın pilotu ve yolcuları, yaklaşık 1.6 km uzunluğunda bir UFOgördüklerini iddia ediyorlar.
Gazeteport’te yer alan habere göre, İngiltere’de yayımlanan havacılık dergisi Pilot bu olayın resmi kaynaklara geçtiğini yazınca, ülkede UFO tartışmaları alevlendi.

Sitede yer alan habere göre; uçak pilotu gördüğü dev cismin Boing 737 uçak olduğunu sandığı, ancak sonradan dikkat ederek eğer bunu boinguçak olsaçok küçük görülmesi gerektiğini oysa bu cismin en az 1 mil (1.6 km) uzunluğunda görüldüğünü bildirdiği belirtiliyor.

VAROLUŞ*KAYBOLUŞ

egomeltem | 07 July 2007 03:53

???
Var oluşta ki kayboluşlar mıdır yaşam ?
Yitik bedenlerdeki yitik ruhlar misali…
Hangi eğri kendini kaç düzlemde tamamlar?… eksik yada fazlamı kalır anda zaman yada hükümsüz müdür devinimlerde çoğu zaman …
Kaç geçişlerde doğurgandır anadır yürek ? hesap sorulur mu hesap verilir mi? geçmişe yada geleceğe …
Söylesin bilge kişiler kolaysa , saklı doğru hangisinde ?…
Tamamlanmak eksilirken fütursuzca ,kayıpların kazancı mıdır varsayılan aslında?… Gülümsemelerle yıkanıp; yüzümüzü ağlamalarla mı kurutuyoruz yoksa? …Hadi anlatın bana bendeki beni ,eşzamanlarda kendine tezat mıdır insan? …
Kütlesel ağırlığı var mıdır ruhun bedensel ağırlığına denk midir???Hangi kantar tartar ki anlayıp değerini uyum içinde yaşasın insan…Meletemce:)
Bendeki”ben” durmuyor sorulara cevap arıyor. Hatta cevaplara da soru soruyor … Eee zihin bu sürekli aktıf ve asi; laf dinlemiyo, fişi yok ki çekilmiyor , kapama düğmeside takılmamış, elimiz mahkum amade dolanıp kalmışız. Bu günün özelliğini düşünürken zihnimdeki bene yenik düştüm gene… Sizde yenik düşermisiniz zihninize ? hangisi daha egitimli dersiniz biz mi? yoksa zinimizdeki biz mi? kim kimi yönetiyor acaba , kontrol kimin elinde dersiniz …Bence çok yönetildik bir yolunu bulup artık biz yönetmeliğiz . Ne dersinizz zihnimizi eğitme vakti gelmedimi sizcede…söylesin bilğe kişiler uyumlu yaşamanın sırrı nerede???

***HİÇ***OLMAK***

egomeltem | 03 July 2007 02:14

***HİÇ***
Saat sabahın 4’ü ”hiçlik”teyim demek isterdim ama değilim işte, sadece zihnimin esaretinde benliğim. Ne yazdığımın farkındayım nede yazacaklarımın. Huysuz geceye gömülmüş bendenim; günün tekrar çıkışını bekler nöbette gözlerim . Hayatın tekrarının gölgeleri vurdu yüreğime… ey sevdam ey yaşam ey var olan değerler, esaretim artık yeter yeter… istemiyorum değerlerimin esiri, sadece olmak istiyorum …sadece olmak ; üstelik anlamını bilmeden ve tam olarak ne olduğunu da ama sadece olmak ; erdemli mi yoksa umarsız mı bilinmez olmak, yada ne der, ne verir insana var mıdır değerleri özleşmişlikleri çabalar mı denge için yada kendi dengede midir ki? Söz de değil özde midir? Asıl geçişken midir, yoksa hayat pratiğinin gölgeleri midir olmak …hangi yeti tamamlar eksik kalan duruşları. Ruhun bileğimidir bükülen yoksa kendisimi … olmamışlıkta olan var mıdır? sayılır mı hesapsızlık ta … kaç boş vermişlik kabul görür dersiniz hayatta doğru sayılan … kim bilir ? yada bilmek mi gerekir …Boş verip geçmişi, dolu alabilir miyiz geleceği?… İşte işin sırrı yapabilene; boş ver yaşanmışlıkları ve dolu al daha henüz yaşanacakları…nede olsa bilinmezlere gebeyiz, düşlerimiz duamız olmuş nasıl olsa ümit kapısında …Bazen bir eksik bazen bir fazla değilmiyiz zaten kendimize ? E o zaman bu hesaplaşma niye niye bağrımız yakar kendini biz istemiyoruz üstelik diye yırtınırken …çitilemeden depreşmeden durur mu zihnin dualitenin ortasında? Kendi kausun da kargaşa yaratırken bu çığırtkanlık niye; niye esiriyiz değerlerin onlara değer biçen bilinç kimin ? Sen sen misin yeter mi ki irdelemeye sanki benliğin . Nedir ‘’olmak’’ dediğin??? Meltemce:)

‘Babam bilmesin!’

darjeeling | 14 June 2007 14:49

Aslında dün gece yazmayı kafaya koyduğum ama uykunun azizliğine yenik düştüğümden geciken bir yazıdır bu…
Dün gece iki kanal arasında mekik dokuyan bu nacizane bedenimin tabi ki bir sorunu vardı: Eğlence mi duygusallık mı?A kanalında ki o milyonları ekrana bağlayan komedi dizisine mi kendimi kaptırmalıydım yoksa d kanalındaki o aynen ruhuma hitap eden duygusal diziye mi odaklanmalıydım? İki arada bir derede kalınca iki diziyi de yarım yamalak izledim. Neyse bu benim yaşadığım ruh halinin özetiydi. Asıl konuya gelelim..
Dün gece D kanalında ki duygusal dizide bir kısım vardı. Aslında dizide tüm düğümün çözüldüğü kısım. Baba evde olan biten herşeyi öğreniyor, ama EN SON kişi olarak. Bilmeyenler için bir hatırlatma, baba, bekar olan kızının evli olan kızının kocasıyla kaçtığını öğreniyor ve tam bir yıkım yaşıyor. Benim takıldığım kısım şu oldu. Neden babalar hep en son öğrenir bazı şeyleri? Bunun altında şu olmalı diye düşündüm. Ufaklığımızdan beri özellikle biz kız çocukları çoğu şeyi babamızdan saklamamız gerektiği şeklinde eğitiliyoruz. Baba, sevgilimiz olduğunu en son öğrenir çünkü baba sevgilimiz olduğunu öğrenirse kızar, şarkıcı olmak istediğimizi hatta bir yerde şarkı söyleyip para kazandığımızı en son baba bilmelidir(elimizden gelse hiç bilmemelidir) çünkü o kızar, regl olduğumuzu bile babadan saklarız(bazen anne koşa koşa gider söyler ona) çünkü regl olmak ayıptır,baba bilmemelidir, ya da artık bakire olmadığımızı en iyi ihtimalle anne bilebilir, baba bilmemelidir cinayet çıkabilir.
Neden bu tarz şeyler bize ayıp ya da tu ka ka şeklinde öğretiliyor? Burda birazcık annelere dönüyorum ben. Anne, babanın neye kızacağını biliyor. Olay baba olmak ta değil erkek olmak heralde. Erkek adam çok rahat yetiştiriliyor. Kız evlat çoğu şeyden mahrum ya da yasaklı yetiştiriliyor. Baba, oğlu yanına gelip herşeyi konuştuğunda ona kızmazken kız evlat bu yukardakileri belki ömr-ü billah açıklayamıyor ona. (Anca biri istemeye gelecekte evlilik durumu olacak ta…)
O yüzden biz annemize çoğu zaman ‘babama söyleme sakın’ deriz. Anneler bizim sır küpümüz olur. Tabi sakladıklarımız çok vahim konularsa bu herşeyi sonradan öğrenmeler çok daha büyük sorunlara yol açar(dizide olduğu gibi) Bunları kafamda kurduktan sonra aklım birden babalara gidiyor. Şöyle düşünüp onlara da kısmen hak veriyorum. Bir baba diyorum gençliğinde eminim ki çoğu şeyi yaşamıştır ve kadınların hayatında karşılaşabileceği tehlike ya da sorunların ne olduğunu bilir çünkü o da bir çok kadınla bir çok şey deneyim etmiştir. Kendi deneyimleri onu kızını koruma psikolojisine sokar ve bu psikoloji altında anneye (sanırım) sürekli direktifler verir, kıza söyle ‘şöyle olsun,bunu yapsın bunu yapmasın’ diye..
Ne mi isterdim? Özgürce herkesin herşeyi konuşabildiği bir toplum,ahlak ve aile yapısı isterdim. Bu kadar ısrarcı bir tavırla erkek egemen toplum olmamamızı isterdim. Evet, onların bize kol kanat germelerini seviyoruz ama bu kadar erkeksi tavır kuşaklar arasında bu kadar büyük uçurumlara da yol açabiliyor. Babadan korkan kuşaklar yetiştiriyoruz.
Yukarda bahsettiğim koşulların tam aksini yaşayanlarınız da vardır, istisnalar tabi ki vardır ama yine de toplumun genelinin bu kavramlara uyduğunu düşünüyorum, malesef…