???Var oluşta ki kayboluşlar mıdır yaşam ?Yitik bedenlerdeki yitik ruhlar misali…Hangi eğri kendini kaç düzlemde tamamlar?… eksik yada fazlamı kalır anda zaman yada hükümsüz müdür devinimlerde çoğu zaman …Kaç geçişlerde doğurgandır anadır yürek ? hesap sorulur mu hesap verilir mi? geçmişe yada geleceğe …Söylesin bilge kişiler kolaysa , saklı doğru hangisinde ?…Tamamlanmak eksilirken fütursuzca ,kayıpların kazancı mıdır varsayılan aslında?… Gülümsemelerle yıkanıp; yüzümüzü ağlamalarla mı kurutuyoruz yoksa? …Hadi anlatın bana bendeki beni ,eşzamanlarda kendine tezat mıdır insan? …Kütlesel ağırlığı var mıdır ruhun bedensel ağırlığına denk midir???Hangi kantar tartar ki anlayıp değerini uyum içinde yaşasın insan…Meletemce:)Bendeki”ben” durmuyor sorulara cevap arıyor. Hatta cevaplara da soru soruyor … Eee zihin bu sürekli aktıf ve asi; laf dinlemiyo, fişi yok ki çekilmiyor , kapama düğmeside takılmamış, elimiz mahkum amade dolanıp kalmışız. Bu günün özelliğini düşünürken zihnimdeki bene yenik düştüm gene… Sizde yenik düşermisiniz zihninize ? hangisi daha egitimli dersiniz biz mi? yoksa zinimizdeki biz mi? kim kimi yönetiyor acaba , kontrol kimin elinde dersiniz …Bence çok yönetildik bir yolunu bulup artık biz yönetmeliğiz . Ne dersinizz zihnimizi eğitme vakti gelmedimi sizcede…söylesin bilğe kişiler uyumlu yaşamanın sırrı nerede???