bildirgec.org

secret hakkında tüm yazılar

google’daki gizli özellikler

xerre | 26 September 2007 14:41

google ‘ ın içine gizlenen bölümleri keşfettiniz mi? bunlardan en basiti bir formül yazıp enter dediğimizde bize işlemin sonucunu veriyor olmasıdır. aynı gelişmiş bir hesap makinesi gibi.( örn: log10 yazıp enter dediğimizde log(10) = 1 çıkıyor.) bununla birlikte, temel matematik soruları, karmaşık işlemler, ölçü birimleri, dönüşümler ve fiziksel sabitlerin de bulunduğu matematik işlemlerini çözebilir.
bunlardan ayrı olarak java destekli küçük bir oyunda mevcut.”Google Easter eggs” yazıp “kendimi şanslı hissediyorum”a tıklandığında bu oyuna ulaşılabilir. yine aynı şekilde “google cheese” ile ayla ilgili çok ilginç bir siteye ulaşılıyor. bunlardan farklı olarak farklı google tasarımlarını da içinde barındırıyor. diğer anahtar kelimeler ise şöyle:

google bearshare

Tam da pastırma yazındayken…

kahramancayirli | 15 September 2007 23:45

Selim İleri, ömrünü yazmaya adamış, tam anlamıyla bir edebiyat insanı. Pastırma Yazı da edebiyatta kırk yılı geride bırakan İleri’nin en nitelikli öykü kitaplarından biri. Mayıs 2007’de beşinci baskısıyla yeniden gündeme geldi.

Kitap, ikisi epey uzun (Pastırma Yazı ve Hayatımın Romanı), toplam sekiz öyküden oluşuyor. Tüm öyküler, esas kahramanlarının ağzından anlatılıyor. 1969-1971 yılları arasında yazılan öykülerde başka ortamlar, başka dünyalar saklı. Ve elbette Selim İleri’nin en büyük artısı, kusursuz edebi dili. Öykülerin birçoğunda bazen açık bazen kapalı “kaderin önünde ne denli çaresiz oluşumuz”un altı çiziliyor.

Beklenen yazar niçin gelmiyor?

kahramancayirli | 15 September 2007 17:01

Edebiyat eleştirmeni Semih Gümüş’ün “beklenen yazar niçin gelmiyor” sorusuna yanıtımdır (Radikal Kitap, 24 Ağustos, 7 Eylül 2007).

Bu sorunun iki açık yanıtı var. Birincisi, farklı bir sese hiç kimsenin tahammülü yok. Yazılı ve görsel medya, edebiyat çevreleri hep aynı isimleri göz önünde tutuyor. Ayrıksı bir ses olan, edebiyata yeni bir nefes getirmeye çalışan isimler, edebiyatın görünmez duvarlarıyla karşılaşıyor önce. “Satmaz” diye yayınevlerinden, “okunmaz” diye edebiyat dergilerinden geri çevriliyorlar.

İkincisi, Türk edebiyatında “eleştiri” kurumu hiçbir zaman tam anlamıyla var olamadı. Aynı isimler, aynı isimlerin kitaplarını, öykülerini övedursunlar; gerçek edebiyat eserleri kitapçı raflarında “tesadüfen okurun ilgisini çekebilecekleri an”ı bekliyorlar. Yapıcı, yüzeysel olmayan, sosyoloji, felsefe, psikoloji gibi sosyal bilimlerden beslenmeyen edebiyat eleştirisi, tabii ki de Semih Gümüş’ün “beklediği yazar”ı es geçer, fark etmez! Yerin dibine sokar hatta.

Secret Sır ve Büyük Sır

webci | 25 August 2007 17:38

Bütün kitabevlerine gittiğim de en fazla satanlar listesinin başında Secret Sır adlı kitabı görüyordum. Bunun bir tesadif olamayacağını düşünmeye başlayınca sonuç ne üzerinde yoğunlaştığını anlamak zor olmadı. Daha öncede Ferarisini Satan Bilge kitabı da en fazla satanların başında geliyordu. Ne diyelim 1997 yılından itibaren Zengin Olmanın Yolları ve İnsan İlişkileri üzerine kitapların yanında bir de ne çıktı doğu mistisizmin esintileri olan kitaplar. Direk batı materyalizminden doğu mistisizmine kayan bir kitle.
Bakın sıra benzer bir konu bana mail olarak geldi sizinle paylaşmak istiyorum.
Sadece yaşamlarında bir şeyi istemekle kalanlar, tesadüfler olmadıkça
istediklerine ulaşamayacaklar gibi geliyor. Yani diyelim ki, Ayşe “film
yönetmeni” olmak istiyor. Sürekli olarak filmler izliyor; filmlerle ilgili
kitaplar okuyor; televizyonda film yönetmenleriyle yapılan söyleşileri
izliyor. Gece yatınca da hep kendini “film çeken bir yönetmen” olarak
görüyor. Film yönetmeni olmayı çok istiyor. Ayşe bir şirkette muhasebeci
olarak çalışıyor. Yıllar geçiyor ve hayaline ulaşamadan muhasebecilikten
emekli oluyor.

“PİN” kodumuz bizi kurtarır mı?…

koza 68 | 11 June 2007 14:29

Kaleşah tepesinden ,baktığımda cenova şatosu görünüyor. Kim bilir, hangi kaygılarla yapılmış, hangi korkuların sığınağı olmuş…
Hafta sonunu, Amasra’da geçirdim. Nerede olursanız olun, toplumun genel kaygıları peşinizi bırakmıyor, sizi de sarıp sarmalıyor…Etrafınızda ki güzellikler bile size çekici gelmiyor… özlemiyle yanıp tutuştuğunuz toprak kokusu, yeşil , hiçbirisi size cazip gelmiyor…
Hemen yanıbaşınızda dolaşan sevdiğiniz kadının vucudu , çıplak ayaklarının çekiciliği bile sizi mutlu edemiyor …kaçıp gitmekle, saklanmak arasında kalıveriyorsunuz…
Aklınız ve teniniz farklı şeyler istiyor sanki….
Gözüm, dağ evinin minik tv’sine ilişiyor; Haberler kötü ; Şehitler, cenazeler, niteliksiz adayların listelere girerek yarattıkları umutsuz bekleyişler…
Huzursuz bedenler diyarı olmuşuz adeta…
23 temmuz neyi değiştirecek?
Hasan gidecek, kel hasan gelecek !…
Şu seçim inadından derhal geri dönüp, meclisi fesih edip, iktidarı kurucu meclise devredebilseydik ülkemizin önündeki belirsizlikleri de aşmış olacaktık…Tren kaçtı !…
Gerçek olan şu ki; Milletimiz , tabandan tavana dönük bir belirleyiciliğe kayıtsız duruyor. Adayların nitelikleri ile ilgilenmiyor ya da gerçek bir demokrasi talebinden uzak görünüyor…
Neyse,
Milletimiz elbette boş durmuyor; Bu garabet durumdan nasıl çıkarızın hesabını “secret” okuyarak gidermeye çalışıyor….
Anayasa,secim yasası,siyasi partiler yasası..OUT!
“Çekim yasası” İN !

Bi de hayatımızın PİN kodlarını öğrendik mi tamamdır!
İnsanın PİN kodu
İlişkilerimizin PİN kod’u…
Anlayacağınız hayatımızın her alanında PİN kod’u var ; %98 pin, %2 özgür irade…
Şu, secret’i daha önce bilebilseydik, pin kodlarımızı çözebilseydik ,bunca bela başımıza gelmezdi…
Yanlış anlaşılmasın; Bu konularda yapılan çalışmaları küçümseyecek kadar dangalak değilim…Ama bunların yeni bir şeymiş gibi sunulmasına karşıyım…
Halkımızın bu konularla ilgili , islam tasavvufunun dan haberdar olmamasına hayret ediyorum…
Sonuç; Hep birlikte “çekim” duasına çıkmanın zamanıdır diye düşünüyorum…
“Ol ” dediğimizde bakalım neler olacak birlikte göreceğiz….

Dikkat Taş Düşebilir, Mutfak Çıkabilir!

zabun | 15 October 2006 00:42

Melanie Olle ve Ilja Oelschlägel adlı tasarımcıların, dizayn ettikleri mutfak hayli ilginç. Kapalı halde iken mutfak masanızın, sandalyelerinizin, abajurunuzun, dolabınızın adeta kesitini görüyorsunuz. Açıldığında ise bu kesit çizgileri, resimden fırlayan, eni boyu olan nesnelere dönüşüyorlar.

…İyi tasarım şaşırtabilmelidir de.

Reversible Grandma’s Kitchen [video]

Unutkansanız Bu Ürünleri Almayın!

zabun | 07 June 2006 14:15

Bir hırsız eve girdiğinde taşınması ve paraya çevrilmesi kolay eşyaları arar. Bunun için genelde salon ya da yatak odasındaki çekmeceleri karıştırlar. Mantıken doğru ama bundan sonra; kitaplık, mutfak dolabı, banyo dolabı, buzdolabı gibi yerlere de bakmaları gerekecek galiba. Ürünleri inceleyin ne anlatmaya çalıştığımı anlayacaksınız.

Secret Storage Books / Diversion Safes