bildirgec.org

mutlu hakkında tüm yazılar

RUHLAR VADİSİ

cafe del mar | 07 May 2004 22:41

Neden ruhhallerimizi yasadiklarimiz yonlendirir ruh deilmi bu ozgur kalmasi lazim!Yaptigim is,yasadigim ask ruhumu neden incintir neden beni yonlendirir! YOKSA BURA RUHLAR ALEMİ Mİ ?

4.Fırasettin Pasha

lavukprenses | 03 May 2004 01:03

Ben 4 yıldır paşayım.. paşalık güzel iş. pek zorluğu yok. başımda fesim heyet-i umumiyeyi denetlemeye gidiyorum. yağlı güreş tutuyorum. paşa çayı içiyorum. bazen çelişkiye düşüyorum. diyorum ki ulan paşa olmasaydım da defterdar olsaydım? olsun diyorum, bu da güzel. çok güzel fayton çektiler altıma, 4 atlı. atlardan bitanesini her gece emiyorum. bana mısın demiyo. at sütü içiyorum, balık besliyorum götümde. fesime sıçıyorum, kısbetimi limonlayıp giyiyorum eşki eşki.kıçım yanıyor.

Dünya Hangi Vücutta Dile Geldi?

UVERCANKi | 01 May 2004 18:56

“olmak yada olmamak”

Bu sözün sahibini sanırım yazmaya gerek yok. Bir söyleşide, Ahmet Altan’a yazarlığı hakkında soru soruluyor ve Altan onlara “bir tarafa Dünyanın tüm mücevherlerini, diğer tarafa ise shakespeare’in bu sözünü koyun. Şimdi size sorsalar, hangisine sahip olmak isterdiniz? “to be or not to be”yi yazan mı, yoksa bu mücevherlere sahip olan mı?”.

Sanırım sözün vücut bulduğu bir yaşam sürmek servetlerin en büyüğüdür. (En amansız serüvenler değil midir ki sözler, kişiyi peşinden sürüklemesin) Çünkü gerçeğin dile gelişidir söz. Öyle ya… En nadide çiçekten tutunda, toprak denilen kuyumcunun işlediği elmasa varana dek mevcudiyetini söze borçlu olmasın.

kibris kurtuldu

baltutan | 24 April 2004 20:01

Sonuclar az cok kesinlestir sayili. Rumlar beklenildigi gibi hayir Turkler de evet dedi. Yani ‘cozum’ gerceklesmedi. 1 Mayis’ta bir AB uyesi komsumuz daha olacak. Peki ne olacak bu Turkiye’nin hali. 2004 sonunda gorusme tarihi alabilecek miyiz? ‘Kibris sorununun cozulmesinde gerekli fedakarligi gostermedigimiz’ icin tabi ki hayir. Iste bu laflar Tayyib’in morarmis suratini, bu gun kktc’de evet oyu icin kopek olusunun bir hic icin oldugunu gosterecek. Gelecegi cok dusunmuyorum ama su an icin sevincliyim. Kibris’i kaybetmedik. Kan dokerek aldigimiz topraklari, kagit uzerinde vermedik. Bir baska round’da gene rumlarla gorusecegiz belki ama umarim bu sefer beyni olan bir basbakanla, ezik olmayan insanlarla kararlar aliriz. Az once de birisi ABD taniyacak diyordu, ABD’de secim oldugunu, ve abd’deki rum oylarini kacirmamak icin bush’un kesinlikle KKTC’yi tanimayacagini da aci bir haber olarak verecegim bu evetci tuccarlara. Allah rumlardan razi olsun, Turk’u yoneticileriden daha cok seviyorlarmis.

Yarın 23 Nisan, neşe dolacak insan

karabatak-hafif | 22 April 2004 13:21

Özledim be şiir okumayı. Türk çocuğu diyor ki… Ne güzeldi. Şimdi de güzel. Yarın resmi tatil ya bizim de iş güç yok. Bu akşam atlayıp Tuzla’ya gideceğim. İrem soytarısının 23 Nisan gösterisini izleyeceğim. Şiir de okuyacakmış haspa. 9 yaşında; o kadar sevimli bir velet ki, sormayın. Sonra onunla Lunapark, sinema, dondurma… Yarın çocukların bayramı değil mi, eğlensin gönlünce. Yarın ona herşey serbest.

dün bi harikaydı………

darkness_slayer | 02 April 2004 20:22

evet evt başlıktanda anlaşılabileceği gibi dün harikaydı…..düşlerim kadar güzel bir gündü.tüm günü sevgilimin kollarında geçirdim başbaşaydık ve süperdi.saat öğlen 1’den akşam 11’e kadar beraberdik. dün okadar yorgun ve mutluluktan uçarcasına bir çift kanatla döndümki eve. yazacak halim yoktu!:)

izmirde narlıdere tarafında bir arkadaşının evindeydik.İzmirde oturanlar bilirler dün izmirde çok güzel bir yağmur yağdı. bizde bataniyemizi siper ederek birbirimize sarıldık ve yağmuru izledik.evin terası çok büyüktü böylece harika bir manzarayıda izleyebiliyorduk .bir tek müziğimiz eksikti…(ben o an 2000 rainy night’ın çalmasını isterdim stratovarius’tan)ama gerçekten çok romantikti.o an onu gerçekten sevdiğimi anladım.

Majesteleri Eray ve Çanakkale Şehitleri

karabatak-hafif | 18 March 2004 12:09

2003 yılı yazıydı. Aylardan temmuz. İki kişi, karabatak ve Majesteleri Eray, Gelibolu’da Şehitler Anıtı’nın altında oturup Çanakkale boğazına baktık.

“Majesteleri suskunsunuz” dedim. Esmer bir kurda benziyordu ve dağınık saçları çakmak çakmaktı.

“İrresistable’ın nasıl battığını düşünüyorum” dedi. Sonra kalktı. Bıraksam, uzun ince bacakları üzerinde yaylanarak ve ipleri dolanmış bir yamaç paraşütçüsü gibi dalgalanarak kendini Çanakkale Boğazı’nın sularına bırakacaktı.

Saatler sonra sahile indik. Majestleri deniz banyosu almaya hazırlanırken ona yardımcı oluyordum. “Biliyor musun Karabatak” dedi Majesteleri Eray, “Tebaamdan kimileri bu sularda yüzerken suyun altında ve kumsalda insan kemiklerine rastladıklarını söyledi. Kimbilir belki biri senin atalarından biridir, ne dersin?”.

ben

suphi | 16 March 2004 12:46

ilk insan etrafına bakmış ve yanlız ben varım demiş.böylece ben doğmuş.bu yüzden biri bize kim o diye seslenince önce ben deyip sonra adımızı söylermişiz.öyle diyorlar biz onların yalancısıyız