bildirgec.org

köpekler hakkında tüm yazılar

Sadık Dostlarımız-Köpekler

akbelen79 | 14 March 2011 11:58

Modern hayatta insan çok yalnızlık çekiyor bu günlerde değil mi? Özellikle kent yaşamında derdini paylaşacak ,yanında moral olarak durması bile yetecek bir arkadaş lazım oluyor. Hele çocuksuz ailelerin sevgisini nereye vereceği belli olmayan insanların yardımına evcil hayvanlar yetişiveriyor.
Yalnız burada dikkat etmemiz gereken yanımıza seçeceğimiz hayvan türü. Eğer çalışıyorsak günlük bakımında sıkıntı olmaması için veya yalnız bıraktığımızda kimseye zarar vermeden bizi bekleyecek olan bir canlı bulmamız gerekir.
Bakım zor iş . Beslenmesi , uyuması,gezdirilmesi,tıbbi bakımı,yıkanması ve tuvaleti vb. gibi özellikleri ile takip edilmesi zordur. Dilerseniz bu bölümde evde beslemek için genelde tercih edilen bir hayvandan bahsederek devam edelim. Köpekler. Genel ifadelerle anlatalım.

Şirin’i göndermek…(1)

| 28 June 2010 11:53

Şirin, onbir aylık, iki numara terier bir kız evlat..
Sahibesi için, sevdanın özüdür, yeri geldiğinde bu öz kemana, saza dökülür..
” Şirin’i her gittiğimiz yere taşıyamayız” dedim.
önce fikrimi beğenmedi, sonra kabul etti..
Şirin bize bakıyor, gözleri çakmak çakmak, hiçbir şey söylemeden öylece bakıyor.. Patisi kalbinin üzerinde, bir heykel gibi bizi dinliyor..
Şirin’e bir fiyat belirledik ve gazete ilanı ile sattık.. Satmamızın nedeni alıcıların gerçekten ciddi hayvansever olmaları içindi..
Şirin gitti,
Sersemce bir düşünce idi onu yollamak; Evet sersemce bir düşünce. yağmur altında dolaşmak romantizmini icat eden insan, aç insanların hayvanca oburluğuyla adeta kendi hayatına tükürebiliyor..

Berrak bir istanbul akşamında, denizin ortasında bir ada göz kırpıyor; Üzerinde hiçbir bitki yetişmeyen küçük bir ada.
Kimilerinin “sivri ada” kimilerinin “Hayırsız ada” ada dedikleri toprak parçası..
Hayırsız adanın bu kötü adı nereden gelmektedir?
Piyer Loti’nin anılarında şöyle anlatılır; ”
İstanbul’u köpeklerden temizlemek için serseriler,işsizler ve haydut kılıklı adamlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından ayaklarından ya da kuyruklarından yakalıyor ve onları rasgele kan-revan içinde Hayırsız adaya götürecek mavnalara atıyorlardı…”
Adaya o günlerde yaklaşan teknelerde bulunanlar, gördükleri dehşet karşısında gözlerini kapamakta,
duydukları leş kokusu sonucunda burunlarına bez bağlamaktadırlar.Köpekler sefil bir biçimde ölürken,
şuurlarını yitirmekte ve birbirlerini parçalamaktadırlar. Çığlık ve havlamaları yeri göğü yırtmakta lodosla birlikte İstanbul’a ulaşmaktadır…
İki ay sonunda Hayırsızada’dan gelen tüm sesler kesilmiştir…

Köpek, kedi bilumum evil hayvan mahlukatı sahipleri için rehber

nedirnedir | 23 August 2008 17:14

Petarkadaş, gözden kaçan büyük bir web 2.0 sosyal topluluğu, üyeleri 200.000 kadar fotoğraf, 1.500.000 forum mesajı, 250.000 grup mesajı üretmiş durumda.

Hızla da büyümeye devam ediyor. İlgilenenlere duyurulur. Eğer, bir köpek, kedi, kuş, balık, sürüngen, kemirgen sahibiyseniz bizimle beraber orada sosyalleşebilirsiniz.

Bizim sayfamızın adresi:
www.petarkadas.com/rehber ve üye sayfamızın adresi www.petarkadas.com/tysonbaba

Köpeği Anlamak

AlperBlog | 10 July 2008 13:25

Köpek ve İnsan
Köpek ve İnsan

Bazen hakaret olarak bile kullandığımız “köpek” yüzyıllar boyunca hep insanın yanında olmuştur.Mesela çoban köpekleri sürüyü kontrol edebilir.Narkotik köpekler uyuşturucu gibi maddeleri bulabilirler.Bu yazımda köpeklerin vücut dilinden bahsedeceğim.

Köpeklerin Tepkileri

Örneğin Hoşgeldin demek isteyen bir köpek , sahibini gördüğü zaman heyecanlanır, kuyruğunu normalden daha hızlı sallar, sahibinin üzerine atlar ve onu yalamaya çalışır.Bu hareketlerle kendisini tehdit unsuruymuş gibi göstermez, aksine sahibine karşı alçak gönüllü olduğunu anlatmak için yere sırt üstü veya yan yatarak af diler.Bu arada tuvaletini de kaçırabilir:)

Oyun oynamak isteyen bir köpek,
gözlerinizin içine bakar ve havlar.Bu esnada kendini oldukça şirin göstermeye çalışır.Çevrenizde dolaşır ve kulaklarını hareket ettirir.Eğer siz oyun oynamak istemiyorsanız, köpeğinize bakmamaya çalışın ve arkanıza dönün.Muhtemelen oynayacak başka birşeyler bulacaktır.

Fail Dogs

runnaal | 24 February 2008 17:48

Anlatacak fazla birşey yok aslında site hakkında, köpeklerin yaptıkları yanlışlıkları resmetmişler günlük olarak, RSS beslemesi var

Burdan

Köpekler Sahip değiştirdi:)

runnaal | 13 January 2008 15:02

Bunu da mı görecektin sonunda köpekler de bilgisayar dünyasına girdiler. Ve sanırım onları insanlardan daha cok sevecekler ne de olsa ne kdar yalarlarsa yalasınlar sesleri cıkmıycak 🙂

PAMUK & TİNA

STRAWBERRY07 | 30 November 2007 09:01

Henüz bir yaşındaydı…Hatta 11 aylık. Bir gün annesiyle beraber bahçeye indi. Biraz dolaşacaklardı. Hava sıcaktı
Ankara’da. Boğucu bir hava…Yine de genç olmanın verdiği enerji ve havaya suya aldırmaz ruhun neşesiyle başladı koşmaya yeşil çimenlerin üzerinde.
Koştukça kulakları zıplıyordu. Annesinin en sevdiği sahneydi bu.
Oradan geçmekte olanlara sataşırken, çimenlerde yuvarlanırken ve annesinin “Oğlum uzaklaşma diyorum aaaa!” şeklindeki çığlıklarını sallamazken…Birden bire…Evet birden bire dondu kaldı olduğu yerde.
Nasıl bir güzellikti o Yarabbim! O ne endam…O siyah saçlar nasıl bu kadar parlak? Simsiyah gözler nasıl olur da böyle çapkın bakar bir erkeğe? Hem de genç bir erkeğe…Kanı kaynamaz mı bu zavallının? Düşmez mi aşka? Olmaz mı Mecnun?…
Bir süre bakıştılar öylece…Yakınlaştılar tedirgin…Kokladılar birbirlerini.
Anneler şaşkın. Selamlaştılar önce. Yavrularının arasında doğan aşktan bihaber, gündelik soruları cevaplayarak kibar
olma telaşındalar sadece.
“Kaç yaşında sizinki?”
“4..Sizinki?”
“Bizimki henüz çok küçük..11 aylık.”
“Ah canım benim…Pek de tatlı!”
“Sizinki de öyle…”
Bu diyalogtan habersiz bakışırken iki sevdalı, ufaklığın annesi çekelemeye başlamaz mı?
“Eh be anne! Hep de en olmadık zamanlarda dikilirsin tepeme! Bi bırak ya!!!”
Anne duymaz oğlunun sitemini. Alır kucağına, gider evine. Yemek vaktidir artık.
Her akşam bahçede buluşmaya başlar sevgililer…Anneleri sohbet ederken onlar çimenler üzerinde koşturur, yuvarlanır…Tanrı onları birbirine o kadar uygun görmüştür ki, anneler yakın arkadaş olmuştur zamanla…Bizimkilerin aşklarını yaşamaları daha bir kolay olsun diye.
Birbirlerinin evine de gelip gitmeye başlamışlardır artık. Daha ne olsun? Anneler kahveleri yapıp dedikoduya dalar dalmaz bizimkiler çekilir içeriye, başlarlar sevişmeye…Büyük bir aşkla…Birbirlerine doymaksızın.
Gel zaman git zaman, sevdaları öyle büyür ki, birbirlerini göremedikleri her saniye ızdırap vermeye başlar ikisine de…Kapıda oturup ağlamaya başlarlar…Ayrı evlerde döktükleri gözyaşları sel olur, akar…
Kapı çalar bir gün…Pamuk’ların kapısı. Anne içeride bulaşık yıkamaktadır…Oğlunun çığlıklarını duyar duymaz bırakır elindekileri, koşar kapıya…Gelen gelin…kapıyı açacak anne ama o da ne? Kapıda bir sorun var! Açılmıyor!
Zorluyor anne…Yok, bana mısın demiyor kapı…Kapının bir tarafında bizim oğlan, Pamuk, ağlamakta…Diğer tarafında
güzel gelin Tina…Ne yapsalar ki? İki anne de şaşkın. Panik!
Birkaç dakika uğraştıktan sonra başarıyor anne kapıyı açmayı…
Kapı açılır açılmaz iki sevgili koşuyor birbirine…
Arka ayakları üzerinde kalkıp ön ayakları boyunlarına dolamak suretiyle sarılıyorlar birbirlerine!
İstikamet salon!
Ne de olsa çok geniş. Anneler mutfağa geçiyor…Bizimkilere gün doğuyor…
Sevişme vaktidir artık…
Anneler salona giriyor beklenmedik bir anda…Sevişme o kadar ateşli ki…Durmak ne mümkün?
Bir anda bir çığlık yükseliyor Tina’dan! Anneler panik…
Tina’dan boy olarak yarı yarıya kısa olan Pamuk ne yapıp edip başarılı olmuş meğerse!!! O noktaya kadar nasıl geldi Pamuk bilinmez…Ama sonrasında O da bilememiş ne yapması gerektiğini…Tırnaklarını geçirmiş zavallı Tina’nın sırtına can havliyle…Düşmeyecek ya! Tutunuyor şapşal oğlan!
Tina çığlık çığlığa!
iki anne bakıyor birbirine…Yapılacak işlem belli…
Beraberce kucaklıyorlar bizim aşıkları, doğru banyoya.
Soğuk suyu tutuyorlar üstlerine de ancak ayrılabiliyor iki sevgili…
Tina kızgın!
Bilse bu kadar canı yanacağını, kabul eder miydi delikanlının yanına yaklaşmasını?
Tina çok kızgın hatta!
Sürekli hırlıyor…Zavallı delikanlı…Kadınını incitmiş olduğunun farkında ama karşı koyamamış işte içgüdülerine…Suçluluk duygusu bir yandan, zevkin doruklarına çıkıp da inmiş olmanın rehaveti bir yandan, dolanıp duruyor kadınının etrafında…Ağlayarak, yalvararak…
Yıllar geçti…Pamuk şimdi 13 yaşında. Hala komik kulaklarını dikiverir “Tina gelmiş oğlum!” dediğimde:)
Ah aşk ah!
sen ne menem birşeysin??? 🙂

KÖPEKLER NEDEN EZAN SESIYLE HAVLAR

miyazaki | 14 May 2007 05:20

bu gece oturmuş şöyle keyif yapıp hafifte ahkam keserken ezan okunmaya başladı.oooo dedım saate bakarak gene sabahladım allah kahretsın.akşama kadar uyurum gene.havalarda düzeldi ya.sokağın köşesinden ezanla bırlıkte köpek ulumaları başladı.hep garip gelmiştir ilginçte bır ses tonları var.sankı bu dunyadan değillermiş gıbı.şöyle bı araştırayım dedım o da ne kımse bılımsel bır çalışma yayınlamamış.köşedekı tsm korosu bıtmeden hemen atladım bakalım bızımkıler buna ne dıyecekler dıye.genel kanı hemen söyliyeyim ezanla melekleri ve ruhları gördükleri gibi şeyler… burdanda seyredebılırsınız…
http://www.youtube.com/watch?v=ZCYaw5tGYAs

KÖPEĞİNİZE KISA MESAJ ÇEKİN ..

macro | 15 April 2007 20:40

Nedense birçok teknolojik gelişmenin altına imzalarını atmayı başarmış olan Japonlar,teknolojide bir ilke daha imza attı.Projenin içeriği özet olarak şöyle .Cep telefonuna takılan 50$lık çip sayesinde özel tasarlanmis ve havlamayi yorumlayabilen bir tasmadan gelecek dijital sinyalleri insan diline çevirerek köpek ve sahibi arasinda iletisimi saglayacak.JAPONYA’DAKI köpek tutkunlari yakinda cep telefonlari araciligiyla köpeklerinden mesaj alabilecek.Haberin tamamı için tıklayınız