bildirgec.org

kız hakkında tüm yazılar

içimdeki üçkagıtçı

taha3045 | 09 April 2009 15:41

Erkeklerin içinde şu yatar bu yatar denilmekte, oysaki ben sadece erkeklerin değil tüm insanların içinde bir üçkağıtçı yattıgını iddia ediyorum, her boku yemeye çalışırız ama o boku yiyor gibi davramadıgımız yetmez gibi birde yiyeni kınarız, kızarız.

Sevdigimize çiçek alırken nedense çiçekçiye bunu belirtmek istemeyiz sebep ne?Bilse ne olur sevgilimiz için ”aman ne şanslı gacı, yavuklusu ona çiçek alır, azıcık gönlüne göre konuşayım, vereyim gazı belki daha çok alır pezevenk” diye düşünüp bize fazladan çiçek satmaya yeltenecegi için mi? Hayır bu bir ego savaşı bence, bir daha nerede göreceksin o çiçekçiyi, niye hastama alıyorum diyorsun..

yeni kokusu

taha3045 | 09 April 2009 14:18

Yeni kokusu

Kıyafet türü birşeyi alınca hepimizin hissettiği bir koku vardır, bu tarif edilemez, güzel mi çirkin mi bilemeyiz ama o şeyin yeni olduğunu bize anlatır, yeğenim buna yeni kokusu diyor, yeni bir şey alınca yeni kokuyor der hep.Yalnız kıyafette mi, araba bile yeniyken daha başka kokar( araba kokusundan nefret ederim, hele bayanların kullandıgı arabalar araba parfümü kokar ya ben ya uyurum ya kusmamak için dua ederek beklerim)

Kırtasiye malzemeleri de yeni kokusuyla bambaşkadır. Mesela hiç yazılmamış bir defterin sayfaları bir hoş kokar, kurşun kalemin bile kendine has kokusu vardır,yakınlarım kokulu, renkli silgi almıyor, gözleri çok korktu onlardaki katkı maddelerinden, ama beyaz silgi bile yeniyken yine de kokuyor, acaba kullanılmayan yeni olan herşey yeni mi kokuyor.

Yatılı Hikayeleri-Thomasina

aggali | 20 March 2009 09:38

Onu ilk gördüğümde, cennetten düşmüş bir melek sandım; sapsarı saçları, yemyeşil gözleri ile insanı büyülüyordu. Çevresine bakıyordu tanımak istercesine. Bir an gözgöze gelir gibi olduk sanki, melek olduğuna iyiden iyiye inanmaya başlayacaktım.

Oysa dünyada melek olmadığını, onun da bizim gibi bir insan olduğunu anlayacak kadar zeki olduğumu düşünürdüm hep.

Daha 17 yaşımın baharına çeyrek vardı ve bir karış havada aklımla insanları incelemek gibi bir gaflette bulunuyordum. Üstelik yatılıydım da!…

Okulun kantininde gördüğüm zaman tam bana uygun olduğunu düşünecektim ki; düşüncemin orta yerine düştü “Coğrafyacı”. Mealen derslere girmemiz gerektiğinden, hafifçe “eşek”liğimizden dem vuruyordu sözleri. Kös kös girdik derse tabii.

kadınlar falan.

nazokiraze | 15 March 2009 09:28

Kaç yaşında olursa olsun, hasta, çirkin,evli,bekar ne durumdayda önemli değildir kadın için, her zaman güzel, bakımlı olmaya çalışır. Kapalı, açık, zengin, fakir hiç farketmez. Kadınların ortak özellikleri dışında ,ülkelerine göre de büyük farkları var.

Fransız kadınları Avrupanın en bakımlı ve zayıf kadınları olarak gösterilir, bu ugurda Fransız Kadınlar Niçin Kilo Almaz adlı kitap bile yazılmıştır. Kitapta şarap ve ekmek düşkünü oldukları halde Fransız kadınlarının nasıl zayıf kalabildikleri irdeleniyor. Fransa Kraliçesi Marie-Antoinette zamanında puf adı verilen saç modeliyle çok dikkat çekmiş olan Fransa kadınlarının tarih boyu zerafetine ne kadar düşkün oldugunu göstermiştir.Kraliçeden sonra puf modeli, soylu kadınlar arasında bir hayli moda olmuştur. Ayrıca bildigimiz yayvan, şampanya kadehleri yapılırken, o zamanlar prenses olan Maria Antoinette’nin gögüsleri, Sevres seramik fabrikasında ölçü alınarak yapılmıştır.Böylece Maria Antoinette’nin gögüsleri ölümsüzleşerek, günümüze kadeh olarak gelmiştir.

bugün banyo yaptım

taha3045 | 14 March 2009 17:10

Kendimi dinledim bugün, sabah kalktım çok sıcak suyla banyo yaptım, evet bu kez banyo yaptım, duş almadım. Sevmediği kadının koynundan, biten şevhetin pis pis kokusu sinmiş, spermleri bazen oraya buraya yapışıp kurumuş, saçı başı dagınık her erkeğin , bulunduğu ortamı bir kaç saat evvel saray gibi gördükten sonra, sabah fare deliği olarak düşündüğü ve oradan kaçmadan önce , suyun sıcaklıgına, banyonun temizligine, şampuanın markasına, havlunun rengine bakmadan acele acele aldığı duşlardan değil.,tamamen kendimi uzun uzun dinlenerek yıkadıgım, köpüklendiğim bir banyo yaptım, yıkanırken ıslık çaldım,şarkı söyledim , kese bile yaptım.

yazılası bir gün daha

nazokiraze | 14 March 2009 11:35

Ara sıra, normal olmayan günlerimi yazarım burada ben, bugün aslında normal olan ama benim sıradışı geçirdiğim günlerden biriydi. Bende yazayım ,insanlar aman banane dese bile okurlar muhakkak dedim.

Sabah başladı bütün günün olaylarının başlangıcı, rutin olarak aynı sokakta oturan akraba veya arkadaşlarla hafta içi beş gün kahvaltı ederiz biz, bugün bendeydi kahvaltı günü toplaştık evde, çay demlendi, yumurta kırıldı, domatese zeytinyagı döküldü falan filan.. Açlıktan midesi kazınmış olan ben adam gibi yemegimi yerken çıt diye bir şey, bu ses değil bir his, ay bakıyorum sol üst dişim kırılmış, ucu kırılmış kendi sallanıyor,iyi de ne yedimki ben, peynir gayet yumuşaktı, ceviz kırmışım gibi bu ne şimdi, hiç hoşlanmam agzımın ve saçımın kurcalanmasından, sallanan diş dişçi demek, dişçi demek herşey demek. Otuzuna merdiveni dayamış bir kadın olarak eski günlerdeki gibi ip bağlayarak çekmeyi bile düşündüm ama kendimden utandım, hem kartlaşmış bir agızdaki diş, kuzuyken sahip oldugumuz diş gibi çıkmaz ki.

Hadise

mehmetbastug94 | 13 March 2009 14:12

Hadise
Hadise

12-14-16 Mayıs 2009 tarihlerinde Rusya’nın Moskova şehrinde yapılacak olan Eurovision şarkı yarışmasında Türkiyeyi temsil edecek olan hadise Düm tek tek şarkısıyla ün yapmaya devam ediyor…

Fakat çoğumuz belkide onun ne kadar para aldığını bilmiyoruz…

Hadise bu yarışmaya girmeyi 5 yıldır reddetmekte, fakat bu sefer tamı tamına 450.000TL ile teklif gelince sanıyoruz ki Belçika güzeli Türk kızı Hadise bu teklife dayanamayarak kabul etti.

Fakat bana kalırsa hadise para için yarışmaya girmedi.Sonuçta para var ama yarışma sonrasında yapacağı ve şuanda yapmakta olduğu organizasyonları ve işleride mutlaka düşünmüştür..

bakkalın oğlu

admin | 04 March 2009 13:41

Cihangir’in travestilerle ünlü sokaklarına bir soluk kadar yakın, ama bir o kadarda sakin,elit sokaklarından biriydi, bakkal kültürünün yaygın oldugu, süper, hiper,piper gibi marketlerin herkesi el altına almadıgı dönemlerdeydik. Cihangir’in bu güzel manzaralı sokagındaki bakkal dükkanının bitiştigi apartmanda otururdular.

Babasının bıyıkları,giyinişi itibarıyla herkes, yeraltı adamlarından oldugunu düşünüyordu, burası Cihangir, burada kim ne iş yapar, kaçta eve gelir kimse bilmez,umursamaz o yüzden babasınıda kimse umursamıyordu. Annesi oldukça çirkef bir o kadar da gösterişli, bol altın takan biriydi. Heryere taksiyle gitmelerine ragmen neden arabalarının olmadıgı hiç sorgulanmamıştı. Taksiye verilen parayla rahat araba alabilirdiler.

Kotex Young

nzright | 24 February 2009 10:09

Genç kızlara özel tasarımıyla kendini “tam genç kızlara göre” olarak tanımlayan Kotex Young hazırladığı websitesi ile de gençlere regl dönemleri hakkında bilgiler ve püf noktaları veriyor. Site dergi olarak tasarlanmış, okuduktan sonra ilerlemek için sayfaları çevirmek yeterli. Ergenlik döneminde değişen vücudunuz hakkında soru ve cevaplara da yer veren dergide bir de regl takvimi bulunuyor.