bildirgec.org

kayıp hakkında tüm yazılar

Tapu

admin | 29 January 2010 12:27

Hiç bu kadarını düşünmemişti. Hayatını bir telefon değiştirmişti. Nasıl oldu kendi dahi bilmiyordu ama bir şekilde olmuştu işte. Kader O’na gerçekten de ilginç bir oyun oynamıştı. Kaderin oyunu şöyle başlamıştı.
sabah yataktan kalktığında hayatındaki proplemler hala kafasını kurcalıyordu. Yüzünü yıkarken bile ben bunca işin içinden nasıl çıkarım diye düşünüyordu. kahvaltı bile yapmadan evden çıkmış on dakikalık yürüyüş sonunda kendini servise zor atmıştı. İş yerine gelmiş herzamanki gibi birkaç haber sayfasını okuduktan sonra işine koyulmuştu ki hayatını değiştirecek telefon çalmıştı. Önce numaraya baktı bilmediği bir numara ile karşılaştı. Hafiften gerildi. Ne zaman yabancı bir numara arasa böyle olurdu. “Hayırdır İnşallah” diye geçirdi içinden ve telefona cevap verdi. Karşıdaki ses selam verdikten sonra bir tapu bulduğunu ve üzerinde bu telefon numarası yazdığını söyledi. Selim kendisine ait olmadığını “keşke benim olsaydı” diyerek karşı tarafa iletti. Öyle ya tapu kim Selim kimdi. Eline geçen para ile ailesini zor geçindiriyordu. Evi nerden alacaktı da tapu sahibi olacaktı. Bu düşünceler aklından yıldırım hızıyla geçerken istemsiz bir şekilde tapu üzerinde kimin adı yazdığını sordu. Adam “Selim Kanca” ismini okuduğunda “anlamadım tekrarlar mısınız” dedi. Adam tekrar aynı ismi okuduğunda bunun bir şaka olabileceğini düşünerek “bırakın artık bu şakayı kimsin kardeşim Yılmaz sen misin” dedi ancak karşısındaki adam gayet ciddi “yok beyfendi ne şakası yok şaka falan isim işte bu” dedi. Selim duraksadı nasıl olabilirdi. Bunca sene kira ödemekten anası ağlamıştı. Şimdi ise üzerinde ismi yazılı bir tapu vardı. En azından şimdilik öyle söylüyordu telefondaki ses. “Beyfendi” dedi. “Beyfendi sizinle buluşalım mümkünse” dedi ve adamdan olur cevabını aldıktan sonra buluşacakları yeri belirlediler. Telefonu kapadıktan hemen sonra yerinden fırladı müdüründen yalvar yakar birkaç saatlik izini kopardı ve işyerinden ayrıldı.
……

kayıp

astral | 23 November 2009 13:45

Kayıp ruhlardık. Küçük çocuklardık. Ta ki, birbirimizi bulana dek…

‘Her acı bir gün biter.’ derdin bana. Oysa güne kadar içimdeki kadın ‘Her aşk bir gün tuz olur, yok olur, hiç olur; ardından piç dediğin bir aşk olur.’a inanandı. ‘Geçecek her şey…’ dedin bana ilk defa. ‘Geçecek, ağlama. Sil gözyaşlarını.’

Otobüsün penceresinden bakarken, bir şehri ardında bırakıp yeni hayallere –her şeyi, evet, her şeyi ardında bırakmak isteyerek- yol alırken; bir şarkı yeni düşler kuruyordu sen de ben de; BİZde… ‘Sil gözünün yalnızlıklarını, o an fısılda duvara adımı…’ bana attığın, kalbime attığın ilk mesaj… ‘Emre Aydın çalıyor şu an. Duy istedim. Güzel şeyler…’ Şehrime geldiğin ilk gün bana geldiğin gün. Bizim aşkımız için adım attığımız ilk gün. Bu hikâyeye inanmam için ilk neden… Seni beklerken ilk uykusuz gecem…

Özgürlük Savaşı

ozanTi | 21 July 2009 09:41

Özgürlük Savaşı… Bir savaş yaptık ve savaşı, söylenenlere göre, kazandık. Adına da Kurtuluş Savaşı dedik! Savaşı kazandık mı yoksa kazanmış gibi mi göründük?

Savaşı kazandığımızı tarih kitapları anlatıyor bize. Hatta 29 Ekim 1923’te bir de cumhuriyet kurmuşuz. Adına da TÜRKİYE CUMHURİYETİ demişiz.

Bu iki mucize bize çok hoş görünüyor. Sevindirici(!) gelişmeler… Ne de olsa yanıp küle dönen bir milletle yola çıkılmış ve yeni bir devlet kurulmuştu. Her yerde bir zafer havası, bir coşku vardı. Bu coşkunun içinde kimse farkında değildi olacakların.

onyedi tablet

kahramancayirli | 03 June 2009 09:51

royksopp
royksopp
nehir erdoğan
nehir erdoğan

1.Aylin Aslım’ın ilk albümü gel-git (2000) gibi albüm gelmedi buralara. Durup durup dinliyorum. Öldürücü bir albüm. Sıkıntılı, gergin ve güzel. Ateş gibi, su gibi ve durgun. Güzel.
2.Para ne kadar iğrenç bir şey. Sevdiğim insanların para karşısında eğilip bükülmesi ne iğrenç. Aslında iğrenç olan para değil yahu, insan.
3.Şiir dergilerine, kokularına bayılıyorum. Tedavi olmam gerekir mi? Kitapçıya girince kendimi tutamıyorum, millet dergide ne yazıyor diye bakar, ben kokusuna.
4.Yeni bir şey yazmak, söylemek ne zor. Her şey söylenmiş zati. Ne zaman mükemmel bir cümle yazdığımı düşünsem, çok geçmiyor hemen okuduğum bir kitapta, bir yazıda aynı şeyin çoktan yazıldığını görüyorum. Kat ettiğim mesafe?
5.Aylin Aslım’ın yeni albümü çıkmak bilmedi. Müzik neredeysen çık dışarı.
6.Elimdeki kitapları sattıkça kendimi daha hafif hissediyorum. 3-5 de para geçiyor elime. Daha satılacak bir sürü kitap var.
7.Yağmur yağacaktı yağamadı bir türlü. Bulut sıcağı çok fena.
8.Nehir Erdoğan ve Ayşe Nil Şamlıoğlu’nun başrolünde oynadığı Meleğin Sırları’nı, Kadir İnanır ve Hümeyra’nın oynadığı Kırık Bir Aşk Hikayesi’nin yarısını izledim. Ömer Kavur’u tek geçelim. Senaryoda Selim İleri’nin de imzası var.
9.90larda 9da 9 diye bir albüm çıkmıştı. Bir klip çektiler o albümden: Fatih Erdemci – Ben Ölmeden Önce. O şarkıyı övebilecek söz yok.
10.Gökçe’nin yeni albümünde Düşün Yakamdan adında bir şarkı var, onu da durup düşünüp durup düşünüp yeniden dinliyorum. Ateş.
11.İzmir de birinci derece deprem bölgesi. İlin, zemini en kötü semtlerinden birinde oturuyorum. Ne güzel.
12.Veysi Erdoğan’ın yeni bir şiiri yayımlanmış Varlık’ın haziran sayısında. Alıp okumalı. Birhan Keskin şiirleri hakkındaki kitabını ne zaman ve hangi yayınevinden yayımlayacak acaba?
13.İnsan kitap okudukça mutsuz oluyor. Okumamak daha iyi olabilir. Mi?
14.Epeydir korku filmi izlemiyorum. Bir vesile falan çıksa.
15.Athena’nın Kayıp şarkısı, güzel. Hele klibi.
16.Sırf ünlü oldukları için gazetelerin köşelerini işgal edenlerden nefret ediyorum. Kamyonla da para kazanıyorlar. Onlardan çok daha nitelikli yazılar yazabilecek milyar insan var etrafta. Hepsi bir temizlense ortalıktan. Yıldırım Türker ve Perihan Mağden hariç.
17.Royksopp süper. Remind Me, eski bir şarkıları ama her vakit iyi geliyor.

ölüm ve çocuk

taha3045 | 02 May 2009 12:38

Ne zaman ölümü anlar insan? Kaç yaşında öğrendik ölümü, ölümü öğrendikten ne kadar zaman sonra onun gezmeye gitmek, bulutlar tepesinde aşağıyı izlemek, kaybolmak,uçmak olmadıgını kavradık, ben hiç hatırlamıyorum. Kendimi bildim bileli ölüm var hayatımda, ölünce topragın altında kalınacagı, kabir hayatı hep var. Sevilenlerin öldükten sonra geri gelemeyecegini kendimi bildim bileli anlıyorum .
Çocuğun ölümle tanışması

Küçük çocuklar için ölüm geçici bir durumdur, ölen mutlaka geri gelir,çizgi filmlerde de öyle değil midir zaten, Tom’un kafasına kaç kere birşey düşmüştür, Jerry defalarca yüksek katlı evden atlamamış mıydı? yaş büyüdükçe ölüm kabul edilir, gidenin gelmeyecegi anlaşılır ama yakınlarının asla ölmeyecegi düşünülür, ölüm kimseye yakıştırılmaz. Dualar edilir sevdikleri ölmesin diye.

ben de insan mıyım be

taha3045 | 23 March 2009 14:03

Anamızın rahminden çıkar çıkmaz önce aglamayı öğrendik, sonra gülmeyi, minnet duymayı, mutlu olmayı,mutlu olurken düşünmeyi,sevmeyi, koşulsuz sevmeyi.

Büyüdük ayaklarımız havalandı,kadınları tattık,bulutların üzerinde yatmaya alışırken, aniden yere çakıldık ve acıyı tattık. Böylece mutsuz olmayı, acı çekmeyi tecrübe ederek, hayatta kalmayı, kuvvetli olmayı da öğrendik. Hayatta kalmak da bize birşeyler öğretti, yaşarken acımasız olmak ve acımasız olurken mantığı. Mantık sayesinde duyguları dizginleyebildik, gerektiginde kalbimize duvarlar örebildik.

aşk.aşk.aşk

taha3045 | 09 February 2009 17:14

Hayatın içine edercesine,
kırgınlık ve aldatılmışlıkların ortasında,
ne dünya ne İstanbul kimin umrunda.

Ne söylesem az,
içiçe geçmişlik duygusu,
birilerini mahvetmek hayatın tek amacı,
hayaller bile acı çektirmeye yeminli.
Herkes mutsuz, mutlu görünenler de alaycı.

Nerede iyi biri var,
bir akılsıza çakılmış.
güvenilirler korkmuş,
bilgililer yorgun,
adam gibi adamlar kayıp.
Doğruyu bilenler ise körkütük aşık.
Aşık ve acı çekmekte.

Creative’den 32.4 Milyon $ Kayıp

bolt89 | 24 January 2009 21:27

Son zamanlarda, birçok dev şirketten duyduğumuz, global ekonomik krizin getirmiş olduğu zararlara bir yenisi daha eklendi.Creative firmasının şu sıralar zii projesi ile kendini toparlamaya çalışmasının sonuçları pek umut verici olmayacak gibi.31 Aralık‘ta 155.7 milyon $ gören Creative,bir yıl önce ilan ettiği 262.5 $ göreceğiz ifadesinden bir hâyli aşağıda.Ama en kötüsüde Creative‘in 32.4 milyon $ olan net kaybı..Son çeyrekten beri envanterde %45 oranında, yani 57.3 milyon $ azalma olan creative, masrafları azaltmak için ünitelerin yapısında değişikliklere gidiyor.Buda daha fazla insanın işini kaybedeceği anlamına geliyor.Zira Creative 2008 yılında 2,700 kişinin işine son vermişti.Haberin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.

Kayıp alarmı

azmi50 | 27 November 2008 10:47

Konser,havaalanı,alışveriş merkezleri gibi kalabalık alanlara çocuklarınızla gittiğinizde çok gerekli olacak bir zamazingo.Sizin dikkatiniz bir yerdeyken çocuklarınızı unutabilirsiniz ve aranızdaki mesafe açıldıkça bulmanız zorlaşabilir.İşte bu alet aranızdaki mesafe 30 adımı geçtiğinde size haber veriyor.Aletin özelliklerine buradan bakabilir ve aletin reklamını buradan izleyebilirsiniz.