Anamızın rahminden çıkar çıkmaz önce aglamayı öğrendik, sonra gülmeyi, minnet duymayı, mutlu olmayı,mutlu olurken düşünmeyi,sevmeyi, koşulsuz sevmeyi.Büyüdük ayaklarımız havalandı,kadınları tattık,bulutların üzerinde yatmaya alışırken, aniden yere çakıldık ve acıyı tattık. Böylece mutsuz olmayı, acı çekmeyi tecrübe ederek, hayatta kalmayı, kuvvetli olmayı da öğrendik. Hayatta kalmak da bize birşeyler öğretti, yaşarken acımasız olmak ve acımasız olurken mantığı. Mantık sayesinde duyguları dizginleyebildik, gerektiginde kalbimize duvarlar örebildik.Bir sesle irkilirken kendimizi gördük bazen, kalbe aslında duvar örülemeyecegini anladık, mantıkla duygu arasında sıkışıp kaldık, beynimiz veya bazen cinsel organımız kalbimize söz geçirmeye çalıştı. Bazen geçirdi de, bunun nedenini öğrenemedik, bazen aşıktık bazen yalnız, nasıl huzur bulunur aradık, yalnızlıgı gördük öğrendik.Beyin,penis ve kalp üçlüsü yağlı güreş yaparken, aynı anda birini ruhla,bedenle, kalple ve beyinle sevmeyi de sonunda yaşadık. Asıl sevgi bu dedik, mantıgın her zaman işe yaramayacagını, güzel dik memelerin hep huzur vermeyecegini anlamaya başladık. Hayatın anlamına kafa yorduk,sonra bıraktık, neyse neydi, sevmek güzel şeydi.Hasreti tadınca,mutsuzlugu görünce, ayrılıgın da kaçınılmaz oldugunu ögrendik,kaçamadık.Ama ümut besledik,ümidi amaca dönüştürdük,acıları, ihaneti bize göteren,öğreten hayat sonuna kadar mücadeleyi de öğretti.Her gün bir şey gördük,birşey ögrendik, bazen rol yapmayı,bazen hesap sormayı yada kızmayı.Bedel ödemeye hazır olmasak ta mecbur ödedik.Çalışmayan sifonlara, ter kokulu kadınlara,üstüste atılmış giyeceklere, berbat renklere , hiç çıkmayan kirlere,ıslak zeminlere yani onca pislige ragmen hayatı sahiplendik, hafta sonlarını,yeni yılları,uykusuz geceleri bekledik ve yaşadık.Sevdiklerimizi kaybettik,kaybederken dayanmayı öğrendik. Hayat bu kadar kötü şeyi de iyi şeylerin yanında bize vermişken, biz hayal kurmayı keşfettik, o zaman mutsuzken de mutlu olmayı, yoklukta varlıgı bilecektik.Doğarken öğrendigimiz ağlamaya hayallerde yer yoktu.Büyük acılar,büyük mutluluklar,kızgınlıklar kadar onların küçüklerini de öğrendik, yaşadık. Sokakta üşüyen bir kediye üzüldük, belki ağladık, sabahları işerken elimizi atletimizin altına soktuk ve kaşırken sonsuz mutluluk duyduk, hamburgerden kazagımıza fışkıran mayoneze kızarken, kulakta çıkan sivilceyi patlatınca zevk aldık.Şevkat,korku yaşadık,onları özledik yada kaçtık.Utandık, ihanet ettik,terkettik,terkedildik,af diledik veya affettik.Aynı anda hen halay çekip hem agladık,hoşgörü bekledik ama biz hiç göstermedik,sevgilerden bile dert çıkardık,hayatın bize öğrettigi onca şeye minnet duymacagımıza onun şaşmaz yasalarına karşı bile geldik. Bazılarımız yaşam öyküsünü tiksinerek yarım bıraktı.İntikam almayı, maske takmayı,politik olmayı hayat öğretmese de biz puştluk olsun diye öğrendik.Hayat amma çok şey göstermiş bize be.