Özgürlük Savaşı… Bir savaş yaptık ve savaşı, söylenenlere göre, kazandık. Adına da Kurtuluş Savaşı dedik! Savaşı kazandık mı yoksa kazanmış gibi mi göründük?Savaşı kazandığımızı tarih kitapları anlatıyor bize. Hatta 29 Ekim 1923’te bir de cumhuriyet kurmuşuz. Adına da TÜRKİYE CUMHURİYETİ demişiz.Bu iki mucize bize çok hoş görünüyor. Sevindirici(!) gelişmeler… Ne de olsa yanıp küle dönen bir milletle yola çıkılmış ve yeni bir devlet kurulmuştu. Her yerde bir zafer havası, bir coşku vardı. Bu coşkunun içinde kimse farkında değildi olacakların.Aradan çok uzun zaman geçmedi kazanılan onca şey kaybedilmeye başlandı. Tankla, topla, tüfekle, uçakla değil, kalemlerle imzalarla masa başında kaybedilmeye başlandı. Her gelen bir imza attı, bir şeyler kaybetti ve kaybettirdi. Kimisi kriz çıkardı, para kaybettirdi; kimisi sosyal güvenceyi değiştirdi, mezarda emekliliği getirdi. Ama herkes kazanılanlardan bir şeyler kaybettirdi.Bu Özgürlük Savaşından sonra herkes birilerine bir şeyler kaybettirdi! Hatta ben bile size bir şeyler kaybettirdim: İnternete ayırdığınız çok değerli zamanınızı… Allah başka şeyler kaybettirip de bu millete bir Özgürlük Savaşı daha yaptırmasın!