bildirgec.org

kalp hakkında tüm yazılar

Kalp Acısına Dayanıklılık Sınavı

Siradanbiri | 10 September 2007 12:08

Kişinin son nefesine dek deneyimlediği ve kimi zaman kendince geliştirmeye çalıştığı yöntemlerle hafiflettiği bir dirençtir.
kalp sayısı kadar aşk sayısı var demiş ya Tolstoy, kalp acısı kadarda acı dayanıklılığı vardır.kimi baştan iflah olmaz,kabullenmez bir çözülme yaşar gibi görünür .kimi en başından sineye çeker sanırsınız.

içte kopan fırtınayı,dipten gelen dalgayı sezmek güç olup iyi bir tanımışlık ister ki bu bile yanıltıcıdır çoğu kez.
kalp acısı sırttaki hançer gibidir,onu çıkarmak ve yüzleşmek güç,bir daha asla demek çocukluktan kalma bir ruh ister.
dayanıklılık testi yapmaya kalkışmak ise başlıbaşına bir muammadır.belki otobiyografisini kaleme alan biri başarılı olabilir ,o da güzün gelmesi son yaprağın düşmesinin beklenmesi ile olasıdır.olasıdır belki ama yanıltıcıdır aşkın ne zaman çalım yapıp ‘gool’ diyeceğini bilemez insan.
yayla lezzet testi ya da zaman gazete testi ile hiçbir şekilde ortak bağı olmayıp ,çivi çiviyi söker diyen atalarımıza gönül dolusu şükranlarımız yeniden aşkı aramanın ve bulunduğunda eskiyi unutup ilk sefermiş gibi yaşamanın testin sonucundan ‘a’ almak için en önemli kriter olduğu söylenir.

Karanlık Odadan Mektuplar

kadirgunay | 28 August 2007 09:56

yarım kalmış bir yazının üstün körü çizilmiş küçük karakterleri arasında bir yüz belirdi. konuşmak istercesine ellerini oynatıyor, kendini parçalıyordu… yapamadıklarını anlatması için çizenden rehber olmasını istemişti, ilk cümle şöyle başlıyordu “yarım kalan her veda için bir kez daha sev…”

rehber anlayamamıştı ve birden ne olduğunu unuttu. kendini kaleminden düşen sözcüklerin ve çizgilerin içinde buldu. içine girdiği yazının akibetini anlamak istercesine her satırın üzerinde durdu, baktı ve düşündü. anlayamadı…
gördükleri onu daraltmıştı aslında ve kendine kızmaya başlamıştı, bunları yazan o olamazdı. zaten o değildi yazan içindeki kırık kalbi onu kontrol etmiş ve hiç ummadığı bir yere götürmüştü. geçmişi aslında o kadar karanlıktı ki, şaşkınlıktan ziyade yeniden yaşaması ona acı vermişti. tutunmak istedi çengeli olan harflere ama yapamadı. tuttuğu her çengelli harf geçmişin verdiği yorgunlukla eridi gitti. sebepsiz yere homurdanmaya başlamıştı, geçmişine küfrediyor bir an önce buradan çıkmak istiyordu. satırın sonuna geldiğinde az önce onunla konuşmaya çalışan o küçük karakter ona bakıyordu yaşlı gözlerle. kağıt ıslanmıştı. kalemin ucundan çıkan o sebepsiz cümleler ve çizimler nemlenmiş yok olmaya başlamıştı.
küçük bir söz ile olduğu yerden fırladı, içine düştüğü hayalden uyanmış yazmak için yeniden kalemi eline aldığında artık çok geç olduğunu biliyordu, konuşmak isteyen küçük karakter ona kendini anlatmak isterken kaybolmuştu. acıların içinde biriktirdiği sevgiyi rehbere vermek adına yok oluşunu hazırlamış ve son cümleyi kimseye bırakmadan kendisi yazmıştı; “gülümse birkez benim için eğer duyuyorsan…”

Susun Artık…

plakton | 27 August 2007 16:52

Bir türlü susturamayanlara

—Ah! Benim zavallı kalbim… Vazgeçemiyorsun değil mi bu sevdalardan. Kaç kere bu büyük kapılardan geri döndün, her seferinde boynunu bükerek sessizce? Unuttun mu yoksa? Uslanmayacaksın değil mi? Hiçbir zaman durmayacaksın? Sen ne zaman hayaller kurmaya başlasan gerçekleri bağırmaktan bıktım sana. Umutsuz yaşamak nedir hala öğrenemedin! Ne kaldı ki, hala hayal ediyorsun? Dokunabileceğin bir diğer yürek yok artık, yok. Uyan. Çok değişti her şey kabul et bunu.

Camdan bir kelebek kanadındaki gecenin, pencerene dolmasına izin verseydim görecektin, seni nasıl kavurduğunu. Güçlüyüm deme! Gücün bitti artık.
Mevsimlerin tüm solgun çiçekleri bizim bahçemizde görmüyor musun? Anla artık! Gitmeliyiz. Her çalan telefonda büyüyüp, küçülmene dayanamıyorum! Yok, etmeyi, yok olmayı bilmek gerek kendine gel. Öleceğim. Uyurken bile hızla çarpan hallerinden usandım. Kopup gidecekmişsin gibi geliyor benden.

sürdürülebilir sağlık sistemi

neoturk | 21 August 2007 09:11

ssk emekli ve çalışanlarının özel sektör sağlık hizmetinden fatdalanmasından ne kadar memnunsunuz bilemem. Ben çok memnunum (en sonunda hemşire ve hasta bakıcılarının azar ve hakaretlerinden kurtulmuş olduk) ve bunun sürdürülebilr olmasını hatta torunlarımın bile bu sistem göçmeden ve göçürülmeden benden daha fazla hizmet almalarını istiyorum. Bir yakınım kalp ameliyatı oldu ve sadece refakatçi ücreti dışında bir meblağ ödemedik (300 ytl) ki bu ameliyatı ssk olmadan olsa 20 milyar gibi paraya mal olurdu yada eski sistemde 6 ay sonraya ameliyat tarihi alıp ne zaman kalp krizi geçirecek diye beklemek zorunda kalırdık. Bu sisteminde açık noktaları bulunmakta ve naçiz benim aklıma geldiyse bir sürü eşrefli mahlukatında aklına geleceğinden bu kısımların yama olmasını istiyorum. benim aklıma gelenleri buraya yazacağım sizinde karşılaştığınız durumlar varsa yazın yetkili etkili kişilerin okuyacağından eminim.

Foto-sen-tez

pilli pati | 28 July 2007 16:25

view from a window
view from a window

Geceleri yaşadığın şehre bu kadar lanet okumanın bir anlamı olsa gerek. Acını paylaşmak isterdim, fakat her insanın kendi cehennemi kendinedir; beceremem fazlasını, elimden gelen şuncacıktır. Sadece hayretle izlerim seni. Bir düş görürsün kocaman açılmış yeşil gözlerinle… Sabah ezanıyla, usul usul başladığını bilirim ızdırabının. İçindeki çelişkiler minicik us evine sığmaz olur. Pencereni açarsın ardına kadar. O duyumsadığın; ağaçların, güne dönende, fotosentez alışkanlığı sonucu havaya saldıkları mis gibi oksijendir. O kısacık sürede, bu kokuyu yakaladın – yakaladın. Yoksa beklersin birgün sonrasının sabahını, merak edersin “o 24 saat için bahşedilmiş başka alacak nefesin var mı?” diye! Ama yakalamışsan, açık duran pencerenden, bağrında bahar kokularından bir heyecan demeti ile salınırsın…

bu bir pilli patisözüdür!

Bir Kadını Tanımak …

hypatia | 27 July 2007 14:33

Bir kadını her yönüyle tanımak…

Sevgi dolu kalbi, içindeki fırtınaları, çocuksu halleri, daha gelmemiş yaşlarının olgunluğu, aşkları, yalnızlıkları, cinlikleri, saflıkları, yalanları, itirafları, şehvetleri, vurdumduymazlıkları, takıntıları, rahatlıkları, içlerinde barındırdıkları farklı farklı kişilikleri ve saymakla bitirilemeyecek tüm yönleriyle kadınları tanımak.

Sevgidir ilk adım. Sevmekle başlar her şey. Sonra kabul edersin, parçan olur, bazen sen o olursun. İşte o zaman tanırsın bir kadını, hayatın tüm sırlarına bir anda girersin. Zorlu ama keyif dolu, gizemlerle dolu bir yolculuğa adım atmışsındır.

BodiBeat, Hayatın Ritmini Dinlemek

yenibirnickistiyorum | 14 July 2007 15:52

Yamaha markalı, Bodibeat isimli bu mp3 çalar, spor yaparken veya efor gerektiren bir işte çalışırken oluşan kalp ritmi değişikliklerine göre listeden parça seçebiliyor veya o an dinlenilen şarkının temposunu size uydurabiliyor, o da olmadı halihazırda kayıtlı gelen ritimleri karıştırarak size ‘özel’ şarkılar oluşturuyor.

Kulaklık kablosuna eklenmiş bir sönsör yardımı ile (yürüyüş bantlarındaki kulak klipslerinin bir benzeri) bunu gerçekleştiren cihaz, aynı zamanda kalp ritimlerinizi kayıt etme özelliğine de sahip. USB bağlantısı ile bilgisayara bağlanan BodiBeat Ağustos ayında satışa çıkacak.