bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

PROTESTO…

| 17 May 2007 09:21

Degerli arkadaslar, TBMM kovulan, takdigi türbandan

dolayi Türkiye’de olaylara yol acan ve Türk vatandasi bile olmayan biri ücüncü dünya kadinlari baris konferansinda Türkiye’ye temsil ediyor. Herkesin duyarli davranip bunu protesto etmesi degerli Türk kadinina olan borcumuzdur, geregini yapmak üzere bilgilerinize.

Dallas’ta yapilacak “Woman’s peace conference” da Turkiye’yi Turbanli bir kadin temsil ediyor! Turkiye’nin imaji acisindan utanc verici bir durum… Asagidaki link’e gidip bakin ve iki satir bir sey yazip gorderin lutfen. Ben protestomu yaptim. “Contact us”a tiklayip mesajinizi yaziyorsunuz. Bes dakika bile degil.
I found out that Merve Kavakci is a key note speaker on 3rd International Women’s Peace conference in Dallas, TX in July. The link is below.. Please click “contact us” on the site and protest this. It doesn’t have to be long, just that Merve Kavakci is far from representing Turkish women and that she is not portraying the true picture. The more protest, the better.
pls do it.

Erkek değişmez,zorla duygusallaşamaz!

darjeeling | 16 May 2007 16:21

Saat 8:30’da uyanması gerekirken 06:00’dan itibaren her saat başı uyanmıştı. Uykusu bölük pörçüktü şimdi. Ayrı odalarda yatıyorlardı üstelik. Onun kokusunu içine çekmeden, onu öpemeden geçen koca bir gece.. Tahammül sınırlarını aştırdığınız zaman bir insana, sizi yanınızda bile istemez. Gece böyle geçmişti işte. Başı ağrıyordu, her yer karmakarışıktı. Yorgan yere düşmüş, içki kadehleri yerlerde.. Zaten sadece o içki kadehleriydi kavgalarından önce keyifli olduklarını anlatan bize.
Şimdi keyif huzur hak getire. Kolaysa şimdi bütün herşeyi düzelt, ilişkiyi yoluna koy..
Not yazdı ona küçücük. Sevgisini ifade etti bir kez daha, uyanınca okusun diye bıraktı cüzdanının yanına.
Evden çıkmadan önce onu 3 kere öptü. Bir kere boynundan, bir kere sırtından, bir kere de … Her birinde kıpırdandı çocuk, sanki rahatsız edilmek istemiyor ama öp beni diyordu..
Anahtarını alması gerekirdi evden çıkarken, ne hikmetse unuttu(!) ya da unutmuş görüntüsü altında çocuğu görmek için bahane yarattı. Böyle yanına anahtarı vermek için gelecekti ve bir kere daha görecekti onu. Ne doyumsuz sevgi..
Yolda insanlara baktı, sevgililere imrendi işe gidene dek. Vedalaşanlar, öpüşenler ve böyleleri. O ise yarattığı gerginlik ve kırgınlığı nasıl düzelteceğinin peşindeydi.
Sevdiği adamın zorla duygusal biri olacağını zannediyordu. Kendi öyle ya. Hani şu her ilişkide gördüğünüz ben böyleyim o da böyle olsun krizleri. Zorunda değil ki. Pekala böyle ruhsuz kalabilir. Yaşam tarzı bu. Her kadına aynı şekilde davranmış. Senin farkın ne? Hem kimin kimi robotlaştırmaya hakkı var? Kim kime zorla bir şey yaptırabilir? Zorlayarak kendini okşatmak ya da sevgi sözcükleri söyletmek haz verecek mi? Offf dedi ki ne off.. Ne olurdu bunları dün gece içkileri devirdikten hemen sonra ve kavgadan hemen önce düşünebilseydi? Bunlar yaşanmazdı. Bu yüzden, bugünden itibaren kıçını dönüp uyuyabilmenin cesaretini ve rahatlığını yaşaması gerektiğine kendini inandırdı kız yoksa daha çok üzülecekti.. Daha çok beklerdi sevilip okşanmayı..

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA

miyazaki | 14 May 2007 21:49

şoray uzun yoldayı seyredıyordum yurdum insanı için.bir şeyi farkettim. gülen tüm köylü kadınların ; teyzelerim nınelerım gençlerin hepsi gülerken ağızlarını ellerı ıle örtüyorlar.bu kendı halınde yaşayan bır çok şeyden haberi olmayan yürakleri içine girilince yangın yeri gıbı olan,saf temiz yurdum insanı o kadar mütevazi ki herkesten önce öğrenmiş nezaket kurallarını. gülerken dişindekı çürüğü,olmayan dişlerini,ağzından gelebılecek kötü kokuları yansıtmamak için tarlada çapa çapalarken nasırlaşmış elleri ile örtüyor ağzını…

KADINLAR NASIL AĞLATILIR ?

| 11 May 2007 07:58

Yani bu konuda ne kadar başarılısınız ama sırf bu iş için eğitim alan erkeklerin var olduğunu duysanız sanırım şaşırdınız. Buyurun kadın ağlatma yöntemleri. Hangilerini seçerdiniz ?
1- Ona seni aldatıyorum denir.
2- Eskiden daha güzeldin denir.
3- Dayak atılır.
4- En özel günler hatırlanmaz ve hediye alınmaz.
5- Aradığın da zırt pırt arayıp durma denir.
6- Ailenden nefret ediyorum denir.
7- Önceleri zeki kadındın şimdi salak oldun denir.
8- Yaptığın hiçbir şeyi beğenmiyorum denir.
9- Gözü önünde başka biri ile fingirdeşilir.
10- Eve gidişlerde cep telefonu mutlaka kapatılır.
11- Boşuna hayaller kurup durma seninle evlenemem denilir.
12- Seninle evlenirdim ama ailem buna izin vermiyor denilir.
13- Artık ayrılalım ben başkasına aşığım denir.

Eğer bütün bunlara rağmen kadın ağlamıyorsa üzgünüm..o kadın değil.

KADIN SÜNNETİ

| 09 May 2007 16:37

http://www.ucansupurge.org/index.php?option=com_content&task=view&id=2016&Itemid=70

Yalnız Bir Kadın Olmak…

hypatia | 09 May 2007 09:40

Bu gece, kulağımda ki “Camdan Kalp” şarkısının hüznüne, mail kutuma gelen Sayın Ahmet Altan’ın yazısından bir alıntının, kalbime verdiği sızı eşlik ediyor.

Gözler, tüm gerçekleri söyleyen ve baktığınızda acı ve mutluluğu görebileceğiniz, duyguların saklanmasının en zor olduğu yerdir. Hele ki bir kadının gözlerinde…
Zihnimin kabul ettiği tek gerçektir, mutlu ve mutsuz kadını gözlerindeki ışığın ele verdiği. Mümkün değildir ki sevgiye doymuş bir kadının gözlerinin içinin parlamaması, şevk ve heyecan dolu olmaması, enerjisi ve kahkahası ile gururla gezinmemesi. Ne acıdır ki, sevgiye hasret bir kadının gözlerinin feri sönmüştür. Bakışları donuk ve hissiz olabilecek kadar tepkisizdir. Tüm heyecan ve isteklerini yitirmiş, ertelemiş ve hatta unutmuştur. Amaçları da, kendi ben’i gibi kaybolmuştur. Sadece ve sadece yaşamın gereklerini yerine getirmek için hareket etmeye başlamıştır. Kırgın ve kırılgandır. Artık yıkılmış umutlarını bile hatırlamamaktadır.

Tessettür ve İran

necronamber | 08 May 2007 11:51

Ülkemizde türban sorunu tüm hızıyla devam ederken komşumuz İran’da boş durmuyor. İslamiyet de baskı olmaz ben bunu böyle biliyorum ve komşu ülke İran’da yaşananları şahsen tasvip etmiyorum, Ülkemde istediğim gibi herkes istediği gibi giyinebilmeli. Ülkemin zıttı tartışması, İran’da sokaklarda yeteri kadar örtünmeyen kadınlara yapılan baskılar devam ediyor. İran’da bundan sonra televizyonlarda dizi ve sinemalarda namaz ve dua sahnelerinin olması şartı getirildi.

İran animasyonunun babası’ diye tanınan bir profesör tesettüre hakaret ettiği iddiasıyla aforoza uğradı.

Birde tabi görünmeye yüzü var bu ülkede flört etmek bile yasakken Fahişeler gelirlerinden memnun.
İran’da her perşembe gecesi gizli ev partileri düzenleniyor. Parti basılırsa cezası kırbaç! Ama kırbaç korkusu da baskıdan bunalmış gençleri durduramıyor. Eğlence sonrası birlikte ayrılmak çok tehlikeli ve İran’da flört gençlerin mekanı parklarolmuş.Özün sözü ; yasaklar çiğnenmek için vardır !

KADIN ÇEŞİTLERİ???

| 06 May 2007 22:13

Sabahın körü…Yataktan kendi kendimi kazımışım zorla. Homurdana homurdana giyinmişim tek gözüm kapalı. Her zamanki gibi makyaj yapmaya da üşendiğim için tüm sabah lanetliğim yüzüme vurmuş, binmişim servise, işe gidiyorum. Sabahın ilk saatleri zaten hayat çekilmez benim için, zaten ruhum hala uykuda, kendimle kavga etmekteyim: “Aman ne vardı, bulsaydın bi zengin koca 20’inde de öğlen uyanıp arabana binip güzellik salonlarını dolansaydın, salak! Şimdi ders mi anlatılır ya? O ne ya? UYKUM VARRR!” şeklinde!
Ruh halim böyle tavan yapmış zırvalarken, ön koltukta oturan teyzelerin konuşmasına takıldım birden.
Şimdi, teyzenin oğlu bir kıza aşık olmuş. Ama teyzem pek hoşnut değil bu durumdan. Yanındakine anlatıyor: “Olur mu canım aaa? Evlenecek kız var eğlenilecek kız var! Bizimki anlamadı daha bunun eğlenilecek kız olduğunu!”
?????????? O ne ki?
Hoppala! Sabah sabah afyonum patlamamış, ayılamamışım zaten. Algılayamadım uzun bir süre teyzemin kategorilerini!
Sonra aldı beni bir sıkıntı. E ben ne cinsim ki acaba? Bizim böyle kategorilerimiz mi vardı? Ama bana demedi annem “Yavrum sen şu gruptansın” diye???
Öğle tatili…Açılmışım tabi…Ama aklımın bir köşesinde hala aynı cümle: evlenilecek kadın, eğlenilecek kadın…