bildirgec.org

ishal hakkında tüm yazılar

Sağlıklı ve formda kalmak için hangi gıdalar neden tüketilmeli? – 2

angelism | 26 August 2010 09:44

Sütün faydaları ve zararları
Sütün faydaları ve zararları

Sağlıklı ve formda kalmakla ilgili farklı kaynaklar farklı öğütler veriyorlar ve bunları takip etmek gitgide zorlaşıyor. Ayrıca hangisinin doğru olduğu da muamma. Elmanın bir mucize olduğunu söyleyen milyonlarca kaynak görebilirsiniz, ki bu kesinlikle doğrudur ancak elma çekirdeğinin sizi zehirleyebileceğinden bahseden çok fazla kaynak bulamazsınız. Ben bazı besin maddelerinin hem yararlarını hem zararlarını araştırdım. Kabaca aslında bilinenlerin yanında bilinmeyenleri de açıklamaya çalıştım.

Öncelikliği içeceklere vermek istedim çünkü yemekten çok içiyoruz ve çok genel anlamda “meyve suyu iyidir, kahve kötüdür” düşüncesinden uzaklaşmak kahvaltıda ne içeceğinize daha kolay karar vermenizi sağlayacaktır.

Sağlıklı ve formda kalmak için hangi gıdalar neden tüketilmeli?

angelism | 21 August 2010 14:53

Gazetelerde, internette sürekli belli başlı gıdaların formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olduğundan bahsediliyor. Ancak hangi gıdanın tam olarak ne işe yaradığı detaylı olarak anlatılmıyor. Yeşilçay zayıflatır, çikolata mutlu eder, fındık her işe yarar gibi genelgeçer bilgiler bence yetersiz kalıyor. Ben de derin bir araştırma yaptım ve gıdalar hakkında duyduklarımızdan çok daha fazlası olduğunu öğrendim.

Evet, anlatılanların çoğu doğru ve birazdan bu gıdaların ne işe yaradıklarını okuyacaksınız. Ancak faydalı olduğuna inandığımız bazı gıdaların da aslında çok da işe yaramadığını ve hatta zararlı olabileceğini göreceksiniz.

bebegimin ilk yili 11-12 aylar

simsir tarak | 27 January 2010 13:44

bebeğimin ilk aylarını buradanokuyabilirsiniz.

11. Ayİşte korktuğum başıma geldi. Yardımcım, ben ve Emir, abisinin yatak örtüsünü değiştirirken şakalaşıp bebeklerin en sevdiği şey çarşaftan çadır yaparak Emir’le oynuyorduk. Tekrar işimize döndüğümüzde Emir kafasını abisinin masasının kenarına vurdu. Ve kaşı açıldı. Allahtan yardımcımız yanımızdaydı. Akan kana buzlu havluyla tampon yapar şekilde hastaneye gittik. Hastanede dikiş attılar, kafayı da tencere kapak şeklinde sararak bizi eve gönderdiler. Uykudan kalkınca o sargıyı başında tutmayacağı için eve gelirken hava geçiren bantlardan aldım. Tekrar pansuman yapıp bu bantlarla yapıştırdım. 7 gün sonra dikişlerimizi aldırdığımızda, korkularımın daha da artmasına rağmen kriz anında nasıl sakin kalabildiğimi ben de anlamamıştım.Bir çubuğa takılan renkli halkalar şimdi en favori oyuncağımız. Halkaları büyükten küçüğe dizebiliyor, sadece çubuğuna değil radyatör başlığına koltuk kenarlarına da takıyoruz. Halkaların renklerini tek tek söylüyorum fakat konuşma gelişmiyor. İşaret dilini kullanmaya başladı. Ya da kodluyor. Bizde bu kodları çözüyoruz.Televizyon kumandasına çok meraklı bizde kendimizinkini ona verip yeni aldık fakat bunun çalışmadığını fark ediyor. Yine bizimkinin peşine düşüyor o tarafa oyuncağını kaçırıyor. Sanki ona gidiyor gibi yapıp, kumandayı kapıp kaçıyor. Hem ağzına sokuyor hem televizyona tutuyor. Cep telefonları da aynı muameleyi görüyor.Tek eli ile her yerde ayakta durup diğer eli ile ortalığı karıştırabiliyor. Mama koltuğunda geniş nesneleri başının üstüne koyuyor “hadi siz bağırın” “ıh ıh” biz de hep bir ağızdan “Gevrek, gevrek var” diye bağırıyoruz evin dört bir yanından.İnşaat malzemeleri, temizlik malzemeleri yani sapı olup tutunabileceği, ayakta durup oynayabileceği materyallere çok meraklı. Ne bulursa ağzına götürme işi sınır tanımaz hale geldi, toprak taş, çamur… Her şey mutlaka ağza giriyor. Şunu bildiğim için rahatım solucan böcek gibi şeylerden tiksindiği için eline alamıyor dolayısıyla onlardan yediğini hiç görmedim. Kedi-köpek gibi hayvanları ben severim ancak elleyemem, tüyleri içimi ürpertir. Fakat Emir kedi-köpek ile ilgilendiğinde bu duygumu bastırıp onun ellemesine izin veriyorum. Eve geldiğimizde elini yüzünü sabunlamasını sağlıyorum.Diş çıkarma işi durdu hala 8 diş var boy 78 cm kilooo:14,5 bu gidiş gidiş değil.

Bebeğimin ilk yılı (devam)

simsir tarak | 15 January 2010 10:28

Giriş

3.ay kaynaşma

Gün içinde en güzel saatler dilimi oluşuyor. Emir’in uyanık kalma ve uyuma saatleri netleşiyor. Evin her yerine koyduğumuz saatler anlam kazanıyor.
Saat kaç şimdi uyanacak, saat kaç şimdi emecek, saat kaç gezinme vakti vb..
Sabah erkenden uyanıp biraz yatakta vakit geçirdikten sonra ana kucağında benimle birlikte evdeki mekanları gezmeye başlıyor. Hem günlük işlerimizi yapıyor hem de ara ara monologdan diyaloga dönen konuşmalar süre geliyor.Artık günde iki kez dışarı çıkıyorum Sabah kahvaltıdan sonra hemen gelen uykuyu uzaklaştırmak için 8-9 arası, akşam üstü 17-18 arası.Böylece dönüşlerde kesiksiz 3 saat uyuyor bende günlük hayata dâhil olabiliyorum. Büyük çaba sonrası kurduğumuz düzen aniden bozuluveriyor. Örneğin aşılar.
İki, üç gün yeniden Emir kafasına göre rahat hayata geçiyor.
Sabah erken kalkıp emip, biraz kestirdikten sonra tekrar tekrar yatıp kalkıp hiç bir şeyden memnun olmaz biçimde talepler talepler. Aşağıdaki gibi aşı kartı buzdolabın üzerinde duruyor tabi ki tarihleri kaçırmak istemeyiz.
Bu tatminsizliğin sebebi birden beliriyor. Alt çenede iki diş var. Hiç böyle bir şey hayal etmemiştim. Doktorumuzu arıyorum “108 günlüğüz ve diş çıkardık” diye. Genetik olduğunu diş köklerinin anne karnında oluştuğunu anlatıyor. Kolik ağlamaları yeni geçmiş istediğim düzeni tamda oluşturmuşken!

ateşli bir gece macerası

nazokiraze | 23 December 2009 09:19

Başlığı görüp ne beklediniz bilmiyorum ama dün gece gerçekten başlığa çok uygun bir gece geçirdim, paylaşayım dedim, faydalı bilgilerle pekiştirirsek işe yarar belki.

Dün gece saat 23:00 civarı uyuyan oğlumu gidip öptüğümde biraz sıcak oldugunu hissettim , hemen derece ile başına üşüşünce onun uyku sersemi bagırtısıyla karşılaştık, dalsın etsin ,öyle ölçelim derken ne zaman içeri girsek karanlıkta bizi kollayan bir çift göz gördük. Neden sonra ilk defa kullanacagı yeni dereceye heves etmiş olacak,(derecesini geçen gün kızımın mp3 çalarının kulaklık deligine sokarak kırmıştı ve yenisini almıştık) bir çığırtı, neymiş ateşini ölçmemize izin veriyormuş.(Çocuklarda Ateş Ölçme Yöntemleri)

Dünya’da neler olyor

beyrek | 24 April 2009 12:23

dünya saati olarak adlandırılan bu sayfada; dünya hakkında bazı istatistiki bilgileri, tahmini olarak, anlık izleyebiliyorsunuz.
sayfada gösterilen bilgiler şöyle; dünya nüfusu, doğumlar, nüfus artışı, kürtajla aldırılan bebek sayısı, kürtaj sebebiyle ölen anne sayısı, kansere yakalananların sayısı, dünyanın ortalama sıcaklığı, dünyada soyu tükenen canlı sayısı, kaybedilen orman alanı (hektar), petrol üretimi, motorlu taşıt üretimi, bisiklet üretimi ve bilgisayar üretimi ve ölen insan sayısı.
ölen insan sayısı, toplam olarak verildiği gibi, ölenlerin ne sebeplerden öldükleri –hiv, aids virüsü, ishal, menenjit, hepatit, sıtma, cüzzam, kanser, yangın, trafik kazası, suikast, tecavüz– de gösteriliyor.
sitede, yıllık, aylık, haftalık günlük hatta siz sayfayı açtığınızdan beri neler olmuş görebiliyorsunuz.

var mıyız yok muyuz?

nazokiraze | 13 February 2009 11:29

Yaşlar henüz büyük değilken, pembiş pembiş hayallerle yaşadığımız zamanlarda ki düşüncelerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı düşünüp ulan neymişiz be diyenimiz var mıdır acaba? Bazen sırf büyümekten bu yüzden vazgeçiyorum, yaş ilerledikçe , aslında bildiklerimizin öyle olmadığını, yapmam denilen şeylerin yapılmaya mecbur olduğunu, sevilmeyenin sevildiği, sevilene sahip olunmadığı, kötü bilinenlerin iyi, iyi şeylerin salakça oldugu öğrenilen bir dünyaya daldık.

O sıralar aşık olunan Thomas Anders, John Eric Hexum türünden 80 li, 90’lı yıllar yakışıklılarıyla tanışılacak, hatta evlenilecek olunursa asla soyunulmamalıydı, öyle cıbıl cıbıl çıkılırmı sevdiceğin yanına. Ne ayıp şeydi, zaten onlarda soyunmazlardı, hele kilot ve kara çorapla komik duruma düşen erkeklerden hiç değillerdi. Onların belki de hiç kilot giymeye gerek olacak organı bile yoktu. Sadece karşılıklı canım cicimle geçecekti evlilik nede olsa.
Belli yaşlarda kimin uydurduğu belli olmayan efsanemsi şeylere inanır, ona göre plan yapar, umutlanır ve yaşardık. Belki şimdi bizim o yaşımızda olanlar da aynı durumdadır bilemiyorum. Mesela yakışıklı erkeklerin asla kaka yaptıklarını düşünemezdim, benim sevecegim erkek benimle evlenirken biz asla kaka yapmazdık, yada birbirimiz evde yokken tuvalet ihtiyacını giderirdik. Öyle ya insan tuvalete girdiğini nasıl belli eder o yakışıklı ilkokul çocuguna.(güzel kızlar minik kaka yapar)

2007 dünya tuvalet zirvesi

RfN | 03 November 2007 15:52

Herkesin 2025 yılına kadar tuvalet ihtiyacını uygun koşullarda giderebilmesini sağlamayı amaçlayan dünya tuvalet zirvesinin yedincisi Hindistan‘da yapılıyor.
44 ülkeden uzmanların katıldığı zirvede, BM‘nin herkese sağlıklı koşullar sağlanmasını amaçlayan Milenyum Kalkınma Amacına ulaşılabilmesi yolları müzakere ediliyor.
BM’ye üye tüm ülkelerin kabul ettiği, “Milenyum Kalkınma Amacı”, temiz su tedarik edemeyenlerin sayısını 2015’e kadar yarıya indirmeyi, 2025’e kadar da herkese temiz su sağlamayı öngörüyor.
Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre, yarıdan fazlası Çin ve Hindistan’da olmak üzere tüm dünyada 2,6 milyar kişi tuvalet ihtiyacını uygun koşullarda gideremiyor.
Açık alanda giderilen tuvalet ihtiyacı, su kaynaklarının kirlenmesine ve bu yüzden ishal gibi her yıl binlerce kişinin ölümüne yol açan hastalıklara neden oluyor.

Antibiyotikler ve Boktan Bir Konu

redorack | 15 March 2007 08:18

Bilimsel adı diyare (diarrhoea’dan gelmekte) olup, Türkçesi ishal olan ve halk arasında cırcır olarak ifade edilen rahatsızlığın hakkında uzun uzun açıklama yapmayacağım. Ancak bu konuda, bir bilinen ve bir bilinmeyenli linkler vereceğim…

Diyare hakkında bilgi (ne kadar istenir bilmem) buradanve buradan alınabilir.

Ancak bilinmeyebilecek nokta, özellikle antibiyotik kullanımının diyareye yol açtığı… Bununla ilgili bir danışma hattı kurulmuş. İsteyenler daha sade haliyle genel bilgiyi bu siteden alabilir…

insan geni taşıyan pirinç

asiti kacmis kola | 08 March 2007 11:40

1 avuç hayat
1 avuç hayat

organik olmayan, hormonlu, plastik meyve görünüş ve tadındaki gıdalara bile henüz alışamamışken, şimdi de insan geni taşıyan pirinç çıktı ortaya.
amerikalı bilim adamları tarafından anne sütü ve türükük salgısının pirince enjekte edilmesiyle ortaya çıkarılan bu pirinç, yaygın ishal tedavisinde kullanılacak.
doğal yaşam destekleyicileri her konu da olduğu gibi bu pirince de tepki gösterdiler ve bu bahtsız pirinci franteştayn gıda ilan ettiler