Umuda susturucu takılmaz demiş birileri, kim demişse çok delikanlıca bir söz etmiş. Hep bir şeyler umut ederiz. Bunun için hayaller kurarız. Birde olmayacagını bildigimiz şeylerin hayalini kurarız ve mutlu oluruz. Olacagına dair umut olmayan bir şeyin hayalini kurmak insanı nasıl mutlu edebilir bilinmez.Mesela ben ilkokuldayken o zamanların efsanesi Modern Talking grubunun solisti Thomas Anders‘e aşıktım, ve sürekli onunla evlenmenin hayalini kurardım.Ona dair posterler resimler toplar onu benim kadar sevenler için nispet yapardım. Tüm bilgilerini bilmeliydik o zamanlar boyunun 1.74 oldugunu ve 24 yaşında oldugunu ilk ögrenen bendim ve bu şok şok şok haberi kızlara yetiştirmek için koşarken düşüp yaralanmıştım.
Tek yada çift kanallı dönemde Müzik Yelpazesine çıkar diye pörtlek gözlerle nasılda bekledigimi, o söylerken kadife sesini duydukça içimdeki hisleri tarif edemem. Hele Çeşme festivaline geldigi zaman kaderime lanet etmiştim burnumun dibindeydi( İstanbul a Almanya’dan daha yakındı) ve ben ona dokunamıyordum:)Onun gay oldugu söylentilerine kulak tıkar resimlerini öperdik. Benim gibi fanatik arkadaşlarımı rakip olarak görmezdim, o zamanki çocuk kalbimizle nasıl bir paylaşımcı sevgiyse o:)
Hala şarkılarını severim eskisinden daha yakışıklı, olgun, kısa saçlı, azcık ta kırışmış hali ise bana artık çekici gelmez. Oysa adam şimdi daha güzel.Ama ben çocuk değilim. O zamanki eşine duydugum düşmanlık ta çoktan geçti.Hele eşinin soyadını alacak kadar onu sevdigini duyunca duydugum nefretten eser kalmadı. Zaten boşamış o mendebur kadını başkasıyla evlenmiş.
Bu halini o zamanlar görseydim severmiydim bilmiyorum. Ama o yaşlarımdayken onun her hareketi güzel, her giydigi çok şıktı. O benim sevdicegimdi( ben ve 3 kız arkadaşımın daha)
Thomas’a olan sevgim Miami Vice dizisinin başlamasıyla ve benim Don Jonhson’a aşık olmamla azaldı. Bir süre ikisini sevdim sonra tamamen Don johnson’la yetindim.Don’ beraberligim:) ne kadar sürdü hatırlamıyorum. Büyüdükçe değişti hayallerim, aşklarım. Büyüyünce hayranlıkla sevgi sandıgım duyguyu ayırt etmeyi anladım.Şimdi kızıma bakıp gülüyorum. Geçen sene Marilyn Manson’a bayılıyordu, geçen seneden bu yana Limp Bizkit, Zac Efron, Berke Üzrekarasında mekik dokudu:)) Herkes bu yollardan geçecek galiba.
yorumlar
Benim de tam ön sıramda Thomas a aşık biri otururdu lisede, beni deli ederdi..Her tenefüs, ”Thomas” diye anırırdı..Bir gün alıp Thomas defterini havaya fırlatmıştım..Hiç umursamadı, eğildi irili ufaklı resimleri topladı yerden..İşte, Thomas, bu bana komaz, buradan çıkmıştır..
yaramı deştin nazo, bak gene nora kolyesini hatırlattın bana. yurdum erkeği parmağındaki alyansı saklarken, adam karısının adını göğsünü gere gere damga gibi boynunda taşıdı senelerce.aahhh ah
pbk alemsin yarıldım gece gece gülmekten. Kelebek o kolye benimde kalbimde bir acıdır:)) Hele ben Thomasımı o sırıtık sarışın Dieter’den bilem kıskanırdım
bak gözüme gözüme sokuyo yaa
benim yıllarca gözüme girdi o:)))buda yeni eşi neyseki onun soyadını almamış:)) kolye de yaptırmamış ismini
A-HA işte bende ortadaki çocuğa aşıktım, allam yarebbim defterlerimi onun posterleriyle kaplardımm, nasıl bir cinsmişim ben yahu…
mortan harket ya da market gibi bir ismi vardı haspamın:))
o yıllardaki ideal sevgili adayları..
Ah gençlik dedirttin be nazo,süper!
he ya ah gençlik.)