bildirgec.org

hikaye hakkında tüm yazılar

Yalnız Ölüm

linet | 10 June 2008 12:30

4 kedisi ile yaşıyordu. 5 gün kendisinden haber alınamadı, polis eşliğinde kapıyı açtıklarında, kesif bir koku ile karşılaştılar, içeri giremediler. İtfaiye erleri gaz maskeleriyle içeri girdiklerinde, korkunç bir görüntü ile karşılaştılar. Yerde yatan kadın, yer yer parçalanmıştı. Kediler etrafında idi, biri yanaklarını yemeye çalışıyordu…

Kaldıramadılar, tuttukları yer ellerinde kalıyordu. Ceset torbasına koyabilmek için çok uğraştılar, dayanamayıp dışarı çıkan görevliler, sürekli kusuyorlardı…*************************************************************************
Bildik sıradan bir gün, yine yalnızım, değilim aslında kedilerim ve ben.. Acıktılar demek ki,
Mamalarını vereyim ve bende birşeyler yesem iyi olacak. Sabahın köründe elimde viski bardağı, oysa birşeyler yemek için açmıştım buzdolabının kapağını… Ne zamandır bu durumdayım, kocamı terk ettiğimden beri mi? Yoksa en son babamı toprağa verdikten sonra mı? Kardeşim yok, sadece kuzenler.. Ve arkadaşlarım, bir gün yok olsam beni ararlar mı acaba??

Apollo 13

emsvizyon | 27 May 2008 19:00

Ron Howard yönetmenliğinde beyaz perdeye yansıyan 1995 yapımı Apollo 13 hikayesini gerçekte yaşanmış olan apollo 13 kazasından alan bir drama. Tom Hanks, Bill Paxton, Kevin Bacon, Gary Sinise ve Ed Harris in başrollerini paylaştığı filmde bence olay oldukça başarılı bir şekilde anlatılmış… özellikle uçuş yönetmeni rolündeki Ed Harris’in kumanda merkezinden astronotlarla kurduğu diyalog ve yansıtılan ortamı çok etkili bulurum, ayrıca filmin efektleri de ayrı bir duygu ve heyecan katmış diye düşünüyorum… hikayeye değinirsek apollo uzay programı dahilinde 11 nisan 1970 yılında fırlatılan apollo 13, ay’a doğru seyahatinin 2.günün de servis modulündeki bir patlama sonucunda hasara uğradı. astronotlar 6 gün boyunca kısıtlı imkanlar ile uzayda hayatta kaldılar ve 17 nisan 1970 de dünya’ya döndüler… oldukça heyecanlı bir serüven olan apollo 13 bence kaçırılmaması gereken bir yapım…

PÜF NOKTASI

please | 25 May 2008 00:44

bir işin ‘püf nokta’sının hikayesini bilmek ister misiniz?

bir zamanlar bir çömlekçiyle çırağı varmış. bu çırak kalfa olmuş ve kendi dükkanını açmaya karar vermiş. ama ustası ona sen daha işin püf noktasını bilmiyorsun yapamazsın demiş. ama o dinlemeyip dükkanı açmış. ancak yaptığı bütün vazolar vs.. kırılmaya, çatlamaya başlamış. adam ne yaparsa yapsın bu durum devam etmiş. en sonunda ustaya danışmaya karar verip gitmiş. olayı anlatmış. usta ben sana yapamazsın demiştim demiş ve ona göstermiş; bak dönerken üflemelisin demiş. üflerken püf sesi çıktığı için de buna püf noktası dendiğini anlatmış. işte bu yüzden işlerin önemli noktalarına püf noktası denmeye başlamış.

GÜNEŞ KADIN:kızılderili bir kadının öyküsü

doxa | 20 May 2008 11:21

güneşe evlenme sözü vermiş kızılderili bir kadın. kabilesini terk ederek, tek başına yaşmaya başlamış. çadırını da hikayesini anlatan semboller dizemiş. bağımsızlığını ilan etmiş böylelikle. kabilesi de yadırgamamış hiç, dememişler ki nasıl güneşe söz verdin. söz verilmiş bir kere. güneşle evlenmeyi beklemiş kızılderili kadın. hayatını yaşamış, bekleyerek. her gün güneşe daha da aşkla bakarak. kabilesini terk etmiş, iyi de etmiş. yalnızlığıyla daha da bağlanmış güneşe. her günü umutla geçirmiş böylelikle. güneşin kendisi olmuş yıllarca sevgisiyle. güneş gibi bağımsızlığı ışımış, sevgiyi ışımış, bağlılığı ışımış. kadın ki yalnızlığı bile güzelleştirebilmiş. bir başka kadından duydum bu hikayeyi. kadınlar için ışımaya çalışan bir başka kadından. bu satırlar da ışısın bağımsız kadınlar için. güneş kadınlar için…

VAKTİM ÇOK AMA YOK.

haberhaberhaber | 06 May 2008 11:29

Vaktim çok ama hiçbir şeye yetişemiyorum. Günümün sadece beş saati işte geçiyor geri kalan saatlerin hepsi benim. Evde çocuk yok eş yok. Kızım zaten büyük her işini kendisi yapıyor.
Günümü planlamaya çalışıyorum. Bu gün iş çıkışı kendime bakım yapacağım, manikür pedikür ve cilt bakımı yaşlanmayacağım hep bakımlı olacağım. Yaşadıklarıma ve hayata inat pırıl pırıl olacağım. Önümüzdeki hafta yarım kalan resmimi tamamlarım, uzun zamandır yapamadım canım çok resim yapmak istedi.
Gece dizilerimi izlerken yeni gelecek olan toruna kazaklar örerim Perdeler kirlendi onları da hafta sonu yıkarım. Makina çalışırken de hafife girerim uzun zamandır girmedim özledim oradaki arkadaşları okurum havadis alırım(equ çilekle evlen dimi düğünü nasıl oldu)
Yarın akşam iş çıkısı hava güzel olursa sahile inip denizi seyrederken çayımı içerim.
Planlar güzel değil mi? Gelgelelim uygulamaya gelince icraat yok.
İşten gelince azıcık uyuyayım diyorum, kalkınca biraz televizyona takılıyorum. Kendi kendime canım sıkılıyor şarkısını söylüyorum(benim bestem)
Vakit çooookkk, ama bu işleri yapmaya vakit bulamıyorum. Ne olacak benim bu halim. Silkelenip kendime gelmem lazım.

Devamı Sende

nzright | 05 May 2008 10:14

Geçen sene Mentos Çılgınlığı ile reklam kampanyalarına yeni bir boyut getiren Mentos bu yıl da Devamı Sende adı altında yeni bir yarışma düzenliyor.

Bu yarışma için; devamisende.com ismiyle bir de web sitesi hazırlanmış. Masa üzerindeki mentos şekerleriyle süslenmiş ekranda herşey interaktif. Yarışma bireysel değil; en az 5 en fazla 10kişilik gruplar halinde yarışabiliyorsunuz.
Üye olup; videoları izleyip hikayenizi seçtikten sonra; devamını getirip arkadaşınıza gönderiyorsunuz. Arkadaşınız da kaldığınız yerden devamını getirip başkasına gönderiyor. Hikaye bittikten sonra oylama başlıyor; en çok oyu alan hikayeler ödüllendiriliyor.

Bizim Mahalle…

Ahmetcandemir | 04 May 2008 18:17

Akşam merhaba dedi yine bizim mahalleye
Güneş elveda derken romantik bir tabloda değildir bu yerde
Aç cocukların çığlıklarıyla inler sokaklar hoş sedaların yerine
Fakirlik ve yoksulluğun üstüne çöker karanlık öylece

Bir sessizlik siner bizim mahalleye akşamları
Evlerden yayılan cılız ışıklar aydınlatır sokakları
Hele mevsim kışsa yoktur kesin ceyranları
O zaman daha da korkutur bu karanlık çişe giden çocukları

Evin içinde yoksa da helası,mutfağı
Hiçbir zaman kaplamadı zihnimizi bunların hülyası
Bir çocugun neler olabilir ki rüyası
Bir hikayede geçen kahraman olabilmektir sevdası…Umarım beğenirsiniz arkadaşlar…

bu tür maillere dikkat

beyrek | 22 April 2008 18:19

geçen hafta, hesabımın bulunduğu iki farklı sosyal ağ sitesinde, aynı gün içerisinde, iki farklı kişiden birer mesajım olduğunu farkettim.
bu iki mesajda da, ‘profilinizi inceledim, çok dikkat çekici bir profil yapmışsınız, sizden çok hoşlandım, sizinle uzun süren dostluklar kurmak istiyorum’ gibi (farklı üsluplarda fakat benzer) ifadeler bulunuyordu. halbuki iki sitedeki profilim boştu ve hatta resmim bile yoktu. gariplik burda başladı. mesajlarda bana mail adresleri verilmiş ve söz konusu mesajlara, bu mail adreslerine yanıt vermem istenmişti. benden, kendimden bahsetmemi ve bir de fotoğrafımı göndermemi istediler ve mailimi alınca bana kendi fotoğraflarını göndereceklerini söylediler.
dedikleri gibi, cevabımı bana verdikleri mail adreslerine yolladım.
gelen birinci mail Maye Mak’tan (muhtemelen takma ismi) geldi. mailde, Dakar’daki savaş sonucu ailesini kaybettiğini, Şuan Senegal’de bir mülteci kampında yaşadığını söylemiş ve kendimden bahsetmemi istemiş. bir de fotoğraf göndermiş.
ben de ailesi için üzüldüğümü belirten ve kendisi için ne yapabileceğimi soran bir mail gönderdim.
ikinci mail mariah Mories’den (bu da muhtemelen bir takma isim). o da aynı şekilde dakar’daki savaşta ailesini kaybettiğini, bir mülteci kampına yerleştirildiğini söylemiş, kendinden biraz bahsettikten sonra, oradaki bir kilisenin papazı olan Benjamine Devine adlı bir kişiden bahsetmiş. bu kişinin telefon numarasını, bir de mail adresini yazmış. kendisiyle konuşmak istersem, bu kişiyi (Benjamine Devine) aramamı ve kendisiyle (mariah Mories) bu şekilde görüşebileceğimizi belirtmiş, ve mailin devamında; ölen babasından $6.7 M ( altı milyon yedi yüz bin amerikan doları) miras kaldığını, ve bu parayı benim hesabıma göndereceğini ve bu paradan birazını kendisine göndermemi (seyahat masrafı ve uçak bileti için) istemiş. bu sırrı kampta kimsenin bilmediğini ve böyle bir paraya sahip olduğu öğrenilirse öldürülebileceğini, bana aşırı derecede güvendiğini (bu güveni nasıl yarattıysam artık) de belirtmiş.
aynı gün gelen ikinci mail Maye mak:
hikaye üsttekinin (mariah morries’in) hikayesi ile aynı. yalnız, papazın ismi Peter Adams , kalan miras miktarı $2.6 m (iki milyon altı yüz bin amerikan doları) olarak değiştirilmiş.
gelen maillerde bir ortak nokta da, ana dillerinin ingilizce olmadığı halde, neden çok iyi derecede ingilizce bildiklerini belirtmeleri.
bu kişinin (ya da kişilerin) amaçlarının ne olduğunu çözemedim. ya bir şaka, ya da bir dolandırıcılkla karşı karşıya olduğumu farkettim.
bu aldatmacaya sizin de düşmemeniz için sizlerle paylaşayım dedim.
ilgilenenler, buna benzer bir olayla karşılaşanlar, bu konuda fikri ya da sorusu olanlar varsa.