4 kedisi ile yaşıyordu. 5 gün kendisinden haber alınamadı, polis eşliğinde kapıyı açtıklarında, kesif bir koku ile karşılaştılar, içeri giremediler. İtfaiye erleri gaz maskeleriyle içeri girdiklerinde, korkunç bir görüntü ile karşılaştılar. Yerde yatan kadın, yer yer parçalanmıştı. Kediler etrafında idi, biri yanaklarını yemeye çalışıyordu…Kaldıramadılar, tuttukları yer ellerinde kalıyordu. Ceset torbasına koyabilmek için çok uğraştılar, dayanamayıp dışarı çıkan görevliler, sürekli kusuyorlardı…*************************************************************************Bildik sıradan bir gün, yine yalnızım, değilim aslında kedilerim ve ben.. Acıktılar demek ki,Mamalarını vereyim ve bende birşeyler yesem iyi olacak. Sabahın köründe elimde viski bardağı, oysa birşeyler yemek için açmıştım buzdolabının kapağını… Ne zamandır bu durumdayım, kocamı terk ettiğimden beri mi? Yoksa en son babamı toprağa verdikten sonra mı? Kardeşim yok, sadece kuzenler.. Ve arkadaşlarım, bir gün yok olsam beni ararlar mı acaba??Koca bir ev, herşeyim var. Ben ölünce kime kalacak bu ev, yazlık, arabam.. Bir hayır kurumuna mı bağışlasam acaba? Off nerden geliyor bu düşünceler bugün aklıma bilmiyorum. Biraz daha içmeli, içmeli ki düşünmeyi keseyim..Canım kedilerim benim, Julyet, Bernard, Alba ve Sam. Öyle dostlar ki, onlarsız bir hayat düşünemiyorum.. İyi ki varlar..Başım dönüyor, çok içtim galiba. Kalbim ağrıyor, nerden aklıma geldiyse şimdi “Hayat cinsel ilişki yoluyla bulaşan ölümcül bir hastalıktır” diyordu L.D.Laing … Neden bende bu dünyaya bir hastalık getirmedim neden, bir çocuğum olsaydı keşke…Telefon çalıyor, kalbim ağrıyor, ayağa kalkıyorum, yer altımdan kayıyor, önce yüzümü yıkamalıyım, julyet peşimde dolaşıyor, bacaklarımın arasında eğilip onu kucağıma almak istiyorum, ayağa kalkarken kalbim sıkışıyor, başımı lavaboya çarpıyorum, yere düşüyorum, julyet kucağımdan atlıyor, bunların hepsi 1 kaç saniye içinde oluyor, hissettiğim tek şey, ellerimden kayıp giden julyetin tüyleri.. İşte acılarım son buluyor, ölüyorum… Işık falan yok, hala evin içindeyim, ama o sürekli zayıflamaya çalıştığım, vücuda haps olmuş değilim.. Yerde yatan bedene bakıyorum, bir tüy kadar hafif hissediyorum kendimi, tüm keşkeler, kalp çarpıntıları, memnuniyetsizlikler, ahh lar hiçbiri yok, koca bir boşluk hissi…Arada bir telefon çalıyor, kapıyı çalan kimse yok.. Kedilerim acıktılar, onlara yemek verebilsem keşke ama yapamıyorum, yokum, bir form halinde değilim, koca bir boşluğum artık…Kaç gün oldu hala yatıyorum, bozulmaya başladım artık, Alba ne yapıyorsun, yooo hayır Alba yapmaa bacaklarımı dişliyorsun Alba yapma canım acıyacak yapmaaaa….**************************************Sonunda beni almaya geldiler, hiç aklıma gelmeyen bir sondu benimki… Tüm dostlarım, arkadaşlarım ancak 5 gün sonra beni buldular, çok üzüldüler biliyorum ama bu sonu ben kendim hazırladım…**************************************Size son sözüm;Yaşamaya bak, nasılsa uzun süre ölü olacaksın…..