bildirgec.org

hayat hakkında tüm yazılar

Ne Kadar Yaşıyoruz???

azturk | 12 October 2010 17:24

İnsan bir muamma. Her anı farklı bir bilmeceyle düğümlenmiş koca bir dünya. Çoğu zaman herkesten güçlü, korkusuz, vakarlı. Ama çoğu zaman ise elektron mikroskobuyla görülebilen bir mikroba mağlup. Ancak her insan tek. İşte bu nokta onu bütün kainattan farklı kılan özellik.

Benden bir tane daha önce dünyaya gelmedi. Benden sonrada gelmeyecek. Bu dünyaya ise yaşmak için geldim. Yaşamak ne demek acaba? Ya ölmek? İnsan ne zaman ölür ? Öldüğü zaman mı? Yoksa unutulduğu zaman mı?

İşte burada tüm ipler kopuyor. Oyun bozuluyor. Ben unutulmamak için yaşıyorum. Unutulmamak için yaşamalıyım. Peki nasıl? Bence ( aslında bence diye bir şey yok, herkesin kendine göre bir bencesi var ama yine de olsun) kendisi olursa unutulmaz.

iç diyalog

civil slave | 05 October 2010 13:56

• Hayat neden bu kadar zor ya da ölüm mü çok kolay?
– Saçma ölüm çok kolay tabi
• o zaman
– ne zamanı 🙂 istediğin çıkarımı yapmayacağım bu önermeden boşa bekleme
• bazen her şey çok zor
– zor tabi bu da yaşamanın bedeli. Ama yaşamak ölümden iyidir.
• kim diyo bunu dönen varmı?
– 🙂 iyide yaşamazsan ölünce kıyaslama yapamazsınki. Nasılsa bi gün zamanın dolacak. Bu acele neden
• dedim ya bazen herşey çok zor.
– bazen de değil
• ne varki zor olmayan
– tamam zor bi dönem geçiriyorsun ama iyi şeyler de oldu hayatında
• yok yani hayat hiç rahat bırakmıyor. her iyi şeyin arasına bi zehir katıyor mutlaka
– ama iyi şeylerde oluyor. Mesela eşin
• :)) haklısın onunla herşey yaşanır olur
– gördün mü onu bırakıp gidebilecek misin?
• yok artık gitmekte neyin nesi
– iyi de sen değil misin ölümden bahseden şimdi?
• canım benimki bir niyet değil ki bir tespit. elbet yaşayacağız sonuna kadar.
– çok gıcıksın
• ben gıcıksam?
– evet bende gıcığım bir tek beynimiz olduğuna göre.
• bazen çekip gitsen diyorum hayat daha mı kolay olur. Bende bana muhalif birisi olamasa
– 🙂 nasıl karar alacaksın o zaman. Ha anladım ot gelip saman gideyim diyosun yani
• o kadar önemli misin yani?
– ben senim unuttun mu önemliyim tabi. Her insan kendisi için önemlidir.
• off tamam laf ebesi. İnsan kendini susturamıyor bi türlü.

Sonuna Kadar Hayat ve İnsan İçin Varız…

firatocal | 30 September 2010 13:02

Hayat ve insanı anlatan cesur yazıları, daha yüksek sesle dile getiren bir site www.hayatveinsan.com

İnsanların siyaset, ekonomi ve magazin haberleri arasına sıkışıp kaldığı, iç karartıcı seslenişlerinden usandığı bir anda, gülümseten ve düşündüren yorumlarıyla size nefes aldıran bir platform…

Gözden kaçan, önemsenmeyen yada bilerek göz ardı edilen herşeyin takipçisi olmak amacıyla kuruldu… Kan ter içindeki hayat koşunmacasına serin ve ferahlatıcı bir durak olma iddasıyla yola çıktı…

Hiç Olmazsa Bebeğini Düşün Ey Tiryaki !!!

firatocal | 30 September 2010 10:09

Gün geçmiyorki sigaranın insanlığın düşmanı oluşunun ispatı örnekleriyle yüzleşmyelim… ” Kendini düşünmüyorsan bari bebeğini düşün ” cümlesiyle özetleyebileceğim bir araştırma, bırakın sigaranın kendisini, sadece adının bile başımıza ne dertler örebileceğini ortaya koyuyor…

Bebekli ailelerdeki tiryakilerin sigara alışkanlıklarını bırakmak yerine en kolay yoldan sürdürebilmelerini sağlayan kaçış noktası, balkona çıkıp iki dakikada sigaralarını tellendirip sevgili bebklerinin yanına döndüklerini söylemeleridir… Bu sayede vicdanlarını rahatlatabilmekte ve gelebilecek tüm eleştirilere erdemli bir şekilde göğüs gerebilmektediler… Taaki bu güne kadar…

feryada figan

astral | 29 September 2010 14:14

İnfected Mushroom’un, drop- out’u, iş yerimin duvarlarında yankılanıyor. An değişti. Zamanı değiştirmek elimizde kimi zaman.

İşte o anlar bizi ayakta tutuyor. Bazı müzikler, resim gibidir. Alır seni götürür, götütür. Getirmez de üstelik.

Dilimde puslu bir karanfil tadı. Belli ki yaş 17 değil artık. Ne burası o sıcak şehir, ne de gözleri o denli kapalı ve hayallerine kendini asan bir ben var.

Asıldığım hayallerden düşe düşe, düşmemeyi mi öğreniyorum? Belki de hayallerin uygun hayaller olmadığını şimdilerde anlıyorum. Olsun. Öğrendim.

Yaşayacaksın

karuma76 | 19 September 2010 21:20

Kısa ve öz yazacağım bu gece. Hayata dair ne varsa bende, aslında hepsi çevremde. Ne hayır diyebiliyorum, hayır diyebileceklerime ne de evet diyebiliyorum sorunsuz evetlerime. Sadece yaşıyorum ve hatta hayatın arkasından son sürat koşuyorum. Plan kalmadı hayatımda. Ben hayatı planlayacağıma o beni sürüklüyor arkasından. Her dakika birşeylere yetişmeye çalışıyorum. Bütün olayları ucuca bağlıyorum. Yoruluyorum, ağlıyorum, tükeniyorum ama hala yaşıyorum ve yaşadıkça da sizinle olacağım…

OYUNUN DIŞINDA

mavilikler | 11 September 2010 13:05

Ölümden korkmuyorum ben! Korkanlarıysa hiç anlamıyorum.

Ne var ki yani gözlerimizi son kez kapıyorsak dünyaya?! Bir daha hiç açmayacaksak… Ne görmeyi umuyoruz ki açtığımızda?

Hep aynı şeyler boy göstermeyecek mi sahnede? Biz seyirci koltuğunda sıkıntıdan iç geçirmeyecek miyiz? Diyelim fırladık sahneye… “Ben de oynamak istiyorum!” dedik. Seyirci olmaktan kurtulmaya yetecek mi bu? Sahnenin ortasında da olsak, yine seyretmeyecek miyiz kendimizi? Her şeyin bir oyun olduğunu bilmeyecek miyiz?

Özlediğim Bir Şeyler Var Sende

vurguni | 10 September 2010 19:01

Özlediğim Bir Şeyler Var Sende

İçimde senden kalan bir hüzün, dilimde adın,
Sen gelmesende kokun hal yastığımda,
Sensizlik vururken zamana,
Ben sensizliğe yorgunum_______ yokluğuna üşüyorum ey sevgili..
Özlediğim bişeyler var, sende…

Bir sıcaklık nefes olsan şimdi,_______ bölsen rüyalarımı.
Bir bilsen nasılda sinmiş gül kokun ellerime,
Gayrı hasretini yudumladığım bu sokaklarda____ kanıma dokunuyor yokluğun,
Aynı şehirde kocaman bir hiçim sensiz____Yokluğuna üşüyorum ey sevgili,

Dönüm Noktası

azturk | 07 September 2010 16:19

Apartmanın kapısının kapattı. Beş on metre yürüdükten sonra arkasını döndü. Kaldığı daireye bir kez daha baktı. Gözlerini kıstı. Uykusuzluktan kızarmış ve mor halkalar çökmüş gözlerinin yandığını hissetti. Düşünceliydi. Aklında bin bir türlü düşünce vardı.“Birader çekilsene yolun ortasından. Ne duruyorsun direk gibi. Sabah vakti. Tövbe tövbe.”
Birden kendine geldi. Etrafına bakındı. Bir sürü insan sokakta yürüyordu. O’da bu kalabalığa karıştı.

Dün gece hiç uyumamıştı. Gözünü kırpmadığı gibi sabah kahvaltıda yapmamıştı. Bütün beynini zonklatan “Kazanmak istiyorsan acımayacaksın.” Sözü kulaklarında yankılanıyordu. Mesleğe ilk girdiğinde tecrübeli bir avukat arkadaşı söylemişti bu sözü. Değer verdiği, sözüne güvendiği arkadaşı aynı zamanda “Yoksa kaybeden sen olursun” diye eklemişti. Kazanmak ya da kaybetmek. Bu ikisinin ortasında da acımak ya da acımamak. Ve bütün bunların üstünde Türkiye’nin en iyi avukatlarından biri olmak ya da sıradan birisi olarak hayatını devam ettirmek.

Hayat ve İnsan Olmak Adına…

firatocal | 05 September 2010 17:28

Siz hiç elektrik kesintisi sonucu dapdar ve kapkaranlık bir asansör boşluğunda saatlerce sıkışıp kaldınız mı… O çaresizlik psikolojisi içerisinde , havasızlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya bulundunuz mu hiç…

Cevabınız ne olursa olsun , daha bu kadarıyla bitmediğini , kaldığınız saatlerin günlerle , haftalarla hatta aylarla çarpıldığını, üstüne üstlük size rahatça ulaşamadıkları için geçip giden çaresizlik içindeki aylar boyunca tek iletişim imkanınız olan daracık bir delikten yaşama bağlandığınızı canlandırmaya çalışın zihninizde…