Apartmanın kapısının kapattı. Beş on metre yürüdükten sonra arkasını döndü. Kaldığı daireye bir kez daha baktı. Gözlerini kıstı. Uykusuzluktan kızarmış ve mor halkalar çökmüş gözlerinin yandığını hissetti. Düşünceliydi. Aklında bin bir türlü düşünce vardı.“Birader çekilsene yolun ortasından. Ne duruyorsun direk gibi. Sabah vakti. Tövbe tövbe.”Birden kendine geldi. Etrafına bakındı. Bir sürü insan sokakta yürüyordu. O’da bu kalabalığa karıştı.Dün gece hiç uyumamıştı. Gözünü kırpmadığı gibi sabah kahvaltıda yapmamıştı. Bütün beynini zonklatan “Kazanmak istiyorsan acımayacaksın.” Sözü kulaklarında yankılanıyordu. Mesleğe ilk girdiğinde tecrübeli bir avukat arkadaşı söylemişti bu sözü. Değer verdiği, sözüne güvendiği arkadaşı aynı zamanda “Yoksa kaybeden sen olursun” diye eklemişti. Kazanmak ya da kaybetmek. Bu ikisinin ortasında da acımak ya da acımamak. Ve bütün bunların üstünde Türkiye’nin en iyi avukatlarından biri olmak ya da sıradan birisi olarak hayatını devam ettirmek.Sokakta yürürken çantasının taşıyamayacağı kadar ağılaştığını hissetti. Adeta çanta kendisini yerin dibine doğru çekiyordu. Sokağın sonundaki parkta bulunan banklardan birine oturdu. Elini başına götürdü. Şakakları zonkluyordu. Bir an gözlerini kapadı. Çok güzel bir villanın içinde, son derece lüks bir odada düşündü kendini. Bahçede havuz ve son model bir araba vardı aynı zamanda. Herkes etrafında dört dönüyordu. Gözlerini tekrar açtı. Yine bir sürü insan sokakta yürüyordu. Tekrar kapadı gözlerini. Sıradan bir evde sıradan eşyalar arsındaydı bu sefer. Ne bahçesi vardı evin ne bahçede havuz nede son model bir araba. Etrafında hiç kimsede yoktu. Yalnızdı.Yolda yürürken zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildi. Mahkeme binasına nasıl geldiğini anlamadı bile. Hâkimin salona girişi davanın başlayışı. Davalı olan karşı tarafın savunmasını yapışı. Savunmayı yaparken insanların çırpınışları. Varlarını yoklarını ortaya koymaları. Daha sonra hatırladıkları ise şunlardı: Çantasını masanın üstüne koyuşu. İçinde mavi kaplı dosyayı çıkarışı. Dosyanın hâkime iletilmesi ve hâkimin karar sesi. “Doğruluğu ispatlanmış bu belgelerden de anlaşıldığı gibi dava düşmüştür”. Hakimin sesini çok iyi hatırlıyordu. Ya vicdanının sesi…..