Ölümden korkmuyorum ben! Korkanlarıysa hiç anlamıyorum.Ne var ki yani gözlerimizi son kez kapıyorsak dünyaya?! Bir daha hiç açmayacaksak… Ne görmeyi umuyoruz ki açtığımızda?Hep aynı şeyler boy göstermeyecek mi sahnede? Biz seyirci koltuğunda sıkıntıdan iç geçirmeyecek miyiz? Diyelim fırladık sahneye… “Ben de oynamak istiyorum!” dedik. Seyirci olmaktan kurtulmaya yetecek mi bu? Sahnenin ortasında da olsak, yine seyretmeyecek miyiz kendimizi? Her şeyin bir oyun olduğunu bilmeyecek miyiz?Yoksa bir tek ben mi unutmuyorum bu gerçeği? Diğerleri unuttukları için mi bu kadar çok korkuyorlar ölümden?Öyleyse ben de denemeliyim belki de unutmayı. Kendimi onlar gibi bu kör dövüşüne kaptırmalı, ille de kazanacağım demeliyim. Mesela bir hedef belirlemeliyim kendime. Gerçekten önemli olmalı… Oyunu unutturacak kadar çarptırmalı kalbimi. “Ne uğraşıyorum ki?!” diye aklımdan bir saniye bile geçmemeli.O zaman ölmekten ben de korkarım belki. En azından, arzuladığım o şeye kavuşuncaya dek her sabah yeniden açmak isterim gözlerimi. Her yeni gün, yeni bir adım demek olur beni hedefe ulaştıracak o yolda. İçim pır pır eder, unuturum kendimi.