Ölümden korkmuyorum ben! Korkanlarıysa hiç anlamıyorum.Ne var ki yani gözlerimizi son kez kapıyorsak dünyaya?! Bir daha hiç açmayacaksak… Ne görmeyi umuyoruz ki açtığımızda?Hep aynı şeyler boy göstermeyecek mi sahnede? Biz seyirci koltuğunda sıkıntıdan iç geçirmeyecek miyiz? Diyelim fırladık sahneye… “Ben de oynamak istiyorum!” dedik. Seyirci olmaktan kurtulmaya yetecek mi bu? Sahnenin ortasında da olsak, yine seyretmeyecek miyiz kendimizi? Her şeyin bir oyun olduğunu bilmeyecek miyiz?Yoksa bir tek ben mi unutmuyorum bu gerçeği? Diğerleri unuttukları için mi bu kadar çok korkuyorlar ölümden?Öyleyse ben de denemeliyim belki de unutmayı. Kendimi onlar gibi bu kör dövüşüne kaptırmalı, ille de kazanacağım demeliyim. Mesela bir hedef belirlemeliyim kendime. Gerçekten önemli olmalı… Oyunu unutturacak kadar çarptırmalı kalbimi. “Ne uğraşıyorum ki?!” diye aklımdan bir saniye bile geçmemeli.O zaman ölmekten ben de korkarım belki. En azından, arzuladığım o şeye kavuşuncaya dek her sabah yeniden açmak isterim gözlerimi. Her yeni gün, yeni bir adım demek olur beni hedefe ulaştıracak o yolda. İçim pır pır eder, unuturum kendimi.
yorumlar
himm neydi neydi.. bilmediginden korkmamak aptalliktir. kor cesareti de desek olur.olum..bircok kez tasarlanirken duydum. sevdigi adam veya kadinin nasil agladigi; kimlerin saf tuttugu; ne yendigine kadar.. iste olum, tasarlanirken dahi ayiramiyor bu dunyadan kendini. yani onca karanlikta tum bunlari secmek biraz tuhaf..ogrenecegiz elbet..korkacak miyiz; korku diye bisi olacak mi..uzun be..
Morfik, galiba ölümden korkup korkmamak hayattan ne beklediğine bağlı. Bekleyecek çok da bir şey yoksa, daha doğrusu beklemeye değecek kadar anlamlı gelmiyorsa hiçbir şey, ölümden de korkmuyorsun. Bunun aptallıkla bir ilgisi yok.
Ölümkazıp duracağız bu siyah külü hep,O gün gelecek tıoprağa anne diyeceğiz hepimizkaçınılmazzroller değişecekbaşka Ademler başka Havvalar yerimize el sıkışacak..
Ölüm hayatımızdaki tek gerçek aslında.Yaşamdan çok daha güzel olduğunu düşünüyorum.Çünkü ölüm aslında yepyeni sonsuz bir yaşam…
İşte ben de bunu anlatmaya çalışıyorm. Son derece doğal bir şey ölüm. Neden korkalım ki? Tabii korkmamamız, onu dört gözle bekliyoruz anlamına da gelmiyor.
Evet tabiki dört gözle bekliyor anlamına gelmemeli.Aslına bakarsan yaşıyor sandığımız bu dünya tamamen yalan.Herkeste bir gün sona ereceğini adı gibi biliyor ama bilmezden geliyor.İnsan maneviyatını yüceltirse insan olur ve birgün öleceğini düşünse asla kötülük yapamaz.Mavilikler aslında anlatmak istediğin belkide buydu.
Şule, beni çok iyi anlamışsın. Yazının ana fikrini özetlemişsin adeta. Ölüm diye bir şey olduğunu, bu yüzden bu dünyanın işlerine kendimizi çok da kaptırmamamız gerektiğini, çünkü kaptırdığımızda hırslarımızın esiri olabileceğimizi anlatmaya çalıştım. Yalnız, karamsarlığın dozunu bir parça yüksek tuttuğumdan anlatmaya çalıştığım esas nokta geri planda kaldı. Sanki ölümü över gibi bir anlam çıktı ortaya. Oysa amacım kesinlikle bu değildi. Bu yüzden senin beni bu kadar net br şekilde anlaman beni çok mutlu etti.
Dogru seyler yazmissin Mavilikler, begendim…
Teşekkürler.
”Hep aynı şeyler boy göstermeyecek mi sahnede? Biz seyirci koltuğunda sıkıntıdan iç geçirmeyecek miyiz?”Herkesin hayatı aynı mı, ya değiştirebilenler..Sürekli ölüm ve tiyatroyu düşünürsek, yaşanan hayatın melankolik ağrılarını taşıyamayıp erken yaşta, ölenlerden olmaz mıyız, ölüler neden korksun ölümden, yaşamlarının anlamı yok zaten..Karamsarlık bu..
Yine korkmayacaksın ölümden, ama risk alarak, istediğini elde etmek için çaba sarfederek..
Haklısın Pbk. Ölümden korkmamak, hayattan vaz geçmek anlamını taşımamalı kesinlikle.
Eline sağğlkk:)
Teşekkür ederim.
okudugum ilk yazunuz ,sükür sayfa sayfa diil.
sanırım bu hikayenin sonuna “Kalbimizi görmeden onu hissedebiliyorsak, gözden uzakta olan hayallerimizide gerçekleştirebiliriz. yeterki biz hissedelim, yeterki yaşama sevincimiz olsun” eklememiz en doğrusu olacaktır.