Siz hiç elektrik kesintisi sonucu dapdar ve kapkaranlık bir asansör boşluğunda saatlerce sıkışıp kaldınız mı… O çaresizlik psikolojisi içerisinde , havasızlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya bulundunuz mu hiç…Cevabınız ne olursa olsun , daha bu kadarıyla bitmediğini , kaldığınız saatlerin günlerle , haftalarla hatta aylarla çarpıldığını, üstüne üstlük size rahatça ulaşamadıkları için geçip giden çaresizlik içindeki aylar boyunca tek iletişim imkanınız olan daracık bir delikten yaşama bağlandığınızı canlandırmaya çalışın zihninizde…Tüm ihtiyaçlarınızı ancak son derece kısıtlı ve imkansızlıklar içerisinde temin ederek hayata tutunabileceğinizi ve sizi kurtarmak için 4 ay gibi bir süreye ihtiyaç olduğunu söylediklerini hayal etmeye çalışın… Şimdi neler hissediyorsunuz… Daha geçen hafta baba olmuştunuz… Doyamadığınız çocuğunuz buram buram burnunuzda tütüyor , kalbiniz paramparça…Sabah kalktığınızda işe giderken eşinizi uyandırmak istemediğiniz için , onunla vedalaşma şansınız bile olmamış… Yazık , belki de bir daha onu hiç öpemeyeceksiniz , ciğerlerinize o cennet kokusunu çekemeyeceksiniz sonsuza dek… Ne hayalleriniz vardı ailecek gerçekleştireceğiniz , artık hepsi pamuk ipliğine bağlı bir halde sizden fersah fersah uzakta…

Şili ‘ de yerin 700 metre altında haftalardır mahsur kalan 33 madencinin psikolojisinin ve hissettiklerinin neler olabileceğini biraz olsun düşündürtebilmek içindi bütün sözlerim… Mucize hayatta kalışın yankıları bizlere ulaştıkça yaşanan dramın gerçek çapını yavaş yavaş kavramaya başlıyoruz…Yaşadığımız her trajik deneyim sahip olduğumuz hayatın çapını ve değerini daha iyi kavramamızı sağlıyor… Saniyelerin ve dakikaların varolmak adına ne kadar büyük öenm taşıdığını anlamamıza yardımcı oluyor…Aslında şuan kanlı canlı hayatta olmamız ve elimizde olan değerli yaşamımız dışında hiçbir şey gerçek değil… Onu güzelleştirebilmek ve daha yaşanılabilir kılmak adına , yani olabilecek en verimli, en umutulu ve en mutlu insan olabilmek adına yapabileceklerimizi gerçeğe dönüştürebilecek ilk adımı atmak gerekiyor çok geç olmadan…İlla yerin 700 metre altında sıkışıp kalmayı ve hayatlarımız pamuk ipliğine bağlı olmasını beklememeliyiz bunları yapmaya başlamamız için…