bildirgec.org

gözler hakkında tüm yazılar

KONUŞMA YASAĞI

mavilikler | 11 August 2010 10:02

Bir gün için konuşmak yasak olsa… Diğer her şey tıpatıp aynı kalsa ama. Sabah yataktan çalar saatin sesiyle kalksan yine, hemen banyoya geçsen. Güzelce bir duş alıp gelsen kendine.

Kendinle başbaşa geçirdiğin bu süreçte konuşmamak hiç zorlamasa da seni, ‘diğerleri’ görünmeye başladığında boğazın isyan etmeye başlasa hemen… kendisi yoluyla dışarı çıkmaya uğraşan bir şeyi serbest bırakmasına izin vermen için sürekli zorlasa seni. Ama sen ısrarla kararlılığını sürdürerek o şeyi geri göndermesini söylesen ona. Hatta bir aracıya gerek duymadan direkt o şeye söylesen: “Kes sesini!” diye…

Herkes senin kadar kararlı olsa bu yasağa uymaya… İnsanlar bir günlüğüne sussa. Evden çıkıldığında komşuya rastlansa ve alışkanlıkla söylenen kuru bir ‘günaydın’ olmadan, sadece gözlerle günaydınlaşılsa. Gözler işin içine girince, gerçek bir dilek olarak ulaşsa bu ‘günaydın’ o komşuya. O da aynı dileği gönderse gözleriyle. İlk kez iki komşu güne bir diğerine iyi dileklerde bulunmakla başlamış olsalar böylece. İlk kez gerçekten gözgöze gelseler.

NEFRETİ YENMEK

mavilikler | 29 July 2010 16:29

Biri olsa… Bileyim ki, odasında yapayalnız kaldığında aklına gelen ilk şey olsun gözlerim. Onlar o odayı kocaman bir bahçeye çevirsin.

İçinde binbir renkte çiçek açsın o bahçenin. Orada, o çiçekler arasında her şey güzelleşsin.

Gününü nasıl geçirdiğini düşünsün sonra. Dışarıda yaşadıklarını, sürekli bir kavganın sürüp gittiği o yerde var olma çabasını hınca hınç. Bir kez daha “Yenilmedim!” diyebilecek kadar güçlü durmasını onlara karşı.

Oysa Ben…

karuma76 | 24 July 2010 19:16

Durdu… Şaşkın bakışlarla etrafı süzüyor ve baktığı yerlere de boş boş bakıyordu. Ne yapacağını hatırlamış gibi harekete geçti. Fakat az önceki yürüyüşünden daha hızlı yürüyordu. Bir yere yetişmek istiyordu sanki. Yürürken başını hafifçe bana çevirdi ve gözgöze geldik…
Fakat bana da boş baktı. Hatta galiba görmedi bile. Oysa ben…
Ani bir kararla marketten içeri dalıverdi. Rafları gözden geçiriyor ama aradığını bulamıyordu. Belki de hiçbir şey aramıyordu. CD reyonuna yöneldi ve elini rastgele bir CD ye uzattı.Tam alacakken vazgeçti ve başını hafifçe bana çevirdi.
Fakat bana bomboş baktı. Hatta galiba görmedi bile. Oysa ben…
Marketten çıkarken eline küçücük bir poşet vardı. Poşeti garip bir şekilde sallıyordu. Otobüs durağına yaklaştı. Önünden bir sürü otobüs geçti ama binmedi. Sonra rastgele bir hareketle elini kaldırdı. Binmeden başını hafifçe bana çevirdi.
Fakat yine bana o boş gözlerle baktı. Bu defa eminim beni görmedi. Oysa ben…
İlk gördüğü boş koltuğa oturdu. Omzuna öylesine asılmış çantasından bir kitap çıkardı. Bırakın okumayı kapağını bile açmadı. Müzik dinlemek için kulaklıklarını taktı ama onu da bıraktı. Sanki bugün bütün duyguları resmi tatile çıkmış gibiydi. Ama en son başını hafifçe bana çevirdi.
Bu defa gülümsedi. Tam ben de gülümseyecektim ki beklemeden başını çevirdi. Offf… Yine beni görmedi. Oysa ben…
Otobüsten inerken sendeledi. Anlaşılan hala ne yapacağına, nereye gideceğine karar verememişti. İlerideki kafeteryanın önüne geldiğinde oturmak için boş yer aradı. Sandalyeye nüfuz eder gibi yayıldı. Sanki bütün vücudunu ona teslim etmişti. Yavaşça çayını yudumladı. Hafifçe başını bana doğru çevirdi. İşte şimdi gözgöze geldik. Galiba bu defa gördü beni. O kadifeye çalan ince sesiyle seslendi.
GELSENE…
Oysa ben sadece o gözlerin içinde kaybolmayı sevdim. Ama son bir kez gülümsedim. Son bir kez gözgöze geldim. Büyü bozuldu artık ve son sözümü söyledim.
BOŞVERSENE…

TÜM IŞIKLAR SÖNMÜŞTÜ

mavilikler | 05 July 2010 12:11

“Bitti artık!” dedi.

Saatlerdir tek bir kelime etmemeye yemin etmiş gibi oturup durmuştu o koltukta. Bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi. Ama bitmesi… Bunu beklememişti hiçbiri.

Hepsi biten şeyin ne olduğunu tahmin edecek kadar aşinaydılar duruma. O’nun kapıdan içeri dalıp da koltuğa yığılmasına yol açabilecek şeyi biliyorlardı. Zaten bildikleri için şimdi bu kadar şaşkın karşılamışlardı bu iki kelimeyi. O kız ve bu kelimeler aykırı kaçmıştı sanki birbirine.

YEPYENİ BİR ŞEY

mavilikler | 26 June 2010 12:46

Şimdi böyle hiç bıkmadan bakıyorsun ya gözlerime… Orada benim hiç bilmediğim bir şeyler görüyorsun ya… Beni zenginleştiriyor, kendime yabancı yanlarımı gözlerimden derinlerime inerek çekip çıkarıyorsun ya…

Binlerce kez teşekkür ederim sana!

Oysa ben sana hiçbir şey aramadan bakıyorum her seferinde. Çünkü aramama gerek kalmayacak kadar ayan beyan ortadasın sen. Öyle derinsin ki sana bakınca, daha derini var mı, diye düşünemiyor insan.

Kendine sakladığın hiçbir karanlık yok benliğinde. Gün ışığına düşman olamayacak kadar seviyorsun dışarısını.

GÜZELLİKLERİ ARARKEN…

ayzeff | 01 June 2010 22:42

GÜZELLİKLERİ ARARKEN…

İçimizdeki güzelliklerin farkına vararak, o güzellikleri saklandıkları derin kuyulardan gün yüzüne çıkarabilmeliyiz…Yaşamımızı tekrar tekrar gözden geçirerek bize verilen nimetlerin değerini bilmemiz gerekir…

Hayatı yaşanılabilir bir hale getirmek kesinlikle bizim elimizdedir. Verilen bu güzel ömrü bir köşede geçirilmemeli ve hiçbir çaba sarf etmeden başkasından bir şeyler yapmasını beklememeliyiz.Kendi hayal ve isteklerimize doğru koşarken güzellikleri görmeyi, görebilmeyi başarmalıyız. Mesela taşlar arasından yeşermeye çalışan bir çiçeğin farkına vararak onun sarfettiği bu çabayı görmemiz gerekir; o çiçeğe bakıp hayatımıza yön de verebiliriz. Zorluklar karşısında yılmamanın,hiçbir zaman mücadele etmeyi bırakmamanın değerini anlarız. Ve sonunda bir çiçek kadar güzel görünür ve bir o kadar güzel kokarız…Zorluğa karşı dayanabilmek, sabredebilmek ve rahatlığa ulaştıktan sonra şükredebilmek bizim elimizdedir.Çünkü bunu yapabilecek bir güç bize yaratılış itibariyle verilmiştir.

SEN OLMADAN

mavilikler | 30 May 2010 15:11

Sen o kadına baktığında… Yok oldum ben! Gözlerindeki yerimden alaşağı oldum. Bana bakan gözlerinde O vardı artık. Bana dair tek birşey yoktu.

O an masadan kalkıp gitseydim, sen hala aynı ifadeyle bakıyor olacaktın karşındaki sandalyeye. Orası, otursam da aynı şekilde boş kalacaktı.

Senin gözlerin birkaç dakika önceki bir görüntüde takılıp kalmıştı çünkü. Başka hiçbirşey görmüyor, beni her saniye bir parça daha tüketiyordu.

“Daldın.” dedin birden. Görünür olmuştum demek yeniden.

SAKLAMA YARALARINI

mavilikler | 23 May 2010 14:28

Yaraların var senin. Çok geçmemiş üzerinden… Henüz dağlanmamış… Ya olur da yanlışlıkla dokunursam onlardan birine?!.. İstemeden sızlatırsam içini?.. Tek bir kelime ya da ne bileyim, öylesine bir gülüşle seni çok gerilere götürürsem?..

Çok öncelerine… Benim, yaşamında olmadığım bir zamana yani… Sen o yaralardan birini daha yeni edinmiş, taze taze sızlarken yaran… Bense senden çok uzaklarda, içimde koca bir boşluk, bilmeden onu doldurmanı beklerken…

BİR ÇİFT GÖZ

mavilikler | 05 May 2010 10:39

Hafta sonlarına sığdırmaya çalışıyoruz gerçek yaşamlarımızı. Penceremizin köşesine çekilip çayımızı yudumluyor ve bu kez dışarıdan, içinde kaybolmadan seyrediyoruz kalabalıkları.

Herkesin aynı göründüğü bu yerde, farklılığını koruyan tek kişi kendimizmiş gibi keyifle içmeyi sürdürüyoruz çayımızı. Ilık ılık birşeyler duyarak içimizde, karşımızdaki koltuğa buyur ediyoruz kendimizi. Penceremizin diğer köşesinden ne de güzel gülümsüyor bize!..

Gözler İnsanın Aynasıdır

CihanTurK | 31 December 2009 10:55

Gözler insanın aynasıdır.

Gözler insanın aynasıdır o zaman bunların gözleri böyleyse iç dünyaları nasıldır.

İnsanları yaptıkları makyajla mı yoksa saf görünüşleriyle mi algılamak lazım? Bunda kararsızım ama bence insanın dışından daha çok iç güzelliği önemlidir.

Gerçi bu resimle bu dediklerimin uzaktan bir alakası var ama direk olarak hiç bir alakası yok.

Neyse şöyle sözlerime devam edeyim bari;
Ben her zaman doğallıktan yanayım. Ama bu da bir sanat olduğu için burda yayınlamak istedim. Gözler güzel makyaj ayrı bir güzel en azından sahne için ” öyle bir makyajlı kızla sokakta dolaşmak istemezdim.” ama modeller için çok güzel bir şey gözleri ön plana çıkaran bir sanat bu göz makyaj sanatı.