bildirgec.org

eleştiri hakkında tüm yazılar

Nereye Gidiyoruz

karaib | 05 August 2009 17:50

arkadaşlar baştan söylemem gerek bu yazının siyasi askeri vb. şeylerle ilgisi yoktur. sadece zamanın getirdiği ve bizim ‘hayatımızı kolaylaştıran’ dediğimiz gereksiz araç ve gereçlere yaptığım eleştiridir.

kitap tutacağıymış
kitap tutacağıymış

evet nereye gidiyoruz. hayatımızı kolaylaştırdığını söylediğimiz araçlar bize yarardan başka neler getiriyor ve bunun karşılığında bizden götürdükleri neler ?

hepduymuşuzdur şu sözü ‘hiçbir şey karşılıksız değildir.’ geçenlerde bir araç gördüm. kolaylık için hazırlanmış bir araç adına kitap tutacağı demişler. siz yüz üstü uzanırken kitabınızı tutmaya yarayan bir araç. Ellerimiz varken neden kullanalım ki bu aracı. Peki kullandık diyelim emin misiniz bize sadece yarar getireceğinden.

Yeni trend: İslami Tatil

mubadil | 10 June 2009 22:55

Kapitalist bir dünyada yaşıyoruz. Yani herşeyini paraya, metaya göre değerlendirildiği bir dünya. Paran varsa hâss, yoksa âvamsın. Paran varsa “Gelişmiş” yoksa “Gelişmekte olan”sın. Bu dünyanın en önemli kurallarından biri de şudur: “Bir şey ihtiyaç ise onu üret ve sat. İhtiyaç değilse, ihtiyaç haline getir ve sat.”

Tatil, turizm, oteller konusu da bu kuralın dışında değil. Birkaç on yıl öncesine kadar Türkiye’de tatili sadece yabancı turistler yapardı. Onların sayısı da çok az idi. Zamanla yerli turizm patladı. Oteller yerli turistlere de hizmet etmeye başladılar. Az çok eğitim görmüş, batılı hayat tarzıyla barışık insanlar “plaj tatili” olgusunu vazgeçilmezleri arasına aldılar.

Blindness’a Eleştiri ya da “Aman Ya Rabbim Kör Oldum!”

erastis | 09 June 2009 11:58

Dikkat! Aşağıda okuyacağınız eleştiri yazısı yer yer ‘spoiler’ içerebilir; ve fakat içermeye de bilir. Bu durum, film hakkında ne kadar önbilgiye sahip olduğunuza göre değişkenlik gösterir!

Terminatör Salvation’ın bol tanıtım ve promosyonla gösterime girdiği bir haftada, arada kaynayıp gitmemesi gereken sağlam bir film daha beyazperde seyircisiyle buluştu. Nobel Ödüllü José Saramago’nun aynı isimli romanından uyarlanan ‘Blindness’, önce 2008 Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak ses getirdi, ardından da 2008 Film Ekimi’nde Türkiye semalarında arz-ı endam etti. Film Ekimi’ne bilet bulabilen sinefiller taa aylar önceden filmi gördü, seyredemeyen meraklı sinemaseverler yurtdışındaki gösterimlerden ve dvd’lerden elde edilen kopyaları indirdi, seyrin tadına vardı ve maalesef haziranın ilk haftası gösterime giren bu yapıma gidebilecek potansiyeldeki kitle çoktan ununu eleyip, eleğini duvara astı. Olsun, gene de biz bir-iki çift kelam edelim, adet yerini bulsun, gönüller bir olsun.

Benlik Olgusu

liquidlightening | 28 May 2009 15:41

gördüklerim , duyduklarm , yaşadıklarım … hayata – yaşamaya dair ne varsa. herşeyiyle insanın kendisini bir bütün olarak görmesi. ait hissetmesi. Unutulan duygular. unutuluyor çünkü unutturuluyor. yapaylık kol gezerken bize ait olmayan duyguları yaşamaya özeniyoruz benimsiyoruz sanki bizimmiş gibi. Gerçek olmayan mutluluklar , gerçek olmayan üzüntüler , gerçek olmayan sevgiler. İşte tek sorun değinmek istediğim. Duygular yozlaşıyor hangisi gerçek hangisi değil ayırt edemez hale geliniyor. Koca bir boşluğa düşülüyor zamanla. Kimse anlamıyor nedenini suçlayacak basitlikler seçiyor kendine farkında olmadan bir yalanı yaşıyor… yalana alışıyor gerçekler acıtır oluyor. Çoğu zaman alışmak sorgulamaktan daha kolay geliyor. Bize sunulanı kullanmak külfet olarak görülürken bizim olmayan düşünceleri ezberliyor tüketene kadar yaşıyor ve ardında yenileri ediniliyor. Bundandır kişinin kendiyle çelişmesi , değerlerini kaybetmesi işte tamda bundandır ki yalanı doğal kabul etmesi … özeleştiri nedir bilinmiyor. Halbuki ne kadar da çabuk eleştirilir kişi değil mi? Önyargı edinmek , insanları kolayca silmek kendi eksikliklerini onlara yüklemek hiç olmadıkları şeylerin bedelini ödettirmek … kendine de baktığını söyler tamamlanmış olduğunu hisseden , hiçbir zaman olmadığı şeyi anlatmaktan çekinmez , kendide inanmak ister inanırda… maskesiyle mutludur o , tekerleme gibi ağzından eksik etmediği “ ben” ler … benlikleri kelimelerden ibaret. Sadece anlatılır asla yaşanmaz…

Benim fikrim senin fikrini döver.

aggali | 09 May 2009 19:09

Son zamanlarda dikkatimi çeken birşeyler var hafifte. Bir çeşit “benim fikrim senin fikrini döver” mantığı görüyorum. Açıkçası hiç hoşuma gitmemekle birlikte, bunu bir toplumsal yansıma olduğunu da bilmiyor değilim.

Ancak bu durumun; okuyup yazan kesimde olması (hafif yazarları bence toplumdaki çoğu insana göre eğitimli) ve eleştirilere tahammül sınırının epey aşağılarda bulunması sebebi ile bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Fikirler birbirleri ile çelişebilir, bundan daha doğal birşey yok. Ancak fikir sahipleri bunu anlayışla, hoşgörü ile kabul etmekten kaçınırlarsa, işte o zaman yanlış olan şeyler var demektir. Çağdaşlık bana göre hoşgörünün egemen olduğu toplumlarda ortaya çıkar.

Linux neden başarısız

bteoman | 13 April 2009 13:16

Bu başlık size adaletsiz gelebilir. Ama İlkokul 1. sınıftan başlayıpta üniversitenin son sınıfına kadar Microsoft kullanan birisi sanırım biraz seçici oluyor.

Linux, uzun süre Windows kullanan birisi için hep uzaklarda, huzurlu bir ada gibi geliyor ama gittiğin zaman başına neler geleceği meçhül.

Peki neden böyle bir başlık attım?
Geçtiğimiz 3 sene içinde zaman zaman internetten çeşitli dağıtımlar indirip denedim. Buna en populer ve kolay kullanılan dağıtımlardan, en zor kurulan Gentoo gibi dağıtımlara kadar pek çoğu dahil. Şimdi sizle bu maceradan çıkardıklarımı paylaşmak istiyorum.

Neden vidividi.tr

Flashcentury | 24 March 2009 13:45

Şu konuyu okuduğumda uzun süredir aklıma takılan bir konuyu sizinle paylaşmak istedim.

Ben Almanyada yasiyorum ve bilirsiniz burada .de diye bir domain var hem çok ucuz hemde herkes alabiliyor ve bir domain .de diye bitiyorsa anliyorumki tamam bu site ya Alman sitesi yada Almanya ya hitap ediyor. Birçok ülke için bu tip domainler var örneğin Belcika .be, Cin .ch, Arjantin .ag…. gibi ama neden Türkiyenin bir domaini yok?

.com.tr var ya diyebilirsiniz fakat bahsettiğim şey bu değil. birincisi .com.tr (gov.tredu.trnet.tr) gibi domainler bir sürü işlemden sonra alınıyor ve aldığınız domainle aynı isimde bir şirketiniz olması gerekiyor bir hosting sitesine girip pat diye alınmıyor. İkincisi .vidividi.tr çok uzun.

Maggie Taylor ve Alice Harikalar Diyarında

Galanthus | 12 March 2009 09:31

Maggie Taylor
Maggie Taylor

Bu ay ki Fotoğraf Dergisinde Maggie Taylor için bir bölüm ayrılmış görünce ben de Maggie Taylor hakkında biraz araştırma yapayım dedim.

Maggie Taylor
Maggie Taylor

Cleveland Ohioda 1961’de dünyaya gelen sanatçı, aslında felsefe mezunudur.Ama Fotoğrafçılık eğitimini 1987’de Florida Üniversitesinde alır. Max Ernst’ten etkilendiğini itiraf eden sanatçının çalışmalarında surrealizmin öncülerinde Salvador Dali çalışmalarına benzerlikler görüldüğü de söyleniyor, bence tabi ki bu sürrealizmden kaynaklanan bir durum sadece.

A’dan X’e ve John Berger

admin | 05 March 2009 16:09

John Berger
John Berger

Bu sefer size çok sevdiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum, sadece aklıma değil ruhuma da yerleştirdiğim bir kitaptan.

A’dan X’e John Berger Tarafından Kurtarılmış Mektuplar.

A’dan X’e Metis yayınlarından 2008 yılında basıldı. Özgün Adı; From A to X Some Letter Recuperated by John Berger olarak geçiyor. Elimdeki ilk baskısı, ikincisi yapıldı mı bilmiyorum.

Açıkçası bu kitabı ,internette yeni ne okuyabilirim diye gezinirken kapağını görüp sevmiştim ve almıştım. Ne John Berger hakkında ne de kitap hakkında bilgi sahibiydim.