Kapitalist bir dünyada yaşıyoruz. Yani herşeyini paraya, metaya göre değerlendirildiği bir dünya. Paran varsa hâss, yoksa âvamsın. Paran varsa “Gelişmiş” yoksa “Gelişmekte olan”sın. Bu dünyanın en önemli kurallarından biri de şudur: “Bir şey ihtiyaç ise onu üret ve sat. İhtiyaç değilse, ihtiyaç haline getir ve sat.”Tatil, turizm, oteller konusu da bu kuralın dışında değil. Birkaç on yıl öncesine kadar Türkiye’de tatili sadece yabancı turistler yapardı. Onların sayısı da çok az idi. Zamanla yerli turizm patladı. Oteller yerli turistlere de hizmet etmeye başladılar. Az çok eğitim görmüş, batılı hayat tarzıyla barışık insanlar “plaj tatili” olgusunu vazgeçilmezleri arasına aldılar.Zamanla batılı değerlere yabancı, muhafazakar ailelerin bu sektöre para harcamadığını farkettiler. Ne yapmalı da bunların da “plaj tatili” yapmalarını sağlamalıydılar? Bu aileleri mayolar, bikiniler giydirmek mümkün değildi. En iyisi dindar aileleri diğer yerli ve yabancı turistlerden uzak tutacak bir tatil anlayışı geliştirmekti.Evet, islami oteller bu şekilde doğdu. İhtiyaç mıydı? İhtiyaç haline mi getirildi? Bu konuda değişik görüşler olabilir ama şu var ki bu otelleri tercih edenler, tatil‘in, hatta plaj tatilinin bir ihtiyaç ve gereklilik oluduğunu düşünmeye başlamışlar.Değişik sitelerde bu otellerle ilgili yapılan yorumları incelediğimizde bir çok tatilci Tesettürlü Otelleri pahalı oldukları ve dindar aileleri diğer içkili otellere yönlendirdikleri için suçluyorlar, vabal altında olduklarını iddia ediyorlar. Hatta bu otelleri pahalı olduğu için, denizi iyi olmadığı için, yemekleri lezzetsiz olduğu için hakkını helal etmeyenler bile var.Bu alanda en çok takip edildiğini tahmin ettiğimiz sitelerin başında gelen islamioteller.net sitesinde pek çok yorum var. Bera Otel Alanya, İhlas Armutlu Tatil Köyü, Şah Inn Paradise gibi büyük otellerin yanısıra, Asude Tatil Köyü, Bal Beach Otel gibi yeni açılanların ve Yeşilöz Otel, Club Samira gibi pek duyulmamış pek çok otel hakkında yüzlerce yorumlar yapılmış. Hepsinin ortak isteği “hakettikleri” tatili sunmaları gereken bu otellerin daha ucuz ve kaliteli olmaları yönünde.Halbuki “tatil” kelimeis arapça “âtıl” kelimesinden türemiştir. Yani işlemez, boş, tembel, bozulmuş gibi anlamlara geliyor. Ta’til kelimesinin diğer anlamı da Allah’ın sıfatlarını inkâr eden felsefecilerin mesleği olarak tanımlanıyor. Bir günü diğerine eşit olmaması gerektiğini bildiren bir kültürün mirasçısı bir topluluk İslami Tatil (boş, gereksiz, tembellik) kavramını kabullenebilir mi? Kabullenmeli mi?