bildirgec.org

erastis

11 yıl önce üye olmuş, 6 yazı yazmış. 1 yorum yazmış.

‘Ne iş olsa yaparım abi?’, mi?

erastis | 01 August 2009 18:21

Kriz ortamı bahane edilerek, yüzlerce insan işten çıkartılıyorken ve bir o kadarı iş arayıp, bulamıyorken, hasbelkader bulunan bir işten arkana bakmadan kaçarcasına ayrılmak caiz midir?

Para kazanma arzusu içindeyken, hevesle başladığınız işten bir haftalık deneme süreci sonunda ayrılmaya karar vermenin birden çok etkeni olabilir. İş ortamına ısınamamış olabilirsiniz, patron ve üslerinizin genel olarak çalışanlara yaklaşımını beğenmemiş olabilirsiniz ya da en temel olarak yaptığınız ya da size dayatılan iş içinize sinmiyor olabilir. “Yaptığım işin içeriğine değil, aldığım paraya bakarım” demek, iliklerine kadar kapitalizme özgü bir yaklaşımken, hiç kimse sizden zaten mutlu olmanızı beklememektedir.

Blindness’a Eleştiri ya da “Aman Ya Rabbim Kör Oldum!”

erastis | 09 June 2009 11:58

Dikkat! Aşağıda okuyacağınız eleştiri yazısı yer yer ‘spoiler’ içerebilir; ve fakat içermeye de bilir. Bu durum, film hakkında ne kadar önbilgiye sahip olduğunuza göre değişkenlik gösterir!

Terminatör Salvation’ın bol tanıtım ve promosyonla gösterime girdiği bir haftada, arada kaynayıp gitmemesi gereken sağlam bir film daha beyazperde seyircisiyle buluştu. Nobel Ödüllü José Saramago’nun aynı isimli romanından uyarlanan ‘Blindness’, önce 2008 Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak ses getirdi, ardından da 2008 Film Ekimi’nde Türkiye semalarında arz-ı endam etti. Film Ekimi’ne bilet bulabilen sinefiller taa aylar önceden filmi gördü, seyredemeyen meraklı sinemaseverler yurtdışındaki gösterimlerden ve dvd’lerden elde edilen kopyaları indirdi, seyrin tadına vardı ve maalesef haziranın ilk haftası gösterime giren bu yapıma gidebilecek potansiyeldeki kitle çoktan ununu eleyip, eleğini duvara astı. Olsun, gene de biz bir-iki çift kelam edelim, adet yerini bulsun, gönüller bir olsun.

Hangisi Matrix, Hangisi Gerçek?

erastis | 29 May 2009 12:29

Bu sabah Matrix’e uyandım. Bir güç vardı, biliyordum; artık inanıyorum da. Bütünlüklü rüyalar gördüğümde kendimden korkmaya başlıyorum. Birkaç gün (veya hafta) önce gördüğüm rüyaya alakasız bir günde, kaldığım yerden devam edince zihnimin dehlizlerinden şüpheleniyorum. Dini inanışlar der ki, uyurken ruhunuz incecik bir bağı geride bırakarak bedeninizden ayrılır, arşta dolaşmaya başlar. Bu sırada birçok şey görür ama yaşadığımız dünyadaki karşılıkları birebir değildir. Bundan dolayı da rüya tabiri denen açıklamalara ihtiyaç vardır. Psikanaliz der ki, gün boyunca bastırdığınız sıkıntılarınız, hayatınızın önceki dönemlerinden kalan, kaçtığınız olaylar gece olur su yüzüne çıkar. Bilincinize hâkim olabilirsiniz ama bilinçdışınıza asla! İşte bilincinizle kaçtığınız her şey, rüyalarınızda altın bir tepsi içerisinde size sunulur bilime göre. Bir başka görüşe göre de, tüm hayatımız aslında başlı başına bir rüya ama biz bunun henüz farkında değiliz. Ölünce, aslında gerçek uyanışı yaşayacağız ve “Aaa aslında hepsi bir rüyaymış!” diyeceğiz. Geceleri, bilimkurgu filmi olabilecek tarzda senaryolar gördüğümde aklımdan şüpheye düşüyorum ben de.

Dün gece, bir yemek dolabı kamuflajıyla saklanmış büyükçe bir kapının her iki yanında iki farklı dünya olduğunu gördüm. İçinde yaşadığımızı sandığımız hayat tarafında, bu kapıyı insan kılığındaki iki robot koruyordu. (Evet, bu aralar Terminatör seyrediyorum.) Aslında dolap görünümünde olan kapı ve bekçileri, bin yılda bir etkinliğini kaybediyor ve arkasına geçilebilen basit bir duvara dönüşüyordu. Matrix’te ufak bir yazılım hatası yani.
Ayrıca yaşadığım dünyada insanları, birkaç tuş darbesiyle yine robotlar üretiyordu bir makineden. ‘Fiziksel özellikleri şöyle olsun, karakteri şöyle olsun’ ve bir OK tuşu yetiyordu kabinlerden yeni bir insan evladının çıkmasına. Her şey daha da basitleşmiş yani. Ama hiç kimse bunun farkında değildi. Herkes kendini en gerçek şey sanıyordu.

Google’da Film Taraması

erastis | 24 March 2009 12:57

Google’ın bitmek bilmeyen hizmetlerine bir yenisi daha eklendi. Bu adresetıkladığınızda yaşadığınız şehrin tüm sinema salonlarında, gösterimde olan vizyon filmlerini, seanslarını takip etmeniz mümkün. Tabii ki haritalandırma hizmetini de entegre etmeyi atlamamışlar. Yerini bilmediğiniz bir sinema salonuna davet edildiyseniz, dertlenmenize gerek kalmadı yani.

Ayrıca film adının yanında yer alan “yorum” linkine tıkladığınızda da, film hakkında çıkan tanıtım ve eleştirilere de ulaşmanız mümkün. Bu servisin daha da geliştirileceğini umarak, girişimci ruh Google’a sinefiller olarak teşekkür ederiz.

1. Altın Bamya Ödülleri Dağıtıldı!

erastis | 23 March 2009 16:43

Erkek egemen bakışın en başından beri egemen olduğu 7. sanat dalı sinema için geliştirilen, ciddi anlamda bir feminist eleştiri geleneği vardır. Tabii ki ve maalesef, ağırlıklı olarak akademik ortamlarda bu eleştirilerin dile getirildiğini söylemek durumdayız.
Kameranın bakışı eril bakıştır, kadrajı erildir, yönetmeni, senaristi -istisnalar hariç- erildir. Bunu görüp söylediğinizde de “Kadın sömürüsü mü? Hadi canım siz de!” derler.

Bamyadan Nasıl Ödül Olur?
Bamyadan Nasıl Ödül Olur?

İşte Altın Bamya Ödülleri beyazperdede kadının ruhen ve cismen sömürülmesine karşı çıkan akademik feminist eleştiriyi destekleyen bir girişim. Bamyanın metaforik anlamları zaten her birimizde yüklü olduğundan, “Neden Altın Bamya?”sorusunu atlayarak, 2009’da ilk kez verilen bu ‘ödüllerin’ layık görüldüğü filmleri aktarmak istiyorum.